| Komisyon Adı | : | (10 / 392) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı İslam Emiroğlu'nun kurumun çocuk hizmetleriyle ilgili çalışmaları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 01 .03.2017 |
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sunum için teşekkür ediyorum.
Tabii, bu Aladağ'da bir yandan da yargılama sürüyor. Bizim yargıya müdahale etmemiz söz konusu olmaz ancak bu yargılamada sorumluların serbest bırakılması, tutuklanması, sonra tekrar serbest bırakılması, tekrar tutuklanması kamu vicdanını yaraladı. Bizim müdahalemiz değil ama en azından bu yargılamanın ciddi yapılmasını isteme konusunda bir komisyon iradesinin oluşmasını öneriyorum. Yani bunun, toplum vicdanında kanayan bu yaranın en azından bir daha böyle şeylerin olmayacağı yönünde yargının hassas olduğu ve Komisyonun da işlerini yerine getirdiği yönünde bir irade oluşması gerekir diye öneriyorum.
Şimdi, tabii, burada bürokrat arkadaşımızın sunduğu metinde gördüğümüz çocukevleri ile Aladağ Komisyonunun Cumhuriyet Savcılığının Aladağ bilirkişi heyetinin raporu arasında dağlar kadar fark var. Deyim yerindeyse sizin raporunuz İsveç'te bir yeri işaret ediyor, bu -küçümsemek anlamında değil ama- Uganda'da bir yeri işaret ediyor. Çünkü bu rapor -benim değil değerlendirme- bu inceleme raporunda... Bir defa yangın merdiveninin olmadığı, binadaki yapıların, kapıların özellikle altmış dakika yangına dayanıklı olması gerektiği ama birkaç dakika içinde yangının katlanarak arttığı... Çok ağır ifadeler var bu bilirkişi raporunda da...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Efendim, çok affedersiniz, bizim...
LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) - Ama Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı...
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Size sormuyorum soruyu, ben arkadaşa soracağım.
Siz âciz olduğunuz için mi bunlar yapıldı? Yani madem bu kadar güzel yerler yapıyorsunuz, neden böyle yerler var? Acaba siz yetersiz misiniz? Böyle dernekler mi tamamlıyor ya da onlar sizin görevinizi mi devralmış durumdalar? Sizin bu konuda hitap etme oranınız kaçtır? Örneğin, eğitim görmek isteyen bütün çocuklara, tümüne ulaşıyorsunuz da bu çocuklar başka yeri mi tercih ediyor ya da siz ulaşamıyor musunuz?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Sayın Vekilim, biz burada bürokratız yani sunum yapmak...
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - En azından ne kadarına ulaşabiliyorsunuz?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Efendim, bir defa şuna girmem lazım ben. Tabii, siyasi değerlendirmelerinizin...
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Yok, hiç siyasi bir şey sormadım yani sadece...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Efendim, şunu söyleyeyim: Orası bir defa bizim tanımladığımız çocukevi değil. Bizim tanımladığımız çocukevi bizim kiralarını karşıladığımız, semtiyle ilgili kontrol ettiğimiz, daha iyi semtler olduğunu düşündüğümüz illerdeki çocukevleridir. Bunun çocukeviyle yani olumlu-olumsuz değerlendirmeler bizim kuruluşla protokol düzenlenmiş veya bizim yaptığımız, düzenlediğimiz, kiraladığımız bir işlem değil efendim, söylemek istiyorum. Yani bizde bunlar neden yapmıyorun yani biz ulaşmakla ilgili yapabildiklerimizi söylüyorum ama sizin o gösterdiğiniz çocukevi Bizim bu kanunda gösterdiğimiz, sunumda gösterdiğimiz çocuk evi değil efendim.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Biliyorum, şöyle...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Bu bize söylediğiniz...
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Tabii, tabii, hayır, bu çok güzel, ben de imrendim, gerçekten çok güzel yani bunların yaygınlaşması, bütün çocuklarımızın böyle bir ortamda eğitim görmesi güzel bence. Aladağ'da neden yok? Yani, siz oralara gidemiyor musunuz? Para mı yetersiz, bütçeden mi pay ayrılmıyor ya da böyle bir iş bölümü mü var, bir kısmını onlara mı bırakıyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Balbay, pardon, sorunuzu daha netleştirmek amacıyla şöyle bir şey sorabilir miyim: Aile ve Sosyal Politikalarımızın çocuk evleri veyahut da yetiştirme yurdu kapsamına aldığı çocuklarımız, ailelerinden ayrı olan çocuklar, öyle değil mi?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Evet, tabii efendim.
BAŞKAN - Yani, bizim Aladağ'da şu anda yurt yangınının çıktığı pansiyon veyahut da şey, aileleri olup da okuyan çocuklar yani ikisi aslında farklı mekânlarda, farklı işlevler görüyor.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Efendim, mahkeme kararıyla koruma altına alınan çocuklarımız değil. Yani, birinde mahkeme kararı var. Mahkeme diyor ki: 5395 sayılı Kanun'a göre, bakıma muhtaç, danışman tedbiri, sağlık tedbiri olacak. Biz bakım ve danışmanlıkla ilgili bölümlere -bu kanun, mahkeme bir sevk belirliyor- bunlara bakıyoruz. Bu söylediğimiz çocuk evleri sitesi, çocuk evleri, bu yapımız bizim mahkeme tarafından bize verilen görevle görevlendirilen yerlerdeki çocuklarımızın durumu.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Ben de diyorum ki sevgili arkadaşım, böyle bir yurt gereksinimi olduğuna göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu gereksinimlere hitap etmesi gerekmez mi? Neden şu anda böylesine denetimsiz... Yani, bu rapor bütün gerçekleri... Ben tekrar ediyorum, hiçbir siyasal söylemle sormuyorum, bu raporu okuduğunuzda hakikaten yangın göz göre göre gelmiş ve altmış dakika dayanıklı olması gereken yapılar birkaç dakika içinde yanmış ve çocuklarımız kül olmuş. Şimdi, sizin bu politikalarınızın bunları kapsamı gerekmez mi? Genişletemez misiniz? Genişletemiyor musunuz?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Sayın Vekilim, üstadım yani biraz önce "Size siyasi soru sormuyorum." dediniz, bize siyaset sormanızı da pek...
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Değil, değil, tabii, zaten öyle.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSLAM EMİROĞLU - Efendim, bizim de, tabii ki diğer vekil arkadaşlarımızın da, hepimizin de çocuklarımızın iyi olması hedefimizle ilgili bir problemimiz yok. Biz sorumluluğumuz ne gerektiriyorsa yapma gayreti içerisindeyiz. Oradaki çocuk evi ayrımını söyledim ben. Bizim kuruluşumuz veya mahkeme kararıyla "Bakın." denilen değil. Tabii ki devletimizin imkânları çerçevesinde, bu yurtların biçimiyle ilgili, yapısıyla ilgili, denetimiyle ilgili işlemler daha çok yapılmalı, daha çok edilmeli ama bunu söylediğim zaman ben birileri az yapıyor, birileri çok yapıyor deme durumunda değilim, bu konuda da sizin takdirlerinize bırakıyorum efendim.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Tabii ki ama siz bizim önümüze böyle bir dosya koyunca biz de bunu isteme hakkını ediniyoruz sizden.
BAŞKAN - Sayın Balbay, aslında şöyle bir şey var: Bizim bu kurumları dinlememizin sebebi nedir? Yetkiler kimde ve ne kadar? Belki de bizim Komisyon raporumuzda -sonuçta sizin dile getirdiğiniz, temenni ettiğiniz kısım var ya, bu yetkilerin biraz daha kapsamlı, denetimli hâle gelmesi, kurum tespiti- Millî Eğitim, dernekler ve diğer kurumları da dinledikten sonra asıl yetkinin kimde olması gerektiği de daha net kafamızda çıkacak gibi. Şu anda Aile ve Sosyal Politikaların çalışması, eski tabiriyle "kimsesiz çocuklar" dediğimiz, anne ve babasından uzak veya ayrı tutulması gereken veya anne babasını kaybetmiş çocuklara göre yapılmış bir çalışma ama tabii ki "kamusal barınma" dediğimiz zaman aslında şunu da söylemek lazım: Yani, bir yangın tehdidi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı binalarda da var mı? Varsa buna göre bir tedbir alınıyor mu, bunu belki irdelemek daha doğru olur diye düşünüyorum.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Peki Sayın Başkan.
BAŞKAN - Ama bütün kurumları dinledikten sonra sizin sorunuzun tam hitap edeceği kurum hangisidir, daha çok netleşecek gibi geliyor bana. Çünkü buradaki yurtta, özel bir yurtta, anne babası yanında bulunan bir çocuğun oraya geçmesinden...
KEREM ALİ SÜREKLİ (İzmir) - Kendi rızasıyla...
BAŞKAN - Rızasıyla veya kamusal veya özel yurda giden öğrencilerimizden bahsediyoruz. O yüzden, belki de birkaç hafta içerisinde dinleyeceğimiz bütün kurumlarda kafamızda neyin nereye oturacağı belki daha net belli olur, ona göre tartışmamızı... Gerekirse tekrar çağırırız o kurumun yetkilisini.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Tabii, tamam Sayın Başkan.
BAŞKAN - Pardon, sözünüzü kesmiş gibi oldum. Bitti mi devam ediyor musunuz?
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Tamamdır.
BAŞKAN - Hüda Hanım'a söz veriyorum.