KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, öncelikle, tabii Sayın Çam'ın yaptığı değerlendirmelere de ben derinden üzüldüm çünkü burada çok teorik, hukuk devletinin nasıl uygulanacağına ilişkin bir değerlendirmede bulundum. Yargı kararlarının eleştirilebilirliğini eğer doğal karşılıyorsak benim yaptığım değerlendirmenin de bu çerçevede olduğu muhakkak, bu konuda bir tereddüdünüz herhâlde yoktur.

İkinci olarak: Sonuçta bir anayasal hukuk devleti içinde bulunuyoruz. Bu çerçevede, Anayasa'mızda yasama organı faaliyetlerini yargı organı faaliyetlerine bağlayan, yasama organı faaliyetlerini yargı organı kararlarına göre bekletici bir sebep sayan hiçbir anayasal hüküm yok. Yani, "Yasama organı bir mesele yargıda gündeme geldi diye veya dava konusu oldu diye o konuda herhangi bir şekilde karar alamaz, sonuna kadar bu konuda beklemek zorundadır." demek yargıçlar devletini, yargıçlar cumhuriyetini çağrıştırıyor, onu ifade edeyim. Burada, yasama organı, egemenliği kullanan bir organ olarak kendisinin aldığı yetkiyle bir konuda hukuk normu üretiyor. Hukuk normlarını, benim bildiğim hukuk devletlerinde yasama organları üretir. Yargı, üretilmiş hukuk normlarının uygulanmasını, olaylara uygulamak suretiyle yerine getirir yoksa kendisi yasama organının yerine geçip hukuk normu üretmez, hukuk normunu üretip de yasama organının yerine geçemez. Bu söylediğim konular da gerçekten hepimizin sahip çıkması gereken konular. Belli bir konu sizin lehinize de olabilir benim lehime de olabilir. "Yargıda şu şekilde bir yaklaşım var." deyip onun arkasına geçersek, ona sarılırsak o zaman demek ki bütün meselelerimizi artık yasama organı üzerinden değil, yargı üzerinden çözeceğiz demektir. O zaman kapatalım burayı, bütün meselelerimizi yargı çözsün.

BAŞKAN - Sayın Paylan...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz bizim sorduğumuz soruya cevap verin? Gücü olan bir kesim geliyor, bir lobi oluşturuyor ve yasa çıkarıyoruz. Sonra insanlar tek tek mağdur olacaktır.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Söz bana verilmişti.

BAŞKAN - Evet, Sayın Paylan...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kusura bakmayın, buna kısa bir cevap vereyim.

Sayın Bekaroğlu, deminden beri tabii böyle bir yaklaşım sergiliyorsunuz, saygı duyuyorum. Tabii ki yasama organı faaliyetini yerine getirirken... Benden daha önce hepiniz söylüyorsunuz, sivil toplum, ilgili kuruluşlar diyorsunuz ve o ilgili kuruluşların görüşlerine de çok değer veriyorsunuz. Bence demokrasinin çok güzel bir tarafı. Dolayısıyla, yasama organının faaliyetleri yerine getirirken sivil toplum örgütlerinin, sosyal tarafların, paydaşların, çıkar gruplarının, baskı gruplarının yasama faaliyeti üzerinde etkileri olacaktır, siz deseniz de demeseniz de olacaktır ama bizim burada Hükûmet olarak herhangi bir şekilde taraflardan birisinin bir lobicilik faaliyeti sonucunda bu meseleyi tek taraflı bir bakış açısıyla getirdiğimizi eğer ima ediyorsanız bunu kabul etmiyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sizi kastetmiyorum, ben resim çekiyorum. Burada bir vatandaş şu masaya oturabilir mi?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, tüketicilerin dernekleri var. Sivil toplumun, baskı gruplarının, çıkar gruplarının...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Prim ödeyen, poliçe yaptıran tüketiciler nerede, niye çağırılmadı?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, o Komisyonun takdirinde, ona bir şey demiyorum da şunu söylüyorum: Biz Hükûmetiz. Biz, bütün toplum için doğru olanı sağlamaya çalışıyoruz. Onun için iktidar partisi, muhalefet, Hükûmet beraber tartışıyoruz, konuşuyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - O zaman çekin maddeyi Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok, şöyle: Sizin baktığınız yönü çok önemsiyorum, "Aman burada tüketiciye bir zarar gelmesin." Ama, bütün bu argüman şeye dayanıyor: "Yan sanayi tarafından kullandırılan veya üretilen parçalar mutlak manada tüketicinin aleyhinedir."

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hayır, kesinlikle.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Mahkeme kararındaki o gerekçeye mutlak kabul gibi bakıyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hayır, öyle bakmıyoruz biz Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben iki şeye bakıyorum, bir: Bugün Türkiye'de zorunlu mali sigorta sistemi bir zorunlu sistem, ihtiyari değil. Bu sistem zorunluysa burada prim miktarlarının tutarı vatandaş için önemli, bunu ödemek zorunda, âdeta vergi gibi. Bunun yukarı çıkmaması lazım, aşağıya gelmesi lazım. Bunu sağlayacak tedbirler almak da Hükûmetin görevi. Hükûmet ne yapacak? Düzenleyici rolünü kullanacak, gücünü kullanacak, maliyetleri aşağıya çekecek, primi de aşağıya çekecek. Burada sigortayı devlet tekel olarak kendisi yapmadığına göre, devlet burada düzenleyici, denetleyici rolünü yerine getirdiğine göre o zaman düzenleme yetkisini, denetleme yetkisini ve yönlendirme yetkisini kullanmak suretiyle maliyetleri aşağıya çekecek. Burada konuştuğumuz konu, özellikle hasar sonrası meydana gelen parça değişimi sırasında oluşan maliyetler. Biz eğer bunu tek başına orijinale bağlarsak... Hepimiz şunu kabul edelim, farklı düşünülen bir şey var mı? Orijinal ürünlerin fiyatları kesinlikle yan sanayi ürünlerinden pahalıdır. O zaman şunu dememiz lazım: Hepimiz hep beraber maliyet eşiğini yukarıda belirliyoruz. Maliyet eşiğini yukarıda belirliyorsak o zaman da prim oranı yukarıya gelecek. Biz ne diyoruz burada? Bizim yan sanayimizin ilgili yetkili kuruluşlar tarafından orijinal ürüne eş değerliği kabul edilmiş ürünleri varsa, bu ürünler de hasardan sonra değişime konu olabilsin ki bunlar nispeten daha ucuz fiyattan üretiyorlar, böylelikle bu yolla maliyetleri aşağıya çekelim.

Şimdi, sayın vekilimiz söylesin, otomotiv sanayisinde çalışmış, bizim şu anda yan sanayi olarak firmalarımızın ürettiği ürünler yurt dışında veya yurt içinde birçok markanın orijinal aracında kullanılıyor mu kullanılmıyor mu?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Kullanılıyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani, yan sanayimizi o kadar kötü addetmeyin.