MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; ben de arkadaşlarımızın açıklamaları üzerine bir görüşümüzü paylaşmak için söz aldım.

Şimdi, dün de doğrusunu söylemek gerekirse birtakım açıklamalar üzerine görüşlerimizi ifade etmek noktasında butona basıp gece saat 2'ye kadar beklediğimi hatırlıyorum ve sözlerime başlarken de Komisyon üyesi ve Başkanlık Divanı Kâtip Üyesi sıfatıyla en son konuşmacılardan bir tanesi olduğumu da zabıtlara geçirmiştim.

Şimdi, çeşitli suçlamalar söz konusu oluyor, çeşitli anlamlandırmalar, çeşitli temellendirmeler. Temellendirmeler, öncüller yanlışsa varacağımız hüküm ve sonuç yanlış olur arkadaşlar. Dolayısıyla tahayyüli bir şekilde, tamamen gerçeklikten kopuk bir sonuç elde etmek üzere bina ettiğimiz önermeler neticesinde vardığımız sonuçları dinliyoruz. Biraz evvelki konuşmaları da bu bağlamda değerlendiriyorum.

Sonuç itibarıyla, bu Komisyon bir ihtisas komisyonudur ve gündemine hâkimdir, buranın yönetimi de Başkanlık Divanı ve sonuç itibarıyla da Komisyon Başkanı tarafından deruhte edilir. Dolayısıyla, dün yapılanlar da harfiyen bütün mevzuata ve özellikle İç Tüzük'e tam manasıyla bir riayetle gerçekleşmiştir. Bu bağlamda da Komisyon üyeleri özgür iradeleriyle kendi görüş ve kanaatlerini, kendi değerlendirmelerini, kendi oylarını net bir şekilde ortaya koymuşlardır. Bunun dışındaki birtakım mülahazalar ancak şahsidir, indîdir ve ancak söyleyeni bağlar. Bunu hatırlatmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla ilgili husus Komisyonun genel görüşmelerinde herkes tarafından ileri sürülebilir. Bu değerlendirilir ve bununla ilgili bir neticeye varılır. Dünkü konuşmamızda, görüşmemizde ise iki ayrı partiye mensup değerli arkadaşlarımız kendi gerekçelerini ortaya koymak suretiyle Anayasa'ya aykırılık iddialarını ileri sürdüler.

Bakınız, önümde dünkü tutanaklar mevcut, 145 sayfadan müteşekkil. Dün bu Komisyon 145 sayfalık bir beyanı, bir iddiayı, bir cevabı velhasıl bir değerlendirmeyi ortaya koymuş, 145 sayfa. Ki baktığımızda bu Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla ilgili, çok değerli grup başkan vekillerimizin, değerli Komisyon üyelerimizin, Komisyon üyesi olmayan arkadaşlarımızın hakikaten yeterince, hatta birbirini tekrar eder tarzda beyanlarını tutanaklardan şimdi okumak mümkündür. Bunlar gerektiği şekliyle ifade edilmiştir ancak biraz evvel töhmet altında bırakılan AK PARTİ'li Komisyon üyelerine ilişkin söylediğiniz sözlerle ilgili şunu ifade etmek isterim ki: Ancak günün sonunda, saat iki sularında değerli Yusuf Başer Bey ve bendeniz, hani, bir de nükte yapmak suretiyle bağlam kopukluğunu belirtmeye yönelik bir söz alıp görüşlerimizi ancak ifade etme sadedinde bir şeyler söyleyebildik. Bunun dışındaki bütün tutanaklarda diğer önergeyi veren arkadaşlarımızın yaklaşımlarını destekler mahiyette birçok beyan burada. Dolayısıyla, burada Değerli Komisyon Başkanımıza haksızlık edilmemesi gerektiği kanaatindeyim. Çok naif bir şekilde, çok samimi bir şekilde ve gerçekten çok demokratik bir şekilde, hiç kimseye müdahale etmeden... Mesela, Değerli Bülent Tezcan Bey -yanlış hatırlamıyorsam, bakılabilir- tam bir buçuk saat konuştu. Değerli Meral Danış Hanım bir saat konuştu. Bunun dışında değerli arkadaşlar, bir tahdis sınırlaması olmaksızın bütün görüşlerini, hiçbir kesintiye de uğramaksızın beyan ettiler. Dolayısıyla, bunlar tutanaklarda, inceleyebiliriz beraber bir heyet oluşturup kim ne kadar konuşmuş diye. Dün yaklaşık dörtten iki buçuğa kadar ne yapar? On buçuk saat, bir saat yemek arasını çıktığımızda yaklaşık dokuz buçuk saat burada hep beraber görüşlerimizi net bir şekilde, anlaşılır bir şekilde ortaya koyduk. Söylenmesi gereken şeyler söylendi ve bu konuda Komisyon üyelerimizin iktidar kanadından da muhalefet kanadından da söz talepleri vardı, doğru. Biraz evvel isimleri zikredilen değerli milletvekillerinin yanında, isimleri zikredilmeyen başka milletvekili arkadaşlarımızın da butona basıp söz alma talepleri vardı. Gece saat iki-iki buçuk olmuştu ve Sayın Başkanımız da yeteri derecede bu konuyla ilgili sözler söylendi, bütün önerge sahipleri hiçbir kesintiye uğramaksızın kanaatlerini dile getirdi ve söylenmesi gereken, söylendikten sonra da İç Tüzük'ün gereği olarak oylamaya geçeceğini ifade etti. Oylama özgür bir ortamda yapıldı, herkes kendi özgür iradesini ortaya koydu. Ama, çıkan sonuçtan bazı arkadaşlar memnun değil ki bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu ifade ediyorlar. Bu, Meclisin mehabetine yakışmaz; bu, Komisyonun mehabetine yakışmaz; bu, şahıslarımıza yakışmaz. Bunları ifade etmek için söz aldım. Dün gerekli her şey söylendi, âdeta kifayetimüzakere yapıldı.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Siz bizim adımıza karar vermeyin lütfen.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Ben kendi kanaatlerimi söylüyorum.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bizim söylediklerimizi dinlemediniz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Beyefendi, değerli milletvekilim...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bizim söyleyeceklerimizi dinlemediniz. Bizim adımıza karar vermeyin.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Biraz sonra dinleyeceğiz, size de söz gelecek. Ben kendi kanaatlerimi ifade ediyorum. Bakın, o konuda sükûnetle dinlerseniz kendi kanaatlerinizi söyleyebilecek medeni ortamı hep oluşturduk zaten. Bu konuda çok rahatız ve kendimizden eminiz merak etmeyin. Biz her sözü dinleriz, sözün gereği neyse de doğruysa doğru, eğriyse eğri diyebilecek temyiz kabiliyetine, iradeye ve yüreğe sahibiz, merak etmeyin. O konuda netiz arkadaşlar, netiz ancak kimse kimseye hakarete yönelik, böyle birtakım üstenci tavırlarla ve bildiğim bildik, çaldığım düdük şeklinde birtakım fikirleri tamamen bir kenara atarak, bağlamından kopararak, zemininden kopararak, tekliften uzaklaşarak tahayyüli anlamda birtakım cümleleri, kelimeleri art arda sıralayarak bir sonuca varmak ve bunu tekrar tekrar yinelemek ancak bir psikolojik harp taktiği olabilir. Biz de bu konuda şerbetliyiz arkadaşlar. İrademiz sağlamdır ve bu konuda özgür irademizi her ortamda, her şekilde, net bir şekilde ortaya koyabilecek bir tavrı da gösterme durumundayız.

Ben dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, çok sağ olun.