| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 12 .11.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Bakanım verdiğiniz ayrıntılı bilgiler için. Ancak benim itirazlarımı da dikkate alacağınızı ümit ederek sözlerinizi sırasıyla değerlendirmeye başlıyorum.
Bir: Yurt dışındaki adli müşavirlerin adli yardımlaşmayla ilgili hiçbir fonksiyonları yoktur çünkü adli yardımlaşma talebi Adalet Bakanlığının bürokrasisinden geçerek muhatap ülkenin adli mercisine intikal eder. Dolayısıyla yurt dışındaki misyon şefliğinde büyükelçiliklerde, konsolosluklarda bulunan adli müşavirin bu noktada hiçbir fonksiyonu olmaz.
İki: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde görülecek davalara Türkiye Cumhuriyeti devletinin Dışişleri Bakanlığı en yetkin akademisyen nitelikli avukatları avukat olarak tutuyor ve yabancı menşeli avukatları tutuyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, avukatlık filan yapmıyorlar kesinlikle.
FARUK BAL (Konya) - Onların en iyisini tutmak Dışişleri Bakanlığının görevi veya Adalet Bakanlığının da "Şu avukatı tut." diye tavsiye etmesi, "Şu kişinin hukuki yardımından faydalan." diye Dışişleri Bakanlığını uyarması en tabii görevi veya yetkisidir. Bunun için adli müşavir bulundurulmasına gerek yoktur.
Üçüncü olarak: Adli müşavirlerin daimî temsilciliklerde hukukla ilgili konularda yardımcı olacağını ifade ediyorsunuz. Adli müşavirlerin her hukuki sorun ortaya çıktığında Google gibi hepsine doğru cevap verebilecek ehliyet ve liyakatte olduğunu düşünmüyorum. Aksine, dış temsilciliklerimiz, Avrupa Konseyinde, Avrupa Birliğinde, NATO'da ve diğer uluslararası kuruluşlar nezdindeki dış temsilciliklerimiz Türkiye'nin ali menfaatleriyle ilgili bir hukuki durum olduğu, geldiği takdirde anında bilgisayarla, e-maille Türkiye'ye bunu gönderir Dışişleri Bakanlığına, Adalet Bakanlığına; Adalet Bakanlığının en yetkin bürokratları, Dışişleri Bakanlığının en yetkin bürokratları Türkiye'nin en yüksek seviyede çıkarlarının korunması için bunlara gerekli cevapları verir, gerekli yönlendirmeleri yapar. O zaman geriye bir tek ihtimal kalıyor, o da bürokratik bir bakış açısıyla görevden alınacak kişilerin mutlu edilerek sesini çıkarmamasını temin etmek. Bu, Adalet Bakanlığında ne derece olur, onu bilemem.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Görevden aldığımız hiç kimseyi göndermedik oraya.
FARUK BAL (Konya) - Yok, yok. Ben dış görevlere gönderilecek müşavirlikleri bütün bakanlıklar itibarıyla söylüyorum. Sizin... Başımıza geldiği için söylüyorum. Çalışılmayacak bir bürokratı görevden alacağınız zaman onu mutlu etmek üzere "Nereyi istersin?" Cevap: "Tokyo'da bir müşavirlik verin bana.", "Londra'da bir müşavirlik verin bana." gibi böyle yerleri talep ederler. Bu bürokratik bir hastalıktır ve o bürokratın görevden alınması gerekiyorsa önündeki hukuk devletinin ortaya koyduğu yargıya başvurma imkânını ona devletin başka bir kaynağı peşkeş çekilerek elinden alınması sonucunu doğurur. Bu yanlış bir iştir. Dolayısıyla, bu yanlış iş başka yanlışları da peşinden getirecektir. Başka yanlışlar da şunlardır...
İçişleri Bakanlığının müşaviri var mı, bilmiyorum.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Var.
FARUK BAL (Konya) - Yoksa en çok İçişleri Bakanlığının müşavire ihtiyacı var. Ve, her tarafa...
Var mı Emniyet Müdürlüğünün?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Var, var.
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Emniyetin var.
FARUK BAL (Konya) - Emniyetin vardır da vatandaşlık işlemleriyle ilgili, nüfus işlemleriyle ilgili var mı?
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - İdari müşavirlik yok.
FARUK BAL (Konya) - O zaman, Sayın Bakanım, bunu biz esas alacaksak en çok İçişleri Bakanlığının vatandaşlık ve nüfus işleriyle ilgili müşavire ihtiyacı vardır. Çünkü orada bulunan bütün vatandaşlarımızın büyükelçilikle ve konsoloslukla ilgili sorunu -doğumdur, ölümdür, mirastır, vesaire- buna ihtiyaç var. Eğer ihtiyaç varsa bütün konsolosluklarda noterlik hizmetleriyle ilgili müşavirliğe ihtiyaç vardır. Noterlik hizmetiyle ilgili müşavirlik ihtiyacı varsa verelim ama bunun dışında başka alanlara taşabilecek ve örnek olabilecek bir şekilde kadro ihdasının doğru olmadığını düşünüyorum. Hele hele "adli müşavir" sıfatı verilerek yurt dışında Adalet Bakanlığını temsil edecek olan kişilerin, sözleşmeli de olsa yabancı bir ülkenin vatandaşı olması sizin ifade ettiğiniz mazeretlere rağmen vahim bir durumdur. Örneğin, eskiden İngiliz vatandaşlığına geçen bir kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsa bile kraliçeye sadakatle yemin ediyor. Kraliçeye sadakatle yemin eden bir kişinin "Türkiye Cumhuriyeti devletinin adli müşaviri" sıfatını almasını siz nasıl doğru bulacaksınız?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, adli müşavir olmuyor. Yani, orada adli müşavir, hâkim, savcı sınıfından Türk vatandaşı Türkiye'den gidiyor. Onlar orada sekretarya hizmetlerinde çalışacak yardımcı personel Sayın Başkan.
BAŞKAN - Bürokrasi.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Adalet müşavirlerinin Türk vatandaşı olması Anayasa... Şimdi, Anayasa'ya göre memur olmak için vatandaş olmak şart. Beş yıl hâkimlik yapmış olanlardan, dili çok iyi olanlardan seçilerek oraya gönderiliyor ve bunlar Türk vatandaşı, aynı zamanda hâkim, savcı sınıfından yapılan hizmetlerde hâkimlik, savcılıkta geçmiş gibi kabul ediliyor.
BAŞKAN - Evet.
FARUK BAL (Konya) - Evet, netice itibarıyla bunların, ortaya konulan gerekçelerin doğru olmadığını düşünüyoruz ve bu maddenin biz karşısında olduğumuzu ifade ediyoruz.