| Komisyon Adı | : | ÇEVRE KOMİSYONU |
| Konu | : | Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar'ın küresel ısınma ve iklim değişikliği hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .12.2016 |
BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Küçük bir il olduğumuz için, özellikle bizim ilde hastalık, sağlık konuları biraz önemlidir. Az önce de Sinop'tan bir hastamız geldi, o hastamızı hastaneye getirmek durumunda kaldım, onun için on birdeki toplantıya, özür dilerim, geç kaldım. Çünkü Çevre Komisyonunun toplantılarını çok önemsiyorum ve Çevre Komisyonuna yazılmamdaki en büyük etken de Türkiye'deki çevre sorunları ve geleceğimizdir.
Marakeş'teki toplantıyla ilgili, ben buradaki bürokrat arkadaşlarıma, sizlere de çok teşekkür ediyorum çünkü orada ülkemizi gerçekten büyük bir gayret içinde, geleceğe yönelik yatırımları anlatarak, ciddi bir şekilde temsil ettik. Yani, tabii, kendi iç siyasetimizde muhalefeti yapıyoruz ama dünya devletleri içinde, Türkiye söz konusu olunca orada birlik ve beraberlik içinde ülkemizi ciddi şekilde temsil ettik.
Oradaki izlenimlerim: Türkiye'nin bu işin neresinde olması gerektiği noktasında gözlem yaptım. Dünya artık yeşil enerjiye yönelmiş durumda, yani orada hepimiz de gördük, yenilenebilir enerji dünyanın gelecekteki en büyük pazarı. Bu pazarda bizim -gelişen ülkede- nerede duracağımız, nasıl o pazara girebileceğimizin tespitlerini iyi yapmamız lazım çünkü artık dünya bazı şeylerden vazgeçiyor. Özellikle emisyonla ilgili ciddi sıkıntılar var. Dünyanın geleceğinin büyük korkuları var. Gelecekte dünyamızın, büyük dünyanın nasıl küçülebileceğini, insanların belirli bölgelere sıkışacağına, orada dünya devletleri, yanılmıyorsam 190, 189 devlet, bir de... Öyle miydi?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI MÜSTEŞAR YARDIMCISI MEHMET EMİN BİRPINAR - Evet.
BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Ciddi bir katılım vardı.
Bizim bunu Komisyon olarak ve Bakanlık olarak acil eylem planı içine almamız lazım. Artık dünya termikle, nükleerle uğraşmıyor. Güneşle, suyla, rüzgârla, bu enerjinin nasıl daha artırılabileceği, ülkeye nasıl fayda sağlayacağı orada ciddi bir şekilde araştırma konusu. Tabii, bunlarda dünya devletleri orada kendi pazarlarını sunuyorlar, neler satabileceklerini... İkili görüşmeler oluyor, bu tip anlaşmalar sağlanıyor.
Ben o Marakeş toplantısının ülkemiz adına katkı sunduğunu burada rahatlıkla söyleyebilirim. Onun için arkadaşlara tekrar teşekkür ediyorum.
Türkiye'ye gelince, termik santrallerle ilgili bir sefer daha düşünmemiz gerekiyor. Yani 5.600 kaloriyi Amasra'da termik santral kurarak harcayacağımızın peşine düşmektense ülkemizde birçok kaynak var, özellikle yenilenebilir enerji konusunda Allah bize bu lütfu sunmuş; ülkemiz dağıyla, tepesiyle, güneşiyle, yağmuruyla, rüzgârıyla dünya devletlerinin belki sağlamadığı, olmadığı stratejik konum ülkemizde var. Buna ciddi bir şekilde... Yani termik konusunda özellikle, bir yerleri yok etmememiz lazım. Çevre Komisyonu üyeleri olarak yerinde araştırma yapmamız gerektiğine inanıyorum, insanları dinlememiz gerektiğine inanıyorum çünkü bizim, bugünün değil, yarının nesillerinin hakkını bugünden gasbetme gibi bir durumumuz yok. Özellikle Amasra ve çevresinde yapılması düşünülen termik santrallerin -dün akşam Cerattepe'yle ilgili çalışmaların bir hafta içinde başlayacağını ve orada dinamitlerin yığıldığını ve bir hafta içinde- Cerattepe'ye alttan girip denilen, sonra üstten çıkılacak olan bir çalışmanın ülkemize nasıl katkı sağlarken nasıl zarar vereceğinin hesabını iyi yapmamız lazım. Yani bu biraz konumuzun dışına çıktı ama bunu daha sonra konuşuruz isterseniz.
Yani Marakeş olumlu bir toplantıydı. Bizim Çevre Komisyonunun bu toplantılara özellikle iştirak etmesinin ülkemiz adına ve Komisyonumuz adına çok olumlu katkılar sunacağına inanıyorum.