KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Sayın Başkan, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.

Ben Emine Nur Günay, Eskişehir Milletvekiliyim. Ekonomistim. Dolayısıyla, bu sürecin ekonomik etkileri ve ayağı çok çok önemli benim için.

BAŞKAN - Sizin buraya gelmenizde de Profesör Emine Hanım'ın büyük talep ve katkısı var.

Teşekkür ederiz.

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Benim bu konuda bayağı taleplerim var.

BAŞKAN - Evet, ısrarı oldu.

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Sizin de söylediğiniz gibi... Yok, sadece Başkanımız değil, diğer kişiler hakkında da... Neden? Çünkü, siz de konuşmanızın başında söylediniz, gerçekten bu bir ekonomik ağ ve çıkar ilişkilerine dayandığı için de bunları bir arada en önemli unsurlardan bir tanesi. İşte, BDDK'daki süreci çok çok iyi biliyorum. Bunun hazine ayağı var, Merkez Bankası var, MASAK var, SPK var, BİST var. Dolasıyla, bugün verdiğiniz bilgiler bu anlamda çok çok önemli.

Ben sadece bir yorum yapacağım, birkaç da sorum olacak.

Şimdi, bu süreci sırf Gezi olayı ya da 17-25, böyle içinden bir vakayı çekip, alıp yorumlamanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum çünkü bu, dinamik bir süreç. Özellikle ekonomi ayağına baktığımızda bunun bir yaşayan ve ilerleyen süreç olduğunu çok net görüyoruz.

Ben kronolojik olarak geriye gittim ve kendi alanımda olduğu için merak ettim. Ta 2010'dan itibaren hangi olaylar Türkiye'de yaşanmış, ekonomi politik çerçevesinde yorumlamaya çalıştım. En azından 7 Şubat 2012, Hakan Fidan çağrıldığındaki dönemden itibaren baktığımızda çok net dolar ve faiz üzerindeki etkilerini görebiliyoruz. O yüzden sadece Gezi olayı, sadece 17-25 deyip bakmak doğru değil, bunu vurgulamak istiyorum. 17 Mayısta faiz oranları 4,6 civarında, 30 Mayıs 2013 yani Gezi olaylarından sonra yüzde 5,79 olmuş, 17-25 Aralık sonrası 31 Aralık itibarıyla yüzde 10,1. Yani Gezi olaylarından önce yüzde 4,6 olan faiz oranları, Aralık sonu itibarıyla yüzde 10,1 olmuş. Şimdi aynı şeye 15 Temmuz olarak baktığımızda, 28 Haziran 2016'da yüzde 7,89, aradaki süreci atlıyorum, 26 Ağustos yüzde 10,16. Öbür tarafta, yaşadığımız siyasi gelişmelere baktığımızda da önümde bir kronolojik şey var, tek tek okumayacağım ama burada bütün bu yaşanan sürecin sonunda çok net görüyoruz ki gerçekten ekonominin en önemli göstergelerinden olan faiz ve dolar üzerindeki etkisi net. Gezi olaylarından önce dolar 1,75 iken sonrasında 2,05 hemen arkasından. 6-7 Ekim Kobani olayları öncesi 2,15 olan dolar 2,4; 17-25 Aralık öncesi 2,45 olan kur sonrasında 2,70 oldu, 15 Temmuz darbe öncesi 2,75 olan kur sonrasında hemen 3,44'e çıktı, sonraki süreci de biliyoruz. Yani burada vurgulamak istediğim, bu bir oyun ama bunu engellemeye gücümüz var, ben Aykut Bey'e o anlamda katılıyorum ama sadece aradan böyle belli şeyleri seçmeyelim, bunu bir süreç içinde değerlendirelim diye öneriyorum.

Sorularıma gelince. Birinci sorum: Bank Asya, Katar'dan ortak bulma girişimiyle ilgili 26 mart 2014'te kamuoyuna bir açıklama yaptı ve 25 Mart-3 Nisan 2014 tarihleri arasında da Bank Asya hisselerinin işlem hacimlerinde olağanüstü bir artış gözlendi. 17-25 Aralık sürecinde 2014 yılı Ocak, Mart ve Ağustos aylarında Bank Asya hisselerinde ciddi oranlarda kayıplar söz konusu oldu. Asya Katılım Bankası hisselerinde 17-25 Aralık sürecinde ve sonrasında şüpheli işlemler kaydedildi mi? Ki, biraz değindiniz ama tutanaklara net geçmesi anlamında bunu sormak istiyorum.

İkinci sorum: Yine, Aykut Bey'in söylediği şey çok önemli. Bir ekonomik -artık "darbe" demeyelim- etki veya kriz çıkarma çabaları nedeniyle bu vereceğiniz cevap önemli. Bundan sonrası için FETÖ bağlantılı şirketler ya da kişiler Borsa İstanbul'da piyasayı manipüle edebilir mi, manipülasyon ve spekülasyonla haksız kazançlar sağlayabilirler mi? Ne tür önlemler alındı? Beklentileri bozmaya dönük girişimler oldu mu 15 Temmuz öncesi ve sonrası? Piyasanın hareketli olduğu zamanlarda zararına satış yapmak suretiyle piyasayı yönlendirmeye çalışan aracı kuruluşlar oldu mu ya da olabilir mi? Tüm bu olasılıklara karşı denetim ve gözetim açısından herhangi bir önlem alındı mı? Neler yapılabilir? İkinci sorum bu.

Üçüncü sorum da: Biraz girildi ama bu yapılanmayla ilgili Borsa İstanbul içinde 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde İbrahim Turhan Borsa Başkanıyken kurumdan bazı personeller atılmış FETÖ bağlantısı nedeniyle. Turhan'ın işten çıkardığı personellerden birisi de bilişim sistemleri grup müdürüymüş ve bu kişi 15 Temmuz darbe gecesi tankın içinde yakalanmış ve şu anda tutukluymuş. Bir de başka bir eski IT personeli daha gündemde ki sizin herhâlde TÜRKSAT'taki bahsettiğiniz kişi de bu olsa gerek. Borsa İstanbul'un eski Genel Müdür Yardımcısı Ali Çöplü'nün işe aldığı IT personelinin önemli bir kısmının FETÖ bağlantıları olduğu nedeniyle işten çıkarıldığını duyduk ve bu nedenle Ali Çöplü'nün kendisi de...

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Kim almış onları?

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Ali Çöplü.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Onun görevi ne?

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Borsa İstanbul'un eski Genel Müdür Yardımcısı.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Onu kim atamış?

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Onu bilmiyorum.

Ali Çöplü de bu nedenle görevden alınıyor ve daha önce de Merkez Bankasında görevliymiş.

Sorum şu: En önemli yerlerde bunlar örgütlenmişler. IT ve insan kaynakları en önemli bölümler. Buna yönelik Borsa İstanbul içinde bir temizlenme yapıldığını söylediniz. Özellikle şununla birleştireyim, Nasdaq birinci faz ve ikinci faz sürecinde bu bir tehdit oluşturuyor mu?

Teşekkür ederim.