ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Değerli arkadaşlar, aynı çemberin etrafında dönüyoruz ama bazılarımız bir tarafa, bazılarımız bir tarafa yürüyor. Mevduatın krediye dönüşüm oranının yüzde 113'lerde olduğu bir yerde, bankalar dışarıdan kaynak bulmak suretiyle kredi verir anlamı çıkar, başka bir izahı falan da yoktur zaten. Kendi mevduatınız yetmiyor, dışarıdan kredi buluyorsunuz, bozduruyorsunuz Merkez Bankasında, Türk lirası kredisi veriyorsunuz; olay budur.

Şimdi, biz, kredi olanağını artırmaya çalışıyoruz. Bankaların portföylerinde verecekleri miktarlar falan varsa sorun yok, hiçbir derdimiz yok. Yoksa şimdi siz bir soruna çözüm bulmaya çalışıyorsunuz yani şu anda piyasada likidite darlığı var, müthiş sıkıntı içerisindesiniz. Yani varsayım olarak söylüyorum.

BAŞKAN - Bu, bankaların kredi bulmasını da kolaylaştıracaktır. Pardon... Yani kaynak temini, kredi bulma derken...

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Bu, bankaların şu anda dışarıdan böyle bir kaynak bulamaması hâlinde bu olay yürümeyecek; bu bir.

İkincisi: Şimdi, siz, yurt dışından bankaların kaynak bulup getirip yüzde 7'lik Kredi Garanti Fonu'yla insanlara dağıtmasını talep ediyorsunuz. Olayımız bu mudur? Olay buysa Türkiye'nin şu koşullarında bunun riskinin büyüklüğünü, bankaların yarın başlarının ciddi anlamda belaya girme olasılığının yüksek olduğunu, zaten şu anda bankalara doğru dönen inanılmaz bazı risklerden bahsedilmeye başlandığı gerçeğini göz ardı etmeyin. O nedenle böyle bir sistem yaratıyorsanız kaynak bulmak zorundasınız, hazine tahvillerinizle vesairelerle. Benim kastettiğim, biraz önce söylemeye çalıştığım olay da buydu. Bütün bunların hepsini beraberce konuşalım, ya kapalı olarak konuşalım ya açık olarak konuşalım veya ne şekilde konuşacaksak bunları oturup değerlendirelim. Bizler farklı şeyler falan söylemiyoruz. Riskin nereden geldiğini buradaki bankacıların da hepsi biliyor, bankalarla direkt olarak ilgisi olanlar da biliyor, şu andaki bankacılık sisteminin portföy yapısını bilenler de biliyor, mevduatının ne kadar olduğunu, hatta kredi vadeleri ile mevduat vadeleri arasında inanılmaz oransızlıklar olduğunu. Onun için uyarmaya çalıştığımız nokta, böyle bir düzenleme yapılırken böyle hiçbir şey yokmuş, her şey güllük gülistanlıkmış gibi bir şey yapılmaz. Çok ters bir sonuçla karşı karşıya kalma olasılığınız da var. Bir tek uyarı bu, uyarı bu, başka bir şey değil, uyarıyoruz.