KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani gerçekten doğru, Burada bankaları da hariç tutmadan bu düzenlemeyi yapmak mümkün fakat burada birçok düzenleme yaparken toplum vicdanında bazı düzenlemeler bakımından birtakım hariç şeklindeki düzenlemeleri yapıyoruz. Bundan önce de nakdî sermaye artışı düzenlemesinde de aynısını bankalara, finans kuruluşları için yaptık. Bir önceki konuşmamda da zaten bunun vergide eşitlik bakımından değil ama sosyal adalet bakımından, toplumsal beklentiler bakımından bir tercih olduğunu söyledim. Yani, bir politik tercihte bulunuyoruz. Burada bankaların böyle bir meselede, böyle bir düzenleme yapılmış olmasını çok yadırgayacaklarını düşünmüyorum açıkçası.

İkinci olarak da, şimdi, yine ifade ettim, bizim burada yaptığımız etki analizinde geçmiş bir veri setini değerlendirmeye tabi tutuyoruz, mükelleflerin fotoğrafını çekiyoruz, bu fotoğrafta ödeme alışkanlıklarına bakmış oluyoruz, beyanname verme alışkanlıklarına bakmış oluyoruz ve vergi tarhiyatı yapılma durumlarına bakıyoruz. Tabii ki bu analizin ortaya çıkarttığı durum şu: Yani burada demek ki vergiye gönüllü uyumda aslında istediğimiz noktalarda değiliz. Yani burada, gerçekten, vergiye uyumu artıracak iki nokta da her zaman için vergi teorisinde konuşulur yani uygulama bakımından vergide ödemeyenlere karşı daha güçlü caydırıcılık, ödeyenlere karşı da kolaylaştırıcı yani idarelerin iki yönlü bir davranış göstermesi beklenir.

Bizim, bu maddeden aslında bugüne ve geçmişe dönük bir beklentimiz yok. Bizim, bu maddeden daha fazla ileriye dönük beklentimiz var ve benim kanaatimce bu, en fazla aslında ileriye dönük küçük esnafı bence olumlu yönde teşvik edecek. Yani bizim burada konuştuğumuz rakamlara bazen "500 milyon" diyoruz, toplam içerisinde küçük görebiliyoruz veya mükellef sayısını küçük görebiliyoruz ama bugün 100 bin lira vergi ödemesi gereken bir esnafımız için, 100 bin lira vergi ödeyecek bir esnafımız için inanın -yani biz de esnaf çocuğuyuz- 5 bin lira iyi para, 5 bin lira iyi para.

Şimdi, burada, vatandaş "Eğer ben vergime dikkat edersem, ödememe dikkat edersem, vergi ödeme zamanı geldiğinde bana 100 bin lirada 5 bin lira indirim yapılacak." dediğinde, gerçekten mükellef için bir cazibe oluşturabiliyor. Bizim zaten beklediğimiz ileriye dönük bunun olumlu yansımaları. Burada ne olacak? Aslında yüzde 5'ten dolayı vazgeçtiğimiz vergi bize bir maliyet getirecek ama öbür taraftan tahakkuk tahsilat oranları artacak, süresinde beyanname verme oranı artacak ve vergi denetimlerinde belki de mükellef daha uyumlu davranacak. Dolayısıyla, aslında statik bir analizde maliyet gibi gözüken bir faktör, belki de bizim toplam vergi tahsilatımızda olumlu bir neticeye yani over oldu, olumlu bir neticeye varacak. Ama hepimizin çok haklı olarak söylediği zaten aynı şey yani toplamda vergi tabana yayılsın, herkes vergisini ödesin. Onun için, burada sizin haklı olarak bir etki analizi isteyeceğinizi bildiğim için geçmişe dönük böyle bir analiz getirdik ama burası bu fotoğrafın böyle olacağı anlamına gelmiyor. Şunu da ifade edeyim: Dilerim ki ileride özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin vergiye uyumunu kolaylaştıracak güzel düzenlemeleri de yapacağız. Mesela, arkadaşlarla şu anda üzerinde çalışmaya başladığımız bir proje var. Ben, bunun ileride mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu artıracağını düşünüyorum. Özellikle küçük esnafımız başta olmak üzere tutulması gereken defterlerin elektronik ortamda, Maliye Bakanlığının sunacağı bir platformda, doğrudan doğruya mükellef tarafından kayıtların yapılabilmesine imkân sağlayalım. Böylelikle mükellefimiz gerçekten yıl içerisinde defter tutma yükümlülükleri bakımından maliyetlerden kurtulsun, doğrudan doğruya verilerini ister kendisi girsin isterse yetkilendirdiği muhasebecisi girsin ama burada olabildiğince mükellefin uyum maliyetlerini çok daha düşürecek düzenlemeler yapacağız.

Yine, sosyal kesimlerden arkadaşlar sağ olsunlar buradan ifade ettiler yani bu, ilk uygulama da değil, son uygulama da değil. Mutlaka hem kanunlarla hem de uygulamayla gönüllü uyumu teşvik etmemiz gerekiyor. Diğer taraftan, gerçekten, vergisini bilerek ve isteyerek ödemeyenlere karşı da devletin yaptırım gücünü, caydırıcı gücünü kullanması gerekir. Bunları hep beraber yapacağız.

Şunu da ifade edeyim: İnşallah, önümüzdeki aylarda, onu da çalışıyoruz, getireceğiz. Hani hep yeniden yapılandırma kanunundaki temel tartışmamız şudur: Gerçekten zor durumda olan vatandaşlarımız var yani iyi günü var, kötü günü var bu işin. Yani gerçekten zor durumda olan vatandaşımızın bu durumunu ortaya koyan bir kayıt sistemi... Bir kriter üzerinden aslında sistemi kurduğumuzda yeniden yapılandırma kanunlarına ihtiyacımız kalmayacak çünkü hani finansal durumunu geriye dönük eğer görebiliyorsanız, kayıtlılığı artırabiliyorsanız ve vergisini de iyi gününde ödemiş bir mükellefi bununla görebiliyorsanız, evet, benim o durumda o mükellefe bu yeniden yapılandırma kanunlarında getirdiğim imkânları hiç kanun olmaksızın sağlamam lazım. Temel sorun dönüyor dolaşıyor nereye geliyor? Gecikme faiz oranlarının yüksek olması, gecikme zammı oranlarının yüksek olması. Bunun da yüksek olması doğru çünkü öbür türlü vergiyi bir kredi aracı olarak kullandırmamamız gerekiyor. Ama öyle mükellefler var ki, iyi niyetli mükellefler, iyi gününde vergisini ödemiş ama gerçekten zor durumu var. Benim ondan gecikme zammını almamam lazım. Bunları inşallah bir proje olarak çalışıyoruz. Bunları da getirdiğimiz zaman yeniden yapılandırma kanunlarına ihtiyaç duymayacak bir sistemi kurmayı inanın biz de çok istiyoruz.

Teşekkür ederim.