KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonuna kanun hakkında bilgilendirme yapmak için Maliye Bakanlığından, diğer bakanlıklardan ilgili arkadaşlarımızla birlikte huzurlarınızdayız.

Söz konusu kanun tasarısı farklı toplum kesimlerini, farklı ekonomik kesimleri ilgilendiren çok geniş kapsamlı bir yasal düzenleme. Bugün ekonomide, kamu idarelerinin uygulamalarında veya kamu hizmetlerinin sunumunda zaman zaman ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, ortaya çıkan yeni problemler, ortaya çıkan yeni durumlar karşısında düzenleme yapmak suretiyle bunları çözmek, vatandaşa ortaya çıkan durumlara uygun olarak yeni imkânlar getirmek amacıyla bir düzenleme yapıldı. Dolayısıyla, getirilen bu düzenlemede çok farklı kanunlarla ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Bu tür yasal düzenlemeler toplumun ihtiyaçlarının dinamik olduğu dikkate alınacak olursa, ekonominin ihtiyaçlarının dinamik olarak oluştuğu dikkate alınacak olursa doğru bir tercih ve bu şekilde yapılan yasal düzenlemelerle de vatandaşın birçok sorununu çözmüş oluyoruz. Bu açıdan, inşallah, bu yasal düzenleme Komisyonumuzdan, ardından da Genel Kurulumuzdan geçtiği taktirde de geniş toplum kesimlerinin beklediği, bir an önce çıkmasını istediği yasal düzenlemeleri de hayata geçirmiş olacağız.

Madde düzeni itibarıyla değil ama temel başlıkları ve temel temalar itibarıyla bu yasal düzenleme ne getiriyor; kısaca sizlere onlardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle, biliyorsunuz, Sayın Başbakanımızın Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısının akabinde ekonomiye ilişkin olarak kararları açıklayan bir demeci olmuştu ve burada içinde bulunduğumuz ekonomik koşullara çare olmak üzere, ekonominin ihtiyaçlarına çare olmak üzere Hükûmet olarak yeni birtakım uygulamalar ve programlar açıklamıştık. Bu yasa tasarısıyla Hükûmet olarak açıklamış olduğumuz yeni programların ve yeni kararların yasal düzenleme boyutunu da bu şekilde hayata geçirmiş olacağız. Öncelikle biliyorsunuz özellikle işletmelerimizin krediye erişimini sağlamak, piyasada özellikle reel sektörün kredi alma imkânlarını genişletmek amacıyla bir düzenleme yapıyoruz bu tasarıda. Hâlihazırda biliyorsunuz, Kredi Garanti Fonu yaklaşık 20 milyar liraya kadar bir Kredi Garanti Fonu limiti bankalara verebilmektedir. Yapmak istediğimiz yasal düzenlemede ilgili kanunda düzenleme yaparak 2 milyar liralık olan limiti 25 milyar liraya çıkarıyoruz, dolayısıyla bu suretle işletmelerimize bu düzenleme sonrasında 250 milyar liralık bir kredi hacmini de oluşturmuş olacağız. Bu da özellikle ekonomide reel sektörün canlanması, kredi imkânlarının artırılması, kredi piyasalarının genişlemesi anlamında önemli bir düzenleme olacaktır diye düşünüyorum. İnşallah, biz bu yasayı Meclisten geçirdikten sonra Hazine Müsteşarlığı bu konuyla ilgili gerekli çalışmaları yaparak süratle bankalarımızın bu uygulamayı yapmalarını temin edecektir diye düşünüyorum.

İkinci olarak, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz başta olmak üzere hem nakit ihtiyaçlarına katkı sağlamak hem de özellikle içinde bulunduğumuz koşullarda işletme sermayelerine destek olmak amacıyla sosyal güvenlik prim ödemelerini, ocak, şubat ve mart aylarına ilişkin prim ödemelerini ekim, kasım ve aralığa çekecek bir düzenleme yapıyoruz. Bu düzenleme neticesinde asgari ücret desteğinden yararlanan işletmelerimiz belirli tutara kadar olan prim ödemelerini herhangi bir faiz alınmaksızın ocak, şubat ve mart aylarına ilişkin ödemeleri gereken prim tutarlarını ekim, kasım ve aralık aylarında ödeyecekler, dolayısıyla ortalama altı aylık bir erteleme imkânı getiriyoruz. Bu sayede de özellikle asgari ücret desteğinden yararlanan işletmelerimiz bu aylara ilişkin yükümlülükleri bu tutarda azalmış olacak, bu da işletmelerimize önemli bir nakit imkânı sağlayacak diye düşünüyorum. Tabii, burada önemli olan, bu erteleme nedeniyle herhangi bir faizin alınmamış olması.

Üçüncü olarak, 2017 yılında özel sektör yatırım harcamalarını teşvik etmek amacıyla mevcut teşvik sisteminde 2017 yılına dönük olarak bir düzenleme yapıyoruz. Biliyorsunuz teşvik belgeli yatırımlara ilişkin olarak farklı teşvik unsurları var, bunlardan bir tanesi de indirimli kurumlar vergisi uygulaması, diğer taraftan da yine KDV iadesi uygulaması var. Burada yapmış olduğumuz düzenlemeyi sadece imalat sanayisinde yatırım yapacak teşvik belgeli yatırımlar için getiriyoruz. Böylelikle inşallah bu düzenlemeleri hayata geçirdiğimizde özel sektörün, imalat sektöründe yatırım yapan özel sektörün 2017 yılında bu kapsamdaki yatırım harcamalarına hız vereceğini ümit ediyoruz. Bu kapsamda gerçekten önemli teşvikleri getiriyoruz. Biliyorsunuz her teşvik belgesinde gerek genel teşvik sistemi içinde gerek bölgesel teşvik sistemi içinde, gerek büyük ölçekli ve stratejik yatırımlarda yatırıma katkı oranı ve yatırıma katkı tutarı var. Yani 100 liralık yatırım harcaması yaptığınızda bölgesel teşvike göre, genel teşvike göre farklı oranlarda devlet olarak indirimli kurumlar vergisi sistemi üzerinden o yatırıma katkı oranı kadar kısım devlet olarak tahsil edilmiyor. Burada yapmış olduğumuz düzenlemeyle imalat sektöründe yapılacak yatırım harcamalarında 15 puan yatırıma katkı oranını artırıyoruz. Böylelikle bir teşvik belgeli yatırımcı 2017 yılında imalat sektöründe yatırım yapıyorsa normalde diyelim ki 100 milyon liralık yaptırım yaptığında yüzde 40 üzerinden 40 milyon lira indirimli kurumlar vergisi veya yatırıma katkı oranı elde edebilecekken, tutarı elde edebilecekken biz şimdi onu yüzde 15 artırıyoruz. Yani 40 milyon yerine 100 milyon liralık bir yatırım harcaması üzerinden 40 milyon lira değil 55 milyon lira, yaklaşık 15 milyon lira ilave kurumlar vergisinden indirim hakkı getiriyoruz. Bu özellikle yatırımlara sağlanan teşviki efektif olarak yukarıya çeken bir destek unsuru. Önemli olan burada bu harcamanın 2017 yılında yapılacak olması.

Yine, biliyorsunuz yatırım teşvik sistemimiz içerisinde yatırımcılarımızın yatırım yaptıkları faaliyetler dışında başka faaliyetleri de olabilmekte. Bu durumda biz diğer faaliyetlerden elde edilen gelirlere indirimli kurumlar vergisi oranını uygularken yüzde 80 nispetinde farklı oranlarda uyguluyoruz. Hâlbuki 2017 yılında yapılacak bu kapsamdaki yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi uygulamasını diğer bütün faaliyetlerden elde ettiği kazançlara uygulama imkânı getiriyoruz. Bu da yatırım indiriminin 2017 yılı harcamaları bakımından çok daha efektif, çok daha kısa vadede realize edilmesini sağlıyor.

Yine, burada indirimli kurumlar vergisinde biliyorsunuz, indirimli kurumlar vergisi uygulaması olsa bile her hâlükârda asgari oranlarımız var. Mesela yüzde 40 oranında yatırıma katkı oranına sahip olsanız bile bölgeye göre indirimli kurumlar vergisi oranı yüzde 2, 4, 8 veya 10 olabiliyor yani her hâlükârda belli tutarda bir kurumlar vergisini ödemek zorunda kalıyorsunuz. Burada getirdiğimiz düzenlemede 2017 yılında yapılacak yatırım harcamalarında bu oranı sıfıra indiriyoruz yani bir yatırımcımız bu kapsamdaki elde ettiği indirimli kurumlar vergisi hakkını bütün kazançlarından, bütün ödeyeceği vergilerinden düşürüp hiç vergi ödemeyebilecek noktaya getirebiliyor, bu da son derece önemli bir teşvik unsuru olacak.

Yine, bu kapsamda getirdiğimiz önemli düzenlemelerin bir tanesi KDV iadesi düzenlemesi. İmalat sektöründe yatırım teşvik belgesine sahip yatırımcılar 2017 yılında yapmış oldukları inşaat yatırımları nedeniyle yüklendikleri ancak mahsup yoluyla indirim konusu yapamadıkları KDV'leri iade yoluyla alabilecek. Normalde mevcut sistem buna imkân vermiyor. Biliyorsunuz sadece 500 milyon liranın üzerindeki sabit sermaye yatırımına sahip teşvik belgeli yatırımlarda KDV iadesi imkânı vardı, en son bir düzenleme yaptık, Komisyonumuzdan yine geçti, 500 milyon liralık tutarı 50 milyon liraya kadar indirme konusunda yetki almıştık ama buradaki yaptığımız düzenleme 50 milyon liranın altında olsa bile KDV iadesi uygulaması mümkün hâle geliyor. Getirmek istediğimiz sistemle eğer teşvik belgeli yatırımın yani sabit sermaye tutarı eğer 50 milyon liranın üzerindeyse bu teşvik belgesi kapsamında yapılacak inşaat işlerinde altı ayda bir KDV iadesi alabilecek yani ocak-haziran döneminde yüklenip indirim konusu yapamadığı tutarları temmuz ayında gelip Maliyeden iade olarak talep edilecek. Eğer sabit sermaye yatırım tutarı 50 milyon liranın altında ise bu durumda da 2017 yılının tamamında indirim konusu yapamadığı tutarları 2018'in Ocak ayında gelip indirim konusu yapabilecek. Bu da özellikle inşaat harcamaları bakımından firmalara büyük bir finansman imkânı sağlıyor çünkü mevcut sistemde bu inşaat harcamaları nedeniyle yüklenilen katma değer vergisi indirim konusu yapılamadığı takdirde firmanın üzerinde uzun süreli yük hâline dönüşebiliyor. Bunun da işletmelerimiz için büyük bir kolaylık olduğunu söyleyebilirim.

Yine, Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararı çerçevesinde olmamakla beraber bu yasada düzenlediğimiz önemli konulardan bir tanesi de asgari ücret desteği uygulamasını 2017 yılında da devam edecek şekilde bir yasal düzenleme getiriyoruz. Biliyorsunuz, bütçe görüşmelerinde bir ifade etmiştik, 2016 yılında asgari ücretteki artıştan dolayı işletmelerimize bir asgari ücret desteği uygulamamız vardı, biz bunu 2017 yılında da devam ettireceğiz, bu konuda devamı sağlayabilmek için bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor, tasarıdaki maddelerden bir tanesi de bu desteğin 2017 yılında da verilebilmesine imkân sağlıyor.

Bunun dışında tasarının içerisinde işletmelerimize, yatırımcılarımıza, ihracatçılarımıza, değişik döviz kazandırıcı işlem yapan firmalarımıza dönük birtakım vergisel teşvikler de var. Öncelikle ifade etmem gerekir ki teşvik belgeli yatırımlarda biliyorsunuz bugün yatırım döneminde herhangi bir şekilde yazılım veya gayrimaddi hak satın alınırsa veya kiralanırsa bu takdirde katma değer vergisi ödeniyor, dolayısıyla bu katma değer vergisinin indirim yoluyla giderilmesiyle ekleniyor. Tasarıda yer alan madde düzenlemesiyle gerek yazılımda gerekse gayrimaddi hakların satın alınmasında ve kiralanmasında KDV istisnası getiriyoruz. Böylelikle yatırımcılarımız bu dönemde bu satın almaları veya kiralamaları nedeniyle katma değer vergisi ödemekten kurtulacaklar. Böylelikle hatırlarsanız bir süredir Komisyonumuzdan farklı düzenlemelerde hep teşvik belgeli yatırımlara farklı istisnalar ve imkânlar getirdik, bu düzenleme de bu bakımdan işletmelerimize önemli bir imkân getiriyor.

Yine, ekonomide işletme ölçeğinin büyümesini sağlamak ve bunu teşvik etmek amacıyla da bir düzenleme yapıyoruz. Özellikle imalat sanayisinde faaliyette bulunan KOBİ'lerimiz yani küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz birleşirlerse hâlihazırda belli şartlarda zaten birleşmeden dolayı vergi almıyoruz ama burada yapmış olduğumuz düzenlemede eğer birleşen 2 şirket KOBİ olursa, münhasıran imalat sektöründe faaliyet gösterirse bu birleşmenin olduğu dönem dâhil üç dönem indirimli kurumlar vergisi uygulaması getiriyoruz yüzde 75'e kadar. Buradaki amacımız da imalat sanayisinde faaliyette bulunan işletmelerimiz güç birliği yapsın, işletme ölçekleri büyüsün, kurumsallaşma artsın, bu şekilde de rekabet güçleri gelişsin istiyoruz. Burada özellikle orta ve yüksek teknolojili ürün üreten KOBİ'lerimiz veya imalatçı ihracatçılarımızın kendi aralarında yapacağı şirket birleşmelerine daha fazla oranda bir teşvik vermek istiyoruz, bu da bizim gerek kalkınma planımız gerekse orta vadeli programın ortaya koyduğu perspektife katkı sağlayan düzenleme olacaktır diye düşünüyorum.

Bir başka düzenleme, işletmelerimizin geleceğe dönük risklerini yönetme bakımından uyguladığı değişik türev işlemleri var. Hâlihazırda türev işlemleri borsada yapılırsa, kayıtlı borsalarda yapılırsa banka sigorta muameleleri vergisinden istisna ancak mevcut düzenlemede borsa dışında yapılan türev işlemleri banka sigorta muameleleri vergisine tabi. Yapmış olduğumuz düzenlemeyle tezgâh üstü piyasa diye adlandırdığımız piyasalarda da yapılan türev işlemlerinde banka sigorta muameleleri vergisi istisnası getiriyoruz. Özellikle global ekonomide meydana gelen dalgalanmalara bağlı olarak veya işletmelerin sektörel veya genel ekonomiye ilişkin olarak oluşabilecek riskleri yönetmek anlamında yaptıkları ileri vadeli kontratlarda bu kontrattan kaynaklanan banka sigorta muameleleri yükünü kaldırmak suretiyle gerek işletmelerimizi gerekse bu işlemleri yapan banka sigorta muameleleri vergisi mükelleflerimizi bu imkândan yararlandırmak istiyoruz. Şu içinde bulunduğumuz konjonktür de bu bakımdan böyle bir düzenleme yapmaya imkân sağlıyor.

Bir başka düzenleme de, biliyorsunuz bundan birkaç ay önce Komisyonumuzdan damga, harç, resimlere ilişkin bir vergi istisnası düzenlemesini geçirdik. Çok geniş kapsamlı bir düzenleme yaptık, uzun yıllardır tebliğlerle düzenlenen konuları kanun maddesi olarak burada düzenledik. Bunu bu şekilde yapmamızın tabii ki temel sebebi yargı kararlarıyla tebliğ düzenlemelerinin sürdürülemez olmasıydı. Tabii, düzenlemeyi yaparken havacılık sektörüne dönük sınırlayıcı bir düzenleme yaptık. Normalde tebliğlerle uygulamanın yönlendirildiği dönemlerde döviz kazandırıcı işlemlerin kapsamı bakımından uygulamada hem yolcu taşıma işlemleri hem de yük taşıma işlemleri damga, resim, harç muafiyetinden yararlanabilir durumdaydı, yalnız kanunda düzenleme yaparken sadece yük taşımacılığı veya sadece navlun bedelleri üzerinden bir düzenleme yaptığımız için bu defa da havacılık sektöründe yolcu taşımacılığı bakımından bir sıkıntı oluşturduğunu gördüğümüz için bu düzenlemeyi tekrar tebliğ döneminde olduğu şekle dönüştürmüş oluyoruz.

Yine, vergisel düzenlemeler kapsamında yaptığımız düzenlemelerden bir tanesi de belediyeler ve il özel idarelerinin yapmış olduğu taşınmaz satışlarının katma değer vergisinden istisna edilmesi. Hâlihazırdaki mevcut kanunda gerek iktisadi işletme oluşturmak suretiyle gerekse iktisadi işletme oluşturmaksızın belediyeler ve il özel idareleri tarafından yapılan bütün taşınmaz satışları katma değer vergisine tabi. Burada, yapmış olduğumuz düzenlemede aynen hazineye ait taşınmazların veya Özelleştirme İdaresine ait taşınmazlarının satışında olduğu gibi belediyelerin ve il özel idarelerinin taşınmaz satışlarını da iktisadi işletme oluştursun, oluşturmasın katma değer vergisi iadesi dışarısına çıkarıyoruz.

Getirmiş olduğumuz yasal düzenlemede önemli başlıklardan bir tanesi de gemi ve yatlara ilişkin yasal düzenlemeler; burada, zaman zaman gündeme gelen bir konu. Özellikle üç tarafı denizlerle kaplı bir ülke olarak çok sayıda gemi ve yatın aslında vatandaşlarımız tarafından sahip olunmasına rağmen yabancı bayraklı olarak denizlerimizde bulunduğunu biliyoruz. Bunun tabii, değişik nedenleri var ama önemlice bir sebep, bu gemi ve yatlar üzerindeki vergisel yükler nedeniyle vatandaşlarımızın yabancı bayraklı gemi ve yat edinim yolunu seçmiş olmaları. Daha önce de Komisyonumuzda bu konu varlık barışı bağlamında gündeme geldiğinde, o dönemde bu konuyla ilgili düzenlemenin ayrıca yapılması, kapsamlı bir şekilde konunun düzenlenerek tekrar getirilmesi hususu kendi aramızda yaptığımız görüşmelerde ifade edilmişti.

Bugün burada, özellikle vatandaşlarımız tarafından hâlihazırda sahip olunan veya ileride sahip olunacak gemi ve yatlar üzerindeki çeşitli vergi uygulamalarını değiştiriyoruz. Ne yapıyoruz burada? Biliyorsunuz, hâlihazırda gemi ve yatlar üzerinde yıllık harç uygulaması var, bunu kaldırıyoruz. Yine, gemi ve yatlar üzerinde damga vergisi, harç, banka, sigorta muameleleri vergisi gibi farklı vergiler var, bunları da kaldırıyoruz. Buradaki amaç... Vatandaşlarımız tabii, bu kadar global ticaretin olduğu bir alanda çok rahatlıkla bu vergi yüklerine katlanmadan yurt dışından gemi ve yat edinebiliyor. Dolayısıyla, bu maliyet farklılığı ister istemez vatandaşlar bakımından yurt dışından almayı daha cazip hâle getiriyor. Onun için, burada bugün gemi ve yatlar üzerinden alınan vergilere baktığımızda, aslında çok düşük miktarlarda bir gerçekleşme olduğunu görüyoruz. Bu itibarla, yapmış olduğumuz düzenlemeyle almış olduğumuz bir vergiden vazgeçiyor değiliz, zaten almadığımız bir vergiden sadece ve sadece bu gemi ve yatları millîleştirmek adına vazgeçiyoruz. Burada, yıllık harcı kaldırıyoruz, gerek damga vergisi gerek harç gerek banka, sigorta muameleleri vergisi gibi farklı aşamalarda alınan vergileri kaldırıyoruz. Diğer taraftan da hâlihazırda bu gemilere veya yatlara sahip olanlara dönük olarak belirli bir süre içerisinde bu gemi ve yatları Türkiye'ye getirmeleri şartıyla yani gemi siciline kaydetmeleri şartıyla veraset ve intikal vergisi ve ithal nedeniyle alınması gereken vergilerden vazgeçiyoruz. Burada, Ulaştırma Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı olarak kapsamlı bir çalışma yaptık. Bu kapsamda yapılan çalışmalar bir bütünlük oluşturuyor. Bu yasal düzenleme Meclisten geçtikten sonra bu düzenlemenin bir uzantısı olarak gerek özel tüketim vergisinde gerekse katma değer vergisinde de Bakanlar Kurulu kararıyla gerekli düzenlemeleri yapmak suretiyle Türkiye'deki gemi ve yat edinimiyle sahipliği üzerindeki yükleri dış ülkelerle aşağı yukarı benzer hâle getirmek suretiyle bu gemi ve yatların millîleşmesine katkı sağlamış olacağız, bu da önemli bir düzenleme.

Diğer taraftan, tasarı içerisinde diğer düzenlemeler diyebileceğimiz farklı toplumsal kesimlerin talepleri, farklı ekonomik ihtiyaçlar çerçevesinde yapılan düzenlemeler de var, onlardan da önemli olanları kısaca sizlerle paylaşmak isterim. Bunlardan tabii en önemlisi, memurların emekli ikramiyelerine ilişkin düzenleme. Biliyorsunuz, eskiden mevcut düzenlemede devlet memurları otuz yıldan daha fazla çalışsalar bile emekli ikramiyesinin hesabında otuz yıl üzerinden hesap yapılıyordu. Anayasa Mahkemesi bu otuz yıl sınırlamasını kaldırdı, o tarihten bu yana artık devlet memurları kaç yıl çalışmışlar ise emekli ikramiyeleri o yıl üzerinden hesaplanıyor; burada bir sorun yok. Fakat, geçmişe dönük olarak yani Anayasa Mahkemesinin kararının Resmî Gazete'de yayınlandığı tarihten önce emekli olan ve eski sistemden emekli ikramiyesi alan kişiler bakımından ortaya çıkan yargı kararları, bu kişilerin de hak sahibi olarak geriye dönük emekli ikramiyelerinin yeni sistem gibi hesaplanması öngörüldü. Burada, Danıştayda görülen davalarda da yargı kararları şöyle bir yaklaşım sergiledi: Geçmişe dönük olarak yapılacak ikramiye ödemelerinde kişi açısından emekli olduğu tarihte geçerli olan gösterge, ek gösterge, taban aylığı, yan ödeme kararnamesinde öngörülen oranlar neyse o tarihte... Mesela, 95 yılında kişi emekli olduysa o yıla gidiliyor, o yıldaki, emekli olduğu andaki ek gösterge, katsayı göstergeleri esas alınarak kişilerin emekli aylıklarının, ikramiyelerinin bu şekilde hesaplanması öngörüldü. Bu yasal düzenlemede de Danıştayın istikrar kazanan bu yargı kararlarına uygun olarak bir madde düzenlemesi yapılmak suretiyle memurlarımızın açmış olduğu davaların sonlandırılması ve bu şekilde de ihtilaflarının ortadan kaldırılması amaçlandı.

Yine, yapmış olduğumuz bir başka düzenlemede de Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun toplantı sayısı, şu anda mevcut yasada Banka Meclisinin toplantı sayısına paralel bir şekilde her ay bir defa olmak üzere düzenlenmiş durumda. Burada, Merkez Bankasının talebi doğrultusunda yapılan düzenlemeyle yılda en az 8 defa olmak üzere tamamen banka yönetiminin kararına bağlı bir toplantı düzeni oluşturulması amaçlanmıştır.

Yapmış olduğumuz bir başka düzenleme de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını ilgilendirmektedir. Biliyorsunuz, engelli sahibi vatandaşlarımıza bakmakta oldukları engelli kardeşlerimizden dolayı aylık bakım parası veriyoruz. Burada, bakım parasını hak edebilmek için asgari ücretin üçte 2'sinden daha az kişi başına hane halkı geliri olması lazım ve yine yasada öngörülen, yönetmeliklerde öngörülen düzene uygun koşulların da sağlanması lazım. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tabii, bakım parasının ödenmesine ilişkin olarak gerek kişilerin sahip oldukları sosyoekonomik durumun tespiti ve takibi gerekse uygulamanın geliştirilmesi anlamında önemli çalışmalar yaptı, gerek SOYBİS sisteminin çok daha güncel bir şekilde kişinin gelirini kavraması gerekse kişinin şahsi durumunda meydana gelen değişikliklerin takibiyle ilgili düzenlemeler yaptı, uygulamalar yaptı. Fakat, tabii, geçmişten gelen birtakım sorunlarla karşı karşıya. Yani, kişi herhangi bir şekilde gelir düzeyi öngörülen sınırı aşmış ama idare ilk anda bu gelir düzeyindeki aşmayı tespit edememiş, belli bir süre sonra tespit etmiş ama o arada da kişiye bu ödemeler yapılmış veya kişi ölmüş, bakım parasını alan kişi ilk anda, tabii, mevzuata vâkıf olamadığı için belli bir süre bu parayı almış, idare daha sonra bu parayı kesmiş. Burada, tabii, kişilere yapılan ödemeleri geriye dönük olarak talep ettiğimizde de özellikle sosyoekonomik yoksunluk içinde olan vatandaşlarımız bakımından gerçekten bu ödemeleri yapmak sıkıntı. Burada, getirmiş olduğumuz düzenlemeyle bir defaya mahsus olmak üzere, idarenin yaptığı bütün bu iyileştirmeleri de dikkate almak suretiyle geçmişten gelen, ta hâlihazırda takip edilen bu alacaklardan vazgeçilmesi öngörülmektedir. İdare burada zaten bundan sonra bu tür -idareden kaynaklanan tabii hatalar da var- hataların bir daha olmamasını sağlayacak ama böyle bir sosyoekonomik problemi de hep beraber çözme imkânına kavuşacağız.

Yine, Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın özellikle gümrük mevzuatına aykırı bir şekilde yurda getirilen araçlara ilişkin el koyma işleminin yapılma yöntemi konusunda bir kalıcı madde düzenlemesi var. Hâlihazırda fiziken araca el konulması gerekiyor, bu da tabii, uygulamada hem aracın bir şekilde elde tutulması noktasında sıkıntılar yaratığı için idareye aynen 6183 sayılı Kanun'da olduğu gibi ilgili siciline kayıt yapmak suretiyle de el koyma işleminin uygulanmasına imkân sağlanıyor. Bir de hâlihazırda bu düzenlemenin yayınlanacağı tarihten önce şu anda geçmişe dönük birtakım soruşturmalar kapsamında el koyma işlemleri yapılan araçlarla ilgili eğer araç sahipleri ödenen ÖTV'nin yüzde 25'ini tekrar öderlerse araçlar üzerindeki el koyma işlemi de kaldırılacak.

Yine, yapmış olduğumuz bir başka düzenlemede de özellikle, sivil toplum ayağında STK'ların eğitim ve yurt hizmetleri faaliyetine daha fazla katkı sağlamalarını temin etmek, bu alandaki hem ölçeği hem de hizmet standardını yükseltmek amacıyla teşvik edici bir düzenleme getiriyoruz. Buna göre Bakanlar Kurulu vergi muafiyetine sahip vakıflardan eğitim ve yurt faaliyeti olanlara Gençlik ve Spor Bakanlığının, Millî Eğitim Bakanlığının, Maliye Bakanlığının belirleyeceği şartları sağlamaları hâlinde hazineye ait taşınmazları veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazları bedelsiz bir şekilde irtifa hakkı elde etmek suretiyle kullanma imkânı getiriyoruz. Buradaki düzenleme teşvik edici, yönlendirici, yurt faaliyetlerinin ve eğitim faaliyetlerinin hem hacimsel olarak artırılması hem de bakanlıkların öngördüğü kalite standartlarına uygun bir şekilde yapılmasını teşvik etmek, yönlendirmek amacıyla getiriliyor. Buradaki yöntem irtifa hakkı yöntemi. Hâlihazırda zaten bu vakıflarımıza biz maktu bedel üzerinden bir irtifa hakkı işlemi zaten yapıyoruz. Buradaki tabii, ayırt edici, teşvik edici yeni unsur bedel almadan bu işlemi yapmış olmamız. Yakın zamanda sanıyorum, bir yıl önceye kadardı, Kızılay için, Yeşilay için benzeri bir düzenlemeyi yaptık. Dolayısıyla, burada Kızılay ve Yeşilay için daha önce yapmış olduğumuz düzenlemeyi eğitim ve yurt faaliyetlerine münhasır olmak üzere Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti sağlanan diğer vakıflara yaygınlaştırıyoruz.

Sayın Başkanım, tasarıda şu aşamada tabii, her bir maddenin üzerinden tek tek geçtiğimizde daha teferruatlı, daha ayrıntılı açıklamalar da yapacağız ama geneli itibarıyla öne çıkan maddeleri sizlere arz etmek istedim. İlgili maddeler geldiğinde Komisyonumuza özellikle bu tasarıyla getirilen düzenlemelerin kamu maliyesine yükleri itibarıyla da bir bilgi notu dağıtacağız. Her bir madde itibarıyla, etki analizi yapabildiğimiz, etkisini hesap edebildiğimiz maddeler itibarıyla gerek vazgeçtiğimiz gelir gerekse kamu harcamaları bakımından getirdiği ilave maliyetler itibarıyla hangi maddenin ne tür sonuçlar doğurduğuna ilişkin bilgilendirmeyi de ayrıca yapacağız.

Ben, şimdiden Komisyon olarak yapacağınız katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. Burada, yapılan düzenlemeler, gerçekten çok farklı toplum kesimlerini yakından ilgilendiren, beklenen, bir an önce yasalaşması gereken düzenlemeleri içeriyor. Onun için, hep birlikte yasalaşması noktasında yapacağımız katkılar son derece önemli. Mutlaka eleştirileriniz olacak, mutlaka önerileriniz olacak. Burada, Hükûmet tarafından hazırlanan bu tasarının sizlerin katkılarıyla daha da geliştirilerek, varsa düzeltilecek yerleri daha da düzeltilmek suretiyle Genel Kurulumuza gönderileceğine inanıyorum.

Ben, şimdiden yapacağınız katkılara teşekkür ediyorum. Yasanın milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.