HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, bu problem defalarca KİT Komisyonuna gelmiş ama bir türlü çözüme kavuşturulamamıştı. Mehmet Bey'in de bahsettiği gibi, KİT Komisyonunun yerinde inceleme yaparak tavsiye kararlarıyla kanunda bir değişiklik yapıldı ve göçerlerin TİGEM arazisi içerisinde başka bir yerde -aradan su kanalı geçiyor, sulama kanalı geçiyor, daha fazla yayılmalarına engel olacak bir yerde- arazi tahsis edildi. Evet, biz oraya gittik yerinde görmek için, gerçekten acınılacak yani 21'inci yüzyılda acınılacak durumda olan bir yerleşke diyeyim. 600 civarında, 670 civarında aile yaşıyordu.

MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) - 674...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - O, başvurularla beraber oldu, tabii biz hepsini göremedik. Ama, "köy" diye adlandırılan, aslında camisi olmayan, okulu olmayan, evi olmayan, suyu olmayan, tuvaleti olmayan, ilkel bir yaşamın sürdüğü bir alan olarak kabul edin burayı. Gerçekten, gidene kadar, olayın bu kadar büyük bir boyutta sosyal mağduriyet yarattığını düşünmemiştik. Hani gideceğiz, göreceğiz Ceylanpınar'da diye... O Ceylanpınar arazisi TİGEM içerisindeki en kıymetli arazilerden bir tanesi ve çok geniş bir alana yayılmış bir arazi. Baktığınız zaman, TİGEM'in oradaki merkezinden göçerlere neredeyse bir-bir buçuk saatte ulaşıyorsunuz. O konumda "köy" diye adlandırılan bir yerdi.

Evet, burada çok tartıştık bunu ve sonunda, işte böyle bir kanunla bunun düzeltilmesini, bu vatandaşlara belirtilen yerde, TİGEM'e de çok zarar vermeyecek şekilde ve yayılmalarını önleyecek şekilde yeni bir bölgenin tahsis edilmesi konusunda uzlaştık. Sonra, kanuna dönüştü ve valilik çalışmaya başladı.

Yalnız, orada hatırladığım bir şey daha vardı, o henüz yerine getirilmemiş. Bu göçerler bir hafta, on gün içerisinde tapularını alıp -arkadaşın dediği gibi- Jandarmayla, polisle yeni yerlerine intikal etseler bile, yeni yerlerinde oturacak, yeni yerlerinde ikamet edecek, yeni yerlerinde sosyal donatı alanlarına ihtiyaçları var. Biz aslında bunu getirirken -o günkü tutanaklarımızda da var, Komisyon tutanaklarında- bu yer tahsisinden hemen sonra, daha tapular bile verilmeden oranın planının yapılarak kaç tane okul ihtiyacı var, kaç tane cami ihtiyacı var; suyu, altyapısının da yapılması gerektiğini söyledik, ifade ettik. O günün valisi bugünün AKP'de milletvekili bildiğim kadarıyla, bu konulara da vâkıf, onunla da görüşmüştük. Hatta, gelip burada defalarca, yine KİT Komisyonunda, bunun, bu problemin sadece tapu verilmesiyle çözülemeyeceğini söylemiştim. Ben hâlen bu noktadayım. Birinci aşamayı geçtik ama ikinci aşama silah zoruyla da olsa, güvenlik güçleriyle de olsa -doğru bulmuyorum ama- o insanların oradan kaldırılıp yeni bir yere taşınması olayın başka bir sosyal boyutunu gündeme getirecektir. Yani, kesinlikle bu işi çözmeyecektir. Bakın, bu tapular için 670 kişi tespit edildikten sonra, aile tespit edildikten sonra, oraya bir 160-170 kişilik daha, yeni yeni göçerlerin geldiği görülüyor. Bu devam edecektir. Ama, aslında burada yapılması gereken -işte, bu olanaklarımız da var, TOKİ her tarafta ev yapıyor, konut yapıyor- köy yaşamına uygun, göçerlerin yaşamına uygun, orada sosyal donatı alanlarıyla, camisiyle, okuluyla -başka ne aklınıza geliyorsa bir köy yaşamında- ahırlarıyla belki, standart bir yerin yapılması gerekiyordu. Ben tapuları alacaklarını ama oradan çok kolay kalkacaklarını düşünmüyorum çünkü ikamet edecekleri yer yok. Bunlar şehir merkezlerine girip de yerleşemeyeceklerine göre... Tapuyu aldık... Çünkü, orada satsanız satamazsınız yeri, mümkün değil. Buradan bu işin devamının takip edilmesi lazım. Aslında, yine KİT Komisyonu olarak evet, büyük iş başardık, yetmiş yıllık, yüz yıllık bir problemi çözdük burada. Buranın almış olduğu tavsiye kararıyla çözüldü ama devamının da getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi yapmamız gereken, TOKİ'ye ya da Şehircilik Bakanlığına bir tavsiye kararı yazalım. Tapuları veriliyor. Bu tapu törenine mutlaka Bakan da gidecektir ya da siyasi arkadaşlar gidecektir. Bir yıl içerisinde yapılabilir, yetiştirilebilir çok rahat. Bunların oraya yerleşmesini sağlayacak sosyal donatı alanlarının yapılması gerektiğini biz buradan iletmek zorundayız. Bir yıl içerisinde de o vatandaşları, yapılana kadar, oraya, öyle polis gücüyle, jandarma gücüyle kaldırmak mümkün değil. Kaldırsak da doğru olmaz çünkü ortamı hazırlamadık. Ortamı hazırlayalım, hep beraber gidelim, bunun hazzını, mutluluğunu birlikte yaşayalım diyorum.

Teşekkür ediyorum.