OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Şimdi, tabii, önce konuşmuş olduğumuz anlaşmadan bağımsız bir şey söyleyeceğim.

Şimdi, biz yaklaşık bir buçuk yıldır beraber çalışıyoruz Dışişleri Komisyonu olarak. Bu bir buçuk yıl içinde ciddi bir Başika krizi yaşadık. "Orduyu Musul'a süreriz." lafları havalarda uçuştu. Sonra bir Fırat Kalkanı operasyonu yaşıyoruz şu anda hâlen. İşte, askerlerimiz şehit oluyor. Bizim uzun zamandan beri askerî varlığımız ülke dışında. Rakka'nın söz konusu olduğu söyleniyor. Avrupa Birliği Parlamentosu üyelik görüşmelerini askıya aldı, Amerika'da bir başkan değişimi oldu vesaire. Şimdi, biz hâlâ hayvancılık, standartlar, Maarif Vakfı gibi konularla Dışişleri Komisyonunda bir tür oyalanıyoruz. Bunu daha önceki oturumlarda dile getirdiğimizde, özellikle 15 Temmuz sonrası, Sayın Başkan da hak vermişti, iktidar partisinden milletvekili arkadaşlarımız da hak vermişti. Yani, bizim en azından şu anda Suriye'de neler olduğuyla ilgili konuları konuşuyor olmamız gerekiyor bence ya da Avrupa Birliğiyle ilgili Türkiye'nin gidişatının ne olduğunu konuşuyor olmamız gerekiyor. Bunlar Türkiye'nin stratejik kararları yani sadece iktidarları bağlayan değil, iktidarların ötesinde devletin almış olduğu kararlar, özellikle Avrupa Birliğiyle ilgili boyut. Ya da Rusya'yla, İsrail'le küstük ve sonra barıştık, bunların sonucunun neler getireceğiyle ilgili bence bizim bu konulara biraz kafa yoruyor olmamız gerekiyor. Böyle bir ortamda, bir yandan da terör örgütleriyle mücadele ettiğimiz bir ortamda, tabii ki hayvan refahı önemli, önemsiz demiyorum ama Türkiye Cumhuriyeti'nin bir beka probleminin olduğunun en azından iki parti tarafından söylendiği bir ortamda, Dışişleri Komisyonunun bu içerikteki tartışmalarla ya da bu içerikteki anlaşmalarla meşgul edildiğini düşünüyorum ben. Bundan dolayı da bu tavrın doğru olmadığını bir kez daha belirtmek istiyorum. Sayın Başkandan ve iktidar partisi milletvekili arkadaşlardan da bir an önce bu sürece bir son vermelerini öneriyorum.