KOMİSYON KONUŞMASI

HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, kıymetli bürokratlar; doğrusu, bu, DHMİ konusu gündeme geldiğinde, uzun yıllar emek verdiğim bir sektörün bu kadar dramatik bir teknik tablolarla ve Sayıştay raporuyla buraya gelmesinden üzüntü duyduğumu da ifade etmekte yarar görüyorum. Tabii, işin teknik kısmını anlatmakta önce yarar görüyorum.

Birincisi: Bu İstanbul'da yeni inşa edilen havaalanının yaklaşma, bekleme ve kalkış rotalarının Bulgaristan ve Romanya hava sahası içerisinde kaldığını biliyoruz. Peki, bu hava sahaları işinde komşu ülkelerde bir sonuca varılmış mı? Bunlara ilişkin bir çözüme ulaşılmış mı? Hayır, burada da bir çözüm henüz sağlanmamış.

Şimdi, bu hava sahalarına giren, kalkış ve inişlerde, beklemelerdeki uçakların bu sahalara ilişkin oluşturacakları maliyetleri işletici firma da üstlenmediğine göre, bu maliyetlerin, şu anda, görünmediği bir şekilde, Devlet Hava Meydanları tarafından da karşılanacağı anlaşılmakta.

Yine, aynı hava meydanının, inşaat sahası içerisinde, deniz seviyesinden 220 ile 300 metre arasında 12 adet RES bulunmakta. Bu RES'ler de zaten hava alanı maliyet sahası içerisinde. Bunlara ilişkin de bugüne kadar herhangi bir çözüm üretilmemiş. Yani, o RES'ler de, orada, varlıklarını devam ettiriyorlar. Bu RES'lerin oradan kaldırılmasının maliyetleri de ayrıca Devlet Hava Meydanları tarafından karşılanacak ayrı bir durum.

Bir başkası, yine DHMİ'nin geçmişte yapmış olduğu planlamada, bu meydanla ilgili planlamada, hava kontrolörlerinin eğitilmesi ve hava kontrolör ihtiyaçları da belirlenmiş. O tarihte verilen rakam 876 hava kontrolörlüğü planlanmış. Şu anda bildiğim kadarıyla 200 hava kontrolörü eğitim görüyor. Bu planlamalara göre çok ciddi bir hava kontrolörü açığı var. Bu açığı kapatacak bir eğitim altyapısı da bugüne kadar yapılmamış. Tıpkı pilotlarda olduğu gibi, gelecek yıllarda Türkiye'de çok sayıda yabancı kadrolu hava kontrolörü planlaması zorunlu hâle gelecek gibi görünüyor. Buna ilişkin bir planlama da bugüne kadar yapılmamış.

Bir başka konu: Bugün Türkiye'de özellikle slot'lar, yani uçuş izinleri neredeyse Türk Hava Yollarının tekeline geçmiş, ama bu İngiltere, Almanya, Fransa gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde böyle değildir. Bu slot'ların belirlenmesinde rekabete açık bir hâl vardır. Özellikle, yolcu talebinin yüksek ve kârlı olduğu slot'lar ihalelerle belirlenir. Ne hikmetse, Türkiye'de bu hava slot'ları bugüne kadar Türk Hava Yollarının kontrolünde ve DHMİ'nin haksız rekabet yaratacak şekilde diğer sektörleri de taşıyamayacak şekilde planlandığını görüyoruz. Az önce, burada, havacılığa ilişkin bir değerlendirme yapıldı. Şu anda Türkiye'nin havacılık planlaması 2001 yılında yapılmış havacılık planlamasıdır. Ne yazık ki o havacılık planlaması bile uygulanamadı. On dört yıllık iktidar döneminde on iki tane hava yolu şirketinin sektörde battığıkları, kelimenin tam anlamıyla battıkları ve tasfiye sürecinde oldukları, bir kısmının da tümüyle kapandığını biliyoruz. Bunu da hatırlatmakta yarar görüyorum.

Ben, tabii, bu kâr edilen saatlere ilişkin slot'ların belirlenmesinde tıpkı Avrupa Birliği kriterlerine taahhüt ettiğimiz gibi, bunların da ihaleyle, rekabete açılarak verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bir başka husus ise, yine bu slot'ların belirlenmesinde yurt dışı seyahatleri -enteresan tabii, bu- Türkiye'de çok tartışılan bir konu. 6 kez bir haftada yurt dışına seyahat yapılıyor ama burada görevlendirilen personel de İngilizce bilmiyor. Onun yanına bir de uzman konuluyor, havacılık konusunu bilen bir uzman bir de İngilizce bilen birisi veriliyor, böyle bir çalışma yürütülüyor.

Yine, sayın ilgililer, sanırım bürokratlar bunu da yanıtlayacaklardır; bu, yeni inşa edilmekte olan hava meydanına yapılması gereken metroyla ilgili bugüne kadar ciddiye alınabilir bir çalışma yapılmadığını görüyorum. Bu metronun yaklaşık maliyeti 2 milyar dolar. Bu konuda Devlet Hava Meydanları İşletmesine, keşif artışı yöntemiyle bu metro işinin, oradaki mevcut inşaat şirketlerine, bu işi üstlenen şirketlere verilmesi yönünde bir çalışma yürütülmüş müdür? Bu konuda bir çalışma yürütülmesi talebi var mıdır? Böyle bir çalışma tasarlanmakta mıdır? Bunu da izah ederlerse sevinirim.

Bir başka husus: Şimdi, mevcut Atatürk Havalimanı 2021 yılına kadar işletme kapsamı içerisinde devam edecek. Bu hava meydanından tarifeli uçuşlar yapılacağına göre, bu mevcut inşa edilen havalimanı da 2018 yılında açılacak. Yani diğerinden üç yıl önce açılmış oluyor. Bu tarifeli uçuşları mevcut havalimanına, yeni havalimanına taşıdığınız zaman diğer havalimanı ile bu havalimanı arasındaki hukuki sonuçlar nasıl düzenlenecek? Verilmiş olan garantiler ve bu garantilerin devlete, kamuya maliyetleri nasıl planlanacak? Buna ilişkin bugüne kadar kamuoyunu ikna edecek bir çalışma yapılmış mıdır? Bu konuları karşılarsanız çok teşekkür ederim.

Yine, birkaç tane soru sormak istiyorum: Özellikle, az önceki sunumunuzda meydanların kapasitelerini, metrekarelerini dinledim. Biraz havacılıktan anlayan birisi olarak söylüyorum: Neredeyse, hava meydanlarının metrekare ve kapasiteleri dünyada birinci sırada büyüklükteki kentlere ilişkin kapasiteleri içeriyor. Özellikle Ağrı'yı, işte Bandırma'yı dinledim, hakikaten çok şaşırdım. İşte Sabiha Gökçen Hava Meydanının metrekare kapasitesi 28 milyon yolcuyu taşıyabiliyor ama bizde inşa edilen hava meydanlarına bakıldığı zaman, bunlar gerçekten ihtiyaçların çok çok üzerinde. Yani önümüzdeki elli yılda bile planlamış olsa bunu da kabul edeceğim ama yüz yıl sonra o kentlerin ulaşamayacakları nüfuslarına göre bir planlama yapılmış. Bunların fizibl olmadıklarını, DHMİ'ye büyük bir maliyet yüklediğini zaten Sayıştay söylüyor, benim buna ilişkin söyleyeceğim bir şey yoktur.

Deminki etik tartışması konusuna da tanık oldum. Bu konuda da bir iki cümle söyleyeceğim Sayın Genel Müdüre.

Efendim, Sayın Genel Müdür "FMF" diye bir şirket, eşinizin işletiminde bir şirketten bahsediliyor -oğlunuz Fırat diye Allah uzun ömür versin, Allah mesut bahtiyar etsin, ailenize de mutluluklar diliyorum- Fırat, Funda, siz, eşiniz de Mehmet, böyle bir şirketiniz var mı? Oğlunuz kaç yıldır TAV şirketinde çalışıyor? Boğaz'da bir villada mı otuyor? Orada oturduğu evin lojman kirasını TAV mı ödüyor? Eşinizin bu şirketi TAV'la iş yapan müteahhit şirketlerle herhangi bir şekilde doğrudan veya dolaylı olarak bir iş yapmış mı, yapmaya devam ediyor mu? Herhangi bir partnerliği var mıdır? Oğlunuzun altındaki makam aracının giderlerini kim karşılıyor? Oğlunuzu evlendirdiniz -Allah mesut, bahtiyar etsin, mürüvvetini görün inşallah- Ankara Sheraton Otelinde düğün yapmışsınız, gerçekten çok güzel, kutluyoruz. Düğüne de TAV'ın özel uçağıyla kıymetli bir sanatçı getirmişsiniz, o da çok önemli, kutluyorum, iyi eğlenceler diliyorum.