KOMİSYON KONUŞMASI

FARUK BAL (Konya) - Bu maddeyle ilgili söylediklerimi tekrar ediyorum. 2575 sayılı Kanunu'n 13'üncü maddesindeki değişiklik daire sayılarının artırılması ve kurulacak yeni dairelere üyelerin atanması, yargının obez hâle getirilmesi sonucunu doğuracaktır. Yargıtayda ve Danıştayda ulaşılmaya çalışılan adalete, siyasal hormon bulaşmış bir adalet olacaktır, dolayısıyla biz buna karşıyız. Ama bir önceki maddeye dönerek ifade etmem gerekiyor. Şimdi bir Danıştay Başkanlık Kurulu var, buradaki üye sayısı sınırlı. Üç daire başkanı üç üyeden oluşur. Bir de Danıştay Başkanlar Kurulu var, orada da Danıştaydaki dava daireleri başkanları ve yanılmıyorsam 1'er de üye var değil mi?

DANIŞTAY GENEL SEKRETERİ ENVER KAYA - Üye yok, başkan vekilleri.

FARUK BAL (Konya) - Şimdi, her ikisini de Genel Kurul seçiyor. Peki, bu kanunda niye değişiklik oluyor? Her ikisinin de seçim kaynağı Danıştay Genel Kurulu ise Danıştaydaki daire başkanlıklarına seçim daha ehliyetli, daha liyakatli ve daha çoğulcu yapıldığını varsayar isek, o takdirde tetkik hâkimlerinden Danıştay üyelerinin daire dağıtımına kadar gidecek olan Danıştayın yargıyla ilişkilendiren işlerini daha sağlıklı yapabilir. Daha sağlıklı yapan bir organ dururken niçin Başkanlık Kuruluna alınıyor sorusu, mantıken cevap bulmayan bir sorudur. O zaman, işin siyaseten böyle düşünüldüğü kavramı aklımıza gelmektedir. O da çok açık bir şekilde cemaate karşı verilen istiklal mücadelesinin bu mercideki bariyerini görüyoruz. Oysa bu yanlıştır. Cemaatle istiklal mücadelesi verirken yargının geleneklerini, teamüllerini, yasalarını, uygulamalarını, eğip bükerseniz günü gelir sizden daha güçlü birisi gelir, sizin eğip büktüğünüz yargıyı, sizin aleyhinize kullanabilecek şekilde o da eğer büker. O zaman "güç sahibi, yargıyı istediği gibi kullanır" sonucu çıkar ki bu insanlığın şimdiye kadar adalet, hakkaniyet uğruna vermiş olduğu mücadelenin heder edildiği sonucuna ulaşırız çünkü bu tasarı veya teklifle elde edilmek istenen sonuç: "Ben güçlüyüm, güçlü olanın dediği, adalet hâline gelecektir." Bu mantıkla hareket ediliyor. Oysa yargıda güç, haklı olanındır, yargı, haklıyı korur, hakkı korur, güçlüyü korumaz, güçlüye karış hakkı korumaktır yargının görevi. Doyasıyla, bu kökünden, mantığından sakat olan bu maddeye, geçmiş olmasına rağmen biz karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ettik.

Danıştaya daire kurulmasına ilişkin maddeye de sözlerimin başındaki gerekçelerle karşı olduğumuzu ifade ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.