| Komisyon Adı | : | (10 / 392) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Genel ve Sınai Yangın Uzmanı Turgut Cırgaoğlu'nun Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığınca görevlendirildiği Aladağ yangınına ilişkin bilirkişi raporu hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .03.2017 |
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Yani ben öncelikle arkadaşlara tabii teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, benim birkaç önerim olacak. Müsaade ederseniz onları dile getirmek istiyorum. Öncelikle geçen hafta Komisyonumuzda İstanbul Büyükşehir Belediyesinden İtfaiye Daire Başkanlığında Atillah Eleşkirt Bey'i dinledik, faydalı bilgiler verdi. Bugün de bilirkişi heyetinde görevli uzman 2 arkadaşımızı dinledik. Onlar da çok faydalı bize bilgiler verdiler, bizleri aydınlattılar, çok teşekkür ediyoruz.
Yalnız ben şunu öğrenmek istiyorum: Yani neden Komisyon olarak olayın gerçekleştiği yerden sorumlu Adana Büyükşehir Belediyesinin itfaiye görevlilerini, sorumlularını hâlâ dinlemedik? Bu anlamda yoksa Komisyon olarak davet etmedik mi Adana İtfaiyesinin yetkililerini, görevlilerini? Bu soru çok önemli, zira, ilgili kız yurdunun tutuklanan müdürü Cumali Genç ifadelerinde tamamen bölgedeki itfaiyeyi suçluyor ve "Olay itfaiyenin tamamen bu konudaki yetersizliğinden ve itfaiye aracının merdivenli müdahale aracının bulunmamasından, merdivenlerinin üçüncü kata yetişecek şekilde uzun olmamasından, itfaiye görevlilerinin yeterli donanıma sahip olmamasından kaynaklanmıştır. Yani eğer yukarıdaki müdahaleler yapılabilseydi bütün öğrencilerin hayatının kurtarılabileceğini düşünüyorum." diyor Cumali Genç.
Aynı zamanda Aladağ Belediye Başkanı Mustafa Akgedik de geçtiğimiz günlerdeki bir açıklamasında şunları söylüyor: "Burada anlayış, bu olaydan sonra değişti. Böyle bir olay karşısında nasıl tavır alacağımız veya bu durumda nelere dikkat etmemiz gerektiği noktasında bir bilinç oluştu. Ama maalesef 12 canımızı kaybettik. Burası maalesef coğrafi olarak Adana'yla hiç alakası olmayan bir yer. Biz yaklaşık 1.350 kilometre bir alanda hizmet vermeye çalışıyoruz. Tamamen dağlık olan ama imkânları az olan bir ilçe. Gelir düzeyi çok düşük. Maalesef burada olağanüstü bir şey çıksa yine müdahale edecek durumda değiliz. İtfaiye ilçe olarak bizim sorumluluğumuzda değil ama insan bizim insanımız. Yangından önce ile sonra arasında teknik anlamda bir değişiklik yok. Aladağ merkezinde bir yangın olsa itfaiye teşkilatı var ama 31 mahalleden oluşuyoruz. 48 kilometrede mahallelerimiz var. Buralarda bir yangın olsa müdahale şansımız yine yok." diyor Sayın Başkan.
Bu gerçekler ortadayken Adana itfaiye yetkililerini neden dinlemiyoruz, neden Komisyona davet etmedik? Bu konuda da bizi açıkça bilgilendirmenizi rica ediyorum Sayın Başkanım.
Olaya ilk müdahale eden itfaiyenin sepetli yangın merdiveninin olmamasının gerekçesini, itfaiye personelinin yetersiz ve eğitimsiz olduğu iddiasını, yangında yüksekten atlayanları kurtarmak için kullanılan brandanın bulunmamasını, itfaiye araçlarının bina yangınını değil orman yangını söndürmeye elverişli olması gibi pek çok bilgiyi yetkililerin ağzından Komisyon üyeleri olarak herhâlde bilgilenmek isteriz.
Bence zaman yitirilmeden Adana Büyükşehir Belediyesinde yetkili olan itfaiyecilerin davet edilmesini ve dinlenilmesini ben sizlerden rica ediyorum.
Yine, bir konu, çok önemli bir konu, o konuyu gerek Atillah Eleşkirt Bey olsun gerek bilirkişi uzmanlarımız olsun, hep yangın önlemlerine karşı alınması gereken tedbir eksikliklerinin olduğunu dile getirdiler. Yani yangın önlemek için bir yangının başladığı anda haber veren cihaz, peşinden yağmurlama sistemi, işte tesisat kablolarının yenilenmesi, işte dediğimiz gibi bir sürü eksiklik, yangın tüpü gibi bir sürü eksiklik olduğunu ve bu denetimlerin daha sık yapılması gerektiğini dile getiren bunlar konuşmalardı. Şimdi, gene aynı şekilde Komisyonun son toplantısına katılan Atillah Eleşkirt Bey bilgi verirken bir konu daha dikkatimi çekti. Konuşmasında Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hakkında bilgi verirken, 2007 yılında yeni bina ve mevcut bina olarak sınıflandırma yapıldığını anlattı. Yönetmeliğe göre 7 kat yani 21,5 metre ve altındaki eğitim tesisleri için yangın alarmı takma zorunluluğunun kaldırıldığını anlattı Atillah Eleşkirt Bey. Yönetmeliğin 96'ncı maddesinin (ç) fıkrası "Birden fazla katlı bir bina içerisindeki yatılan oda sayısı 100'ü veya yatak sayısı 200'ü geçen otellerde, yurtlarda, pansiyonlarda, misafirhanelerde ve yapı yüksekliği 21,50 metreden fazla olan bütün yataklı tesislerde yağmurlama sisteminin kurulacağına hükmediyor.
Bu konuyu biraz daha araştırınca, Elektrik Mühendisleri Odasının bu konuda üzerine düşeni yaptığını ve idareyi uyardığını öğrendim. Daha önceki toplantıda da dile getirmiştim. Meslek odalarının, özellikle öğrenci barındıran bu yurtlarda gerekli denetimlerin en az üç ayda bir, altı ayda bir periyodik kontrol adı altında yapılmasının faydalı olacağını söylemiştim. Bununla ilgili olarak Elektrik Mühendisleri Odası yönetmeliğin bu hükmüyle ilgili Danıştaya dava açmış. Bu dava üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu yönetmeliğin yurtların kapsam dışında kalmasına neden olan hükümlerinin yürütmesini durdurmuş. Ardından da Danıştay, Elektrik Mühendisleri Odasının isteminin yerindelik denetimi anlamına geleceği iddiasıyla davayı reddetmiş. İdari Dava Daireleri Genel Kurulu ise yerindelik denetimi olmadığına ve bu düzenlemenin iptal edilmesi gerektiğine karar vermiş. Genel Kurulun EMO'nun istemini haklı bularak kararı bozması üzerine bakanlık karar düzeltme isteminde bulunmuş. Tam bu süreç sona ermeden yani EMO'nun açtığı davanın süreci sona ermeden ne yazık ki hepimizi derinden üzen 29 Kasımdaki Aladağ faciası yaşanmış.
Şimdi elimde, bu dava sürecinde o eski "Bayındırlık ve İskân Bakanlığı" adı altındaki Bakanlığımızın Danıştay 10. Daire Başkanlığına gönderdiği bir savunma var. Aslında bu savunma yani bu konuya yaklaşımının yani Hükûmetin yaklaşımının ne kadar net olduğunu ortaya koyuyor.
Bakın, aynen bu savunmadan okuyorum: Tarih 26/8/2008. Cevap veren: Bayındırlık ve İskân Bakanlığı.
İlgili yönetmelikle yapılanlar anlatılıyor ve "Okullarda öğrenci olduğu sürece meydana gelen herhangi bir yangın, dedektörün vereceği ikazdan önce fark edilir." Yani, okullarda öğrenci olduğu sürece meydana gelen herhangi bir yangın dedektörün vereceği ikazdan önce fark edilir.
"Okulda öğrencinin bulunmadığı zamanlarda geceleri ise çıkacak bir yangını dedektör algılasa bile okulda kimse olmadığı için dedektörün bir faydası olmayacaktır.
Belirtilen hususlar, hastaneler bakımından da geçerlidir. Zira, hastanelerde de yirmi dört saat boyunca çıkabilecek bir yangını fark edebilecek görevliler bulunmamaktadır."
Yani bu ifadeler yer alıyor. Bu ifadelere baktığımızda, gerçekten dedektörün yani bir işe yaramadığı konusunda bir savunma içeriği olduğunu görüyoruz.
Şimdi, buradaki gerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin de dile getirdiği gibi gerekse bilirkişideki uzman arkadaşlarımızın dile getirdiği gibi -biraz önce beyefendi de söylemişti- dedektör, yangını tespit ettiği anda hemen ötmeye başladığında yağmurlama sistemleri devreye girer ve yangına o anda müdahale etme imkânı daha fazla olur; en azından, itfaiye gelinceye kadar söndürme işlemleri belki tam tamamlanmasa da bir kısmı tamamlanmış olur demişti.
O nedenle, ben özellikle sizlerden rica ediyorum, Komisyon üyesi arkadaşlarımdan da rica ediyorum. Komisyonumuzun, bundan sonra, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik'in kapsamının genişletilmesi konusunda bence bir çalışma yapması gerekiyor. Yani bu, öğrenci yurtları da olur, binalar da olur ama yangından korunması için, özellikle canlarımızın, o gencecik çocuklarımızın kaldıkları yurtlarda yangın önlemlerinin bu yönetmelik kapsamı içerisinde daha etkili bir şekilde yer alması için bir çalışma yapmamız gerekiyor.
Yurt binalarının denetim alanına girmesi, okulların periyodik elektrik sistemi kontrollerinin yapılması yönünde mutlaka bir değişik yapılması gerekiyor.
Geneli üzerine söylüyorum, bu yurtlarda dedektör mecburiyeti konulması gerekiyor, yağmurlama sisteminin konulması gerekiyor. Gerek eski olsun gerek yeni olsun, eğer orada öğrenci barınıyorsa, bu yurtlarda muhakkak bu eksikliklerin acilen giderilmesi lazım bir daha böyle facia yaşamamamız için, bir daha böyle acıları tatmamamız için. Bence Komisyon olarak üzerimize düşen bir görev ve Komisyonun raporunda da bu konudaki önerilerimizi dile getirerek, Hükûmet yetkililerinin, bu konuda Komisyonun ortaya koyduğu bu istek ve talepleri değerlendirerek, bundan sonra meydana gelecek, en azından olumsuzlukları da bir yangın yönetmeliğinde yer vererek ortadan kaldıracağına inanıyorum.
Ben bu konuda beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. Genel anlamda bir önerimdi, o yüzden de dinlediğiniz için teşekkür ederim.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Hemen bitiriyorum.
BAŞKAN - Bitirelim artık.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Çok özür dilerim. Sizin öncelikle tabii, Adana İtfaiyesinin niye çağrılmadığına yönelik olarak bilgilendirmenizden dolayı teşekkür ederim ama benim dile getirdiğim konularla ilgili olarak özellikle Elektrik Mühendisleri Odasının açtığı davada Danıştay nihai kararı verirken Hükûmetin oraya verdiği savunma, sizin demeyeyim, yani mevcut olan siyasi iktidarın eski bir Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından imzalanarak gönderilen bir savunmaydı. Dolayısıyla, böyle bir şeyi "Bizim Hükûmetimiz döneminde olmamıştır." gibi...
BAŞKAN - Hayır, "olmamıştır" demedim.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Yani orada bir savunma var...
BAŞKAN - Ben sadece, "Yönetmelikler günün teknoloji ve şartlarına uygun olarak kendini sürekli yeniler." dedim.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Yok, ben o anlamda demedim. Ben zaten yönetmeliğin yenilenmesinden yanayım. Benim söylemek istediğim şu: Yani benim, yurtlarda periyodik kontrollerin işte sık sık yapılması için meslek odalarının da bir denetim mekanizması içerisinde olması konusunda bir önerim olmuştu. Bununla ilgili olarak da aynı şekilde EMO da anılan yönetmelikteki eksiklikleri görerek "Böyle böyle olsun, bu dedektörler olsun, yağmurlama sistemleri olsun." demiş. Ona verilen cevaptaki, bence cevabın hani, biraz işi, gerek yok gibi...
BAŞKAN - Şu anda Millî Eğitim Bakanlığımızın yeni yönetmelik çalışmasında da yani bu denetim yapacak kişilerin işin uzmanlarından olması noktasında da bir yönetmelik değişikliği gündemde. Tabii ki biz de raporumuzda bu konulara değineceğiz.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Biz Komisyon olarak bunları biraz daha, hani bundan sonra bu faciaların yaşanmaması konusunda öneriler bazında ortaya koyabilirsek faydalı olacağı düşüncesi içerisinde söyledim.
BAŞKAN - Çok teşekkür ederim, doğru söylüyorsunuz.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Rica ederim.
BAŞKAN - Evet, çok teşekkür ediyoruz uzmanlarımıza katıldıkları için.
Bir sonraki toplantımızın tarihini 16 Nisandan sonraki ilk hafta çarşamba günü yine saat 11.00'de yaparız inşallah. O günkü toplantımızda sonraki süreci, bundan sonraki süreci değerlendiririz.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - 16 Nisandan sonra...