Buyurun Farukçuğum.

FARUK BAL (Konya) - Teklif oradan geldiğine göre muhalefet de oradan olması lazım.

BAŞKAN - Buyurun Faruk Bey.

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Aslında şu değişiklik önergesi ne anlama geliyor diye Sayın Genel Müdüre sorduğunuz soru meseleyi açıklığa kavuşturmuştur. Teşekkür ediyorum.

Şimdi, bizim dilimizde bir söz var: Su bulanmadan durulmaz. Doğru, su bulandığı zaman daha sonra durulur. Buradan hareket ettiğimiz zaman, bunu adalete uyguladığımızda ters orantılı, adalet bulandığı takdirde durulmaz değerli kardeşlerim.

Şimdi, bu kapsamda olaya baktığımızda, bu maddede on günlük, on beş günlük, beş günlük süreleri görüyoruz. Bunu biz bir yerden hatırlıyoruz. On gün içerisinde adaylar yüksek seçim kuruluna müracaat eder, beş gün içerisinde yüksek seçim kurulu adayları kesinleştirir, takip eden on beşinci pazar günü de seçim yapılır. Bu, Anayasa'da 2010 tarihinde yapılan seçimle ilgili, destan gibi bir maddenin özüydü.

BAŞKAN - Ha, geçici maddenin.

FARUK BAL (Konya) - 2010, 2010. Şimdi, aynı jargonla buraya gelmişsiniz, 2010 tarihinde HSYK'da ve Anayasa Mahkemesindeki mantık ile Yargıtayın bu maddeyle yeniden şekillendirilmesini yapıyorsunuz. Oradaki mantığın yarattığı sonuç 17-25 Aralık operasyonlarında size göre istiklal mücadelesi sonucunu doğuracak bir hukuk darbesi yapan gücü yaratmıştır. Bize göre yargının elde etmiş olduğu yolsuzlukla ilgili delillerden kurtulmak için böyle bir operasyon yapıyorsunuz. Aynı sonuç Yargıtayda tekrar ortaya çıkarsa bu defa ne yapacaksınız? Yani, on günlük, beş günlük sürelerle yine dilimizde bulunan, kültürümüzde bulunan bir başka sözü hatırlatıyorsunuz, acele ediyorsunuz. Bilin ki acele eden ecele gider. Siz de belki şahsen hukuk kapısına sıkışmış kuyruğu kurtarmak için acele ediyorsunuz ama adalet duygusunu ecele gönderiyorsunuz.