HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Kerem Bey, hoş geldiniz.

Şimdi, bu terör örgütünün yardım kuruluşu 2004 yılında kurulmuş. Türkiye 2000'li yıllardan, hatta 1990'lı yılların ortalarından itibaren bu yardım kuruluşları konusunda çok mesafe katetti. Deniz Feneri filan, bildiğim kadarıyla yine 1990'lı yılların ortalarında kurulmuştu ve çok büyük bir hızla da hem içeride hem dışarıda muazzam faaliyetler yaptılar. O ana kadar hiç problem yoktu benim izleyebildiğim kadarıyla. 2004'te bu terör örgütünün yardım kuruluşu kurulduktan sonra, bir müddet sonra Batı'da inanılmaz yazılar çıkmaya başladı, Der Spiegel dergisinde filan, özellikle Almanya menşeli neşriyatta. Dediler ki: "Türkiye yardım kuruluşları üzerinden kamu diplomasisi yapıyor." Bu en masum yorumlardan biriydi. Sonra giderek şiddetlendirdiler, dediler ki. Mesela, Kızılaya şöyle bir saldırı oldu yani yazdılar bunu: "Millî İstihbarat Teşkilatı ile Kızılay birlikte çalışıyor." Ondan sonra başka neşriyatlarda da Türkiye kökenli yardım kuruluşlarının fetihçi bir anlayışla çalıştığını iddia ettiler ve açıkça bir rahatsızlığın tezahürüydü bu. En sonunda Deniz Feneri Derneğine dava açtılar ve Deniz Feneri Derneğinin imajını yerle bir ettiler. Bu, Almanya'da oldu.

Ben hani Tansu Çiller'i şırıngalı Türk Bayrağı, eroin kaçakçılığı falan diye yargılayan Alman mahkemesi tecrübesine sahip olduğum için bunlardan farklı sonuçlar çıkarttım. En sonunda da bir Avrupa Birliği yetkilisi şunu dedi: "Ya siz Somali'ye filan gidip duruyorsunuz, bize sormadan nasıl gidersiniz Somali'ye?"

Sonuçta, ben bütün bu oluşan FETÖ müktesebatından sonra ciddi ciddi şüpheleniyorum. Bu terör örgütünün yardım kuruluşunun ve bu terör örgütünün Türkiye'nin insani yardım kapasitesini tahrip etmek için -şüpheleniyorum yani bundan- doğrudan doğruya çalışmalar yaptığını düşünüyorum çünkü bu yardım kuruluşu kurulduktan sonra o saldırılar başladı.

Benim böyle bir düşüncem var, sizin de derin bir malumatınız var. Ne düşündüğünüzü öğrenmek istiyorum.