KOMİSYON KONUŞMASI

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Bence hiçbir hakikatin karanlıkta kalmaması lazım. Bu Komisyon çok önemli bir görev ifa ediyor. Türkiye bir darbe girişimini atlattı. Millet, siyasetçi, asker, polis beraberce direndik. Türkiye'nin itibarını koruduk.

Bu iki dilekçeyi ben yazdım. Bir: Birgül Ayman Güler Hanımefendi'nin buraya gelmesini istedim.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Selçuk Bey, hangi yetkiyle yazdınız Komisyon adına?

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Ben dilekçe yazıyorum kendim, ben bunu teklif ediyorum Komisyona.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Komisyonda hiç karar almadık da.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Hayır karar almak değil, siz de dilekçe yazarsınız, bunlar araştırılır. Bu Komisyonda her milletvekilinin dilekçe yazma hakkı vardır ve her milletvekilinin dilekçesinin araştırılması noktasında da Başkanlık karar verir burada.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Haklısınız ama Komisyon karar verir, Başkan değil. Komisyon hiç görmüyor ki, olur mu öyle şey ya?

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Birgül Ayman Güler Hanımefendi'nin buraya davet edilmesini istedim. Neden? Çünkü, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkan Yardımcılığını yapmış bir Hanımefendi, İzmir Milletvekili Profesör Doktor Birgül Ayman Güler Hanımefendi, 30 Mart seçimleri öncesi paralelle yani bugünkü FETÖ terör örgütüyle iş birliği yaptıklarını söyledi ve burada Birgül Ayman Güler, 18 Mart 2014, Ensonhaber: "CHP'nin kanalı Halk TV, Fetullah Gülen reklamlarını yayınlamaktadır, Zaman gazetesi reklamlarını yayınlamaktadır. F tipi TV'lerde CHP'nin adaylarını görmeye alışamayacağız." diyor.

İki: 15 Aralık 2014, Cumhuriyet gazetesi: "Her ne kadar parti yönetimimiz inkâr etse de 30 Mart seçimlerinde bir ittifak yaptık, cemaatle ittifak yaptık. İllerde ve ilçelerde cemaatin çeşitli unsurlarının CHP'yle birlikte yürüdüğünü hepimiz gördük. CHP cemaatle ittifak ve iş birliği yapmıştır."

Eğer buraya gelseydi bunların hepsini sormak isterdim kendisine, gelmedi, keşke sorularımıza yazılı olarak cevap vermeyi kabul etseydi.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Selçuk Bey, Selçuk Bey, bakın...

BAŞKAN - Bir dakika Sezgin Bey, sözünüzü kesmedim, bitirsin.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Devam edeceğim, oraya da geleceğim.

Çünkü ben Birgül Ayman Güler'in disiplin dosyasını istedim. Cumhuriyet Halk Partisinden gelen yazıda şu yazıyor: "Birgül Ayman Güler'in vermiş olduğu bir televizyon beyanatına mütevellit kendisi hakkında disiplin soruşturması açılmıştır ama kendisi parti meclisi üyeliğinden ve parti üyeliğinden istifa ettiği için herhangi bir soruşturma yapılamamıştır." Ama, Birgül Ayman Güler Hanımefendi'nin bu söyledikleri çok önemlidir. "CHP cemaatle ittifak, iş birliği yapmıştır. AK PARTİ cemaatle rakip değildir. AK PARTİ'nin rakibi CHP'dir. CHP "Düşmanımın düşmanı dostumdur." şeklinde bir siyaset anlayışına sahiptir. Eğer AK PARTİ ile cemaat iş birliği bir hataysa AK PARTİ bu hatayı anladı, geri döndü. CHP ise hatalarından ders çıkaramadı, cemaatle iş birliği yaptı. Mahalli seçimler öncesinde CHP'li bazı adayların cemaatin kanallarında propaganda yaptığını gördük. AK PARTİ'nin rakibi CHP'dir, cemaat AK PARTİ'nin rakibi değil ki gidip onunla iş birliği yapıyorsunuz."

Sabah gazetesi, 16 Ocak 2015: "26-27 Nisan 2012 tarihinde CHP Bosna ziyareti yapılmıştır. Ziyaretin mihmandarlığını FETÖ'nün Sema Eğitim Kurumları, Fidantur, Novoye Vremya gazetesi yapmıştır. Mart 2013, Aralık 2013 tarihlerinde iki ayrı ABD ziyaretinde FETÖ'nün Turkish American Alliance, Rumi Forum, Orta Atlantik Türk Amerikan Federasyonu, Avrasya Amerikalılar Turkuaz Konseyi, Türk-Amerikan İş Kurumunun faaliyetlerine iştirak edilmiştir." gibi. Bunlara devam edeceğim. Mahalli idareler seçimleri öncesi Aydın Ayaydın'ın ne söylediğini. Hazinedar'la ilgili Aykut Erdoğdu'yu da tebrik ediyorum. Hazinedar'ın onlarla iş birliği noktasında parti disiplinine verilmesi noktasında büyük bir mücadele verdiğini görüyorum ben orada. Kendisinin duyarlılığına da ayrıca teşekkür ediyorum.

Diğer konuya gelince, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Amerika'ya bir seyahatte bulunmuştur. Her genel başkan gider. Amerika'ya gider, Afrika'ya gider, Asya'ya gider, Türkiye'nin itibarını korumak için...

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bizimki gitmedi.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sizinki de Başbakan yardımcısıyken gitti.

BAŞKAN - Özgürdür diyor.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Dışarılara gitti. Yani gitmiyor mu genel başkan yardımcıları? Genel başkanlar gitmez mi? Türkiye dünyadan tecrit edilmiş bir ülke değil ki. Gerekli görülürse gidilir.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Ha o ayrı.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Kazakistan'a gidilir. Siz de Kazakistan'a gidersiniz.

Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinden neyi istedim? Bir, bu programı istedim. Neden bu programı istedim? Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri sürekli olarak FETÖ'yle iş birliği konusunda 2004'ü milat alıyorlar. "Efendim, bundan sonra AK PARTİ'yle iş birliği yaptılar." Peki, Birgül Ayman Güler'in ifadelerine ne söyleyeceğiz? Burada Amerika'ya gidildiği zaman Kılıçdaroğlu bir derneği ziyaret etmiştir. Bu dernek Fetullahçıların derneğidir ve "Gelen hiçbir davete reddetmedik." demektedir Kılıçdaroğlu ve burada şunu söylemektedir: "Türkiye'den milletvekili, yöneticilerin bu toplantılara katılmaları, tüm bunları anlattılar, bir kahvaltı yaptık ve bir tek 'Gülen' sözcüğü dahi kullanılmadı. Kullanılsa ne olurdu? Hiçbir şey olmazdı. Biz toplumun her kesimiyle görüşüyoruz zaten." Demek ki siz de görüşmüşsünüz bunlarla.

Biz, Abdullah Gül döneminde, Abdullah Gül Amerika'dayken "Ahmet Davutoğlu Bey Fetullah Gülen'le görüşmüyor." demedik ki. İçeriğine bakacağız. Sorularımızla Abdullah Gül'e, bakın, eski başbakanlara, eski Cumhurbaşkanlarına ben sorular sordum, verdim Komisyona. Sayın Ahmet Davutoğlu'na "Amerika Birleşik Devletleri'nde Fetullah Gülen'le seyahatiniz dâhil olmak üzere dört buçuk saatlik görüşmenizde neler konuştunuz? Bunları anlatın." diyerek yazdık. Gelecek o da buraya. Sayın Kılıçdaroğlu, bakınız, gidip görüştüğünü söylüyor. Diyor ki: "Açık davetti, hiçbir daveti reddetmedik. 'Gülen' lafını kullanmadık. Kullansaydık ne olurdu?" diyor. Bunları istemiş olmamızın ne sakıncası var.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Peki, tamam bir sakıncası yok.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Hiçbir sakıncası yok.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Aynı şeyleri isteyeceğiz biz AKP'den.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - İsteyelim, onu siz yazın. Yazın dilekçenizi.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Söylüyoruz burada.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Yazın dilekçenizi.

BAŞKAN - Peki.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Bu görüşmeleri de isteyelim.