KOMİSYON KONUŞMASI

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Değerli Başkanım, çok teşekkür ediyoruz.

Başlangıçta da söylemiştik, tabii, "Bu tip teknik bir Komisyonda katkıların olacağına hiç şüphe yok." dedik ve nitekim güzel katkılar geldi, teşekkür ederim. Biraz daha ilerleyen süreçte ayrıntılar konuşuldukça bazı şeyler daha netleşecek, ama sorulara cevap vermek adına... Sayın Tarhan'ın tespitleri vardı, "Geç kalmış ama olumlu." dediler, çok teşekkür ederim.

Bu konuyla ilgili, hemen Sayın Tanrıkulu'nun da konuşmalarının bir kısmıyla birleştirerek... Tabii, bu işin tarihi çok geriye gidiyor, birçok kişinin her alanda olduğu gibi katkıları var, müteşekkiriz, özellikle teşekkür ediyoruz. Bunu bir tarihte başlıyor diye addedersek herhâlde haksızlık etmiş oluruz, geriye dönerek bu alanda katkı koyan herkese müteşekkiriz, ama istiyoruz ki bu alanda çok daha hızlı yürümüş olalım ve yine, konjonktür nedeniyle, "Niye bugün geldi?" sorunuza da bir cevap vereyim.

Bu, tabii, bizim Bakanlık olarak uzunca bir süredir üzerinde çalıştığımız bir konu. Doğrusu, biz yazın bunu önce Komisyonun, devamında Genel Kurulun huzurlarına getirelim istiyorduk, ama ne yazık ki 15 Temmuz talihsizliğini yaşayınca da kaldı. "Bugün getirmeyelim, yeni yasama yılına kalsın." dediğimiz zaman da biz, belki sonbaharda konuşabileceğiz, geç kalmış olacağız. Yani o yüzden "Zararın neresinden dönerseniz kârdır." diye Sayın Tin'in tespiti vardı, biz istiyoruz ki bir an önce bu hayata geçsin. Elbette ki yine Sayın Sert'in söylediği gibi de bir taraftan bu işleri de yürütmemiz lazım. Bunun sebebi bu.

Tabii, özellikle AR-GE'yle ilgili bütçelerin şu an 2 misline geldiği bir ortamda, yani 0,5'lerden 1,5'lara geldiği bir ortamda bunun yetersiz olduğunu biz zaten kabul ediyoruz, hükûmet programlarında da bu var, bütün uygulamalarımızda da biz bunu yapıyoruz, hem bizim Bakanlığımız hem Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ilgili kurumlarıyla gerçekten AR-GE'ye çok ciddi bir destek veriyoruz, ama AR-GE'yi yaparken de şunu yapmamak istiyoruz: "Biz yapalım, bizde kalsın." değil, elbette ki hele bu sektörde,

özel sektörün kabiliyetlerini AR-GE'de kullanmasını beklemek doğrusu ülkemiz şartlarında biraz zor. İstiyoruz ki kamu olarak biz buna öncülük edelim, biz bu konuda yol alalım, özellikle üniversitelerle, akademik camiayla birlikte yol alalım ve dönelim, bunu özel sektörün pratikliğine de sunarak, dinamikliğine de sunarak ticari hayata geçirelim, ticari hayatta bunlar kullanılabilir olsun. Çünkü öyle bir soru da vardı, özellikle 6'ncı maddede... Biz yapacağız, sonra özel şirkete vereceğiz ama bu sektör, kamu-özel sektör dinamiği birlikte hareket ederse başarılı olur. Tek başına bizim de başarılı olma şansımız yok, özel sektörün de başarılı olma şansı yok. O yüzden, kamu kaynağı elde ederek elbette ki buluş yapacağız, patent oluşturacağız ve icat veya bir ürün geliştirmişsek de bunların ticari hayata kazandırılması gerekiyor.

Yine teknik bir Komisyon olmakla birlikte saygı duyarız, elbette ki hepimiz de siyasiyiz. Turizm batmış mı? Doğrusu takdirlerinize. "Turizm batmış." demek o kadar iddialı bir laf ki. Evet, geçen seneden başlayarak dünyada bir daralma var. Bu daralmadan kaynaklı bu sektörün etkilenmemesi için de Hükûmet olarak birçok kolaylık getirdik, getiriyoruz. Bu haftaki Bakanlar Kurulunda da yine bu sektöre yönelik kolaylıklar getirecek bir Bakanlar Kurulu kararı imzaya açıldı, ben de imzaladım.

Ekonomi çökmüş müdür? Tabii "Ekonomi çökmüştür." algısı yaratılmaya çalışıldığı herkesin malumu. Biz bunu hep söylüyoruz; içeride ve dışarıda böyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Ama bu algının ne kadar boşa çıktığı 1915 Çanakkale Köprüsü'ne yurt dışından 8, yurt içinden 7 olmak üzere 4 grubun teklif vermesi ve 13 tane dünya çapındaki finans kuruluşunun da "Evet, biz bunun finansını sağlayacağız." demiş olması, bence tek başına ekonomiye olan güvenin bir göstergesidir; algıya değil, olguya bakmak lazım.

Asgari ücret istenir ki 3 bin olsun, 4 bin olsun, 5 bin lira olsun ancak sonuçta talepler sınırsız, imkânlar sınırlı. Bu sınırlar çerçevesinde asgari ücret her zaman enflasyonun üzerinde artırılmış ve son iki yılda da herkes bunun şahididir, özellikle çok daha fazla artırıldığı konusu.

"Rejim değişikliği konuşuluyor." dendi. Biz çok net bir şekilde diyoruz ki rejim değişikliği konuşmuyoruz. Rejimin adı doksan dört yıl önce konmuş, rejim cumhuriyettir. Cumhuriyetten doksan dört yıldır nasıl ki bu millet vazgeçmedi, bundan sonra da sonsuza kadar vazgeçmeyecek, sadece hükûmet etme tarzı veya yürütme tarzı değiştirilmek isteniyor. Bunu özellikle söyleyelim.

"Başbakanlığa bağlı olması yerine özerk bir hâle getirilmesi." Saygı duyulur, olabilir ama bizim de tam yapmak istediğimiz bu zaten. Ajans formunda, diğer kurumlarla da koordine içerisinde, bir bakanlığın bünyesinde değil de... Çünkü bir bakanlığın bünyesine aldığınız zaman başka bakanlıklarla da koordinasyona ve bir üst şemsiyeye ihtiyaç var. Dolayısıyla üst şemsiyenin Başbakanlık olması doğrudur. Bundan sonraki özellikle yürütmede olabilecek değişikliklerde tabii yeni modele uygun hareket edilir. Yoksa "'Hayır' çıkacağını kabul etmişsiniz." demek doğrusu... Siyaset yapmayalım ama siyaset yapacaksam ben "evet" çıkacağına inanıyorum, sebebi de şu: Biz AK PARTİ olarak her aldığımız kararı istişareyle alıyoruz; tabandan başlayarak, vatandaştan başlayarak istişareyle alıyoruz, istişareyle aldığımız için de geriye dönüp tekrar vatandaşa gittiğimizde zaten vatandaşın ne dediğini, bizden ne beklediğini biliyoruz. Ancak herkesin kararına saygı duyulur; "evet" de çıkar, "hayır" da çıkar, bu milletin kararıdır. Biz sonuna kadar Anadolu tabiriyle "Göz baş üste" dedik. Burada hiç sıkıntı yok, onu özellikle söyleyeyim.

Sayın Tanrıkulu -tekrar söylüyorum- gerçekten güzel ifadelerle güzel katkılarda bulundunuz. Kaynakla ilgili, zaten Uzay ve Havacılık Teknolojileri Genel Müdürlüğüne ayrılan kaynaklar var ama yeni oluşumla birlikte bunun çok daha artırılması, çok daha büyümesi hedefi var ki bir yerinden başlamamız lazım.

İstihdamla ilgili 600 kişi Bakanlıkta çalışan değil, Bakanlıkta bu işin içinde ihtisas sahibi olanların sayısı bu rakamın altında. Ancak bizim bu 600'den kastımız, kamu-özel bu işin içindeki uzmanların sayısıdır. Ancak bu sayının çok çok yetersiz olduğu bir vaka, Uzay Ajansı kurulması amacı da o zaten. Bu sayının en azından birkaç binlerle zikredilmesi gerektiği de bir gerçek. Siz onu söylediniz.

Özellikle astronot eğitimiyle ilgili soru vardı, hemen onu da söyleyeyim: Elbette ki astronot eğitimi de vereceğiz bu konuda ki, günün sonunda da biz dönüp bu astronotları uzaya gönderebilir hâlde olalım. Fırlatma da söylenmişti. Fırlatma kabiliyetini kazanmak da bu işin içinde kesinlikle var. Eğer böyle öngörmezsek, sadece uydu fırlatma, uydu imal etme, ettirme gibi bakarsak biz 5 milyar dolar hedefine ulaşamayız. Sayın Engin söylemişlerdi, 5 milyar dolar hedefi budur. Yani fırlatma kabiliyeti kazanmak da dâhil uyduyu Türkiye'de yapmak, hatta yapıp ihraç etmek de dâhil ilgili kurumlarımızla... Çünkü ciddi bir kabiliyet oluştu ve o konuda da güzel bir iş birliğimiz var. Onunla birlikte biz bunları yakalamış olacağız.

"Yetki çatışması" dediniz. Aslında yetki çatışması... Bazı konularda elbette ki koordine gerekiyor. Çalışma Bakanlığı dâhil onlarla da görüştük ancak özellikle Bakanlığa bağlı Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü ki bugün mülga ediliyor, artık onun yerine ajans kuruluyor. Bu konuda yetkiler tek elde toplanmış durumda, onu özellikle vurgulamak isterim. Özellikle fırlatma dâhil, astronot eğitimi dâhil, uzaya yönelik her türlü faaliyetin yürütme yetkisi bu kuruluşa veriliyor çünkü üst şemsiyede bunları yapabilir hâle gelmesi lazım.

İstihdamı arz etmiştim, sizler söylediniz.

Yine Sayın Tarhan bir teşekkürle birlikte bir eleştiride bulundular: "Hazine garantisi veriliyor, zarar görüyoruz." Ben tek cümleyle söyleyeyim: Eğer yap-işlet-devret modeliyle bu projeleri yapmaz iseniz, bir kamu kaynağıyla ve kamu imkânlarıyla yaptığınızda bu projelerin bitiş süreçlerini hepimiz birden yaşıyoruz ama özel sektör dinamiğini bu işin içine soktuğunuzda projeyi çok daha hızlı yapıyorsunuz, bir. İkincisi, bu projeler iki şeyden dolayı yapılır: Ya sosyal faydası vardır ya bir katma değer oluşturur. Dolayısıyla, biz hangi amaçla yaparsak yapalım, istiyoruz ki proje bir an önce hayata geçsin, hem sosyal fayda oluştursun, geçen insanımızın hayatını kolaylaştırsın, geçen ticari araçların ticari hayatını kolaylaştırsın ama çok daha önemlisi, bu ulaşımın, erişimin kolaylaşmasıyla birlikte, etrafında bir sektörle birlikte bir katma değer oluştursun; bu olayın bir boyutu. İkinci boyutu, eğer biz kamu kaynağıyla bunları yapacak olursak ne yapacağız? Ya hazine marifetiyle borçlanacağız. Sonuçta o borcu kim ödeyecek? Garanti kapsamında ödemeyeceğiz ama sonuçta o borcu biz ödeyeceğiz ülke olarak. Yaptığımız bir finansal modeldir, özel sektör dinamiğini bu işin içine çekmektir. Hazine garantisi kapsamında ödenmesi muhtemel paralar da zaten bütçe yapılanmalarında kesinlikle kurgulanıyor, bütçe ona göre dengeleniyor. Yoksa normalde bizim şu an yap-işlet-devret modeliyle belki de 20 projeye eş zamanlı çıkmamız lazım. Niye çıkmıyoruz? Belli periyotlarla, bütçe dengesini de bozmayacak şekilde bir yol alıyoruz. Ama özellikle projelerle ilgili şunu söyleyeyim: Projelerin devamı bittikçe, etrafında kendi trafiklerini oluşturdukça verdiğimiz garanti rakamlarına erişilecek ve üstüne de çıkılacaktır, onu özellikle vurgulayalım.

Sayın Kalkan, söyledim zaten, cevabı verdim. Ancak astronotla ilgili bir yaş sınırı yok Sayın Nebati, gerekli sağlık kontrollerini yaptırıyorsunuz. Maşallah, ikiniz de çok gençsiniz, ikiniz de bunun gereğini yaparsınız. İnşallah, elbette ki hedefimiz Türk astronot göndermek ama niye siz olmayasınız diye söyleyelim.

Sayın Akkaya'nın özellikle güzel bir ifadesi vardı: "Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak.", Ulu Önder Atatürk'ün söylediği "İstikbal göklerdedir." Gerçekten de doğru tespitler ama ne yazık ki süreçlerde... Aslında bugün Meclisin bu tip kurumlara, bu tip işlere verdiği destekler o gün verilmiş olsaydı, o mühendisler -yani Nuri Demirağ dâhil, Allah hepsine rahmet eylesin- o günkü şartlarda gerçekten çok başarılı çalışmalar yapmış o isimler eğer desteklenmiş olsaydı, eminim ki biz bu sektörde bugün çok farklı şeyleri konuşurduk. Doğru bir tespit.

Elbette ki kurum sadece kanun çıkarmakla çalışmaz. Hedefimiz, zaten böyle bir ajansı özellikle Başbakanlığa bağlı olarak kurup bu konuda üst şemsiyede gerekli adımları atmak. Ülkemizin farklı birimlerinde güzel çalışmalar var ama bu çalışmalar birbirini tamamlayacak, ortak sonuç doğuracak bir hedefe ilerlesin istiyoruz, onun için böyle bir düşünce gerekli.

Yine Sayın Akkaya'nın söylediği bir ifade vardı, kurum başkanından yüksek ücret almama konusu. Doğru bir tespit, bunu söyleyeyim. Bir önergemiz de var, heyetin de kabulüyle, Komisyonumuzun da kabulüyle başkanlık kurulu ve üst düzey yöneticiler için Başkandan fazla ücret almama şartı gelecek ancak vereceğimiz önergeyle özellikle iş sözleşmesine tabi çalıştıracağımız uzmanlar da, doğrudur, biz kurum başkanının ücretini referans alırsak... İşte, çok güzel söylendi, NASA'da, şurada burada çok başarılı Türkler var dendi, onları getirip bu işin içine sokmanın ve onların tecrübesinden yararlanmanın şartı bu ücret sınırlamasını iş sözleşmesine tabi olanlarda kaldırmaktır. Heyet de uygun görürse onu bir önergeyle getirmiş olacağız zaten.

Yine Sayın Engin'in güzel tespitleri vardı, hemen arz edeyim uygun görürseniz. Doğrusu, heyetin çok da fazla zamanını almamak adına kısa tutmaya çalışmıştım.

Tabii, vizyon ne, hedef ne, bununla ne amaçlanıyor? Bir defa, Türkiye'nin uzaya ilişkin hak ve menfaatleri, yörünge haklarının korunması, ajansın kurulmasıyla hedeflenen şeyler. Yüksek güvenlikli haberleşme, yüksek güvenlikli bilgi akışının sağlanması yine amaçlanıyor. Optik gözlem, radar ve konum belirleme uyduları geliştirilerek kendi konumumuzu kendimiz belirleyecek, kendi görüntümüzü filtresiz kendimiz elde edecek, kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayacağız bununla birlikte. Bilgi ve görüntüler için ülke dışına aktarılan kaynaklar ülke içinde kalacak, uydu fırlatma sistemleri kurulacak, kendi yaptığımız uyduları yörüngelerine kendimiz taşıyacağız -fırlatma ve fırlatma sistemlerine sağlık 12 ülke var denildi, inşallah 13'üncü ülke olacağız- astronot eğitim programları hazırlanacak, kendi astronotlarımızla evreni kendimiz araştırabilir hâle geleceğiz, Ay ve Mars keşif programları geliştirilebilecek. Ecdadın bin yıllık hayali -ki arkadaşlar söyledi, onun geliştirilmesi ve ileriye taşınması böylece sağlanmış olacak- geliştirilen uzay teknolojisi sayesinde lokomotif olmayı, sanayimizi uluslararası alanda katma değeri yüksek daha rekabetçi bir seviyeye ulaştırmayı hedefliyoruz. Tasarıyla uzay teknolojileri ihtisas bölgesi kurulmasındaki amaç, sanayimizin uluslararası standart ve seviyelerde iş görürlüğü imkânının ve kabiliyetinin artırılmasını sağlamış olmak, uzay teknolojilerinden faydalanarak doğal afetlerin tespiti ve önlenmesine yönelik özgün çalışmalar yapabilecek ve kendi verilerimizle önlem alabilecek hâle gelebilmek. Uzay teknolojileriyle kendi madenlerimizi kendimiz "shatter"siz tespit ederek halkımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz.

Yine özgün havacılık ürünlerine yönelik teknolojik ürünlerin geliştirilmesi, özellikle geliştirilecek mikro ve makro İHA'larla halkımızın pek çok ihtiyacının karşılanması, bu alanda halkımız için yeni iş imkânları oluşturulması, kurumlar arası koordinasyon sağlanarak uzay ve havacılık teknolojisi alanındaki hizmetlerin sunulmasında kaynak israfının önüne geçecek kaynakların daha etkin kullanılması hedeflenmektedir.

Yine Sayın Engin'in "Ajansın üniversitelerle iş birliği hususu..." Kanun tasarısı yakından incelendiğinde, özellikle havacılık ve uzay teknolojileri alanında bilimsel AR-GE faaliyetlerinin destekleneceği, özel sektör odaklı bir yasal düzenlemenin getirildiği ve tasarının pek çok maddesinde de -görev maddesinde- bu hususun özellikle vurgulandığı görülüyor. Ayrıca, kurumlar arası iş birliği sağlamaya yönelik de çok açık düzenlemeler 21'inci maddede yer alıyor.

Yine söylediniz, 2023 yılına kadar somut olarak ortaya koyacağımız en önemli hususlardan biri, elbette ki uydu geliştirmede kullanılan standartlara uygun olarak kullanılan ısıl dayanıklılık, elektronik sistem ve uçuş modelleri gibi mühendislik modellerinin millî olarak geliştirilmesi. Ki bu konuda TÜRKSAT çok ciddi bir çalışma yapıyor. TÜRKSAT personeli bu anlamda uzunca bir süredir yetiştiriliyor ve ayrıca, transporter, anten gibi parçaları da üretebilir hâle gelmemiz... Ki sadece TÜRKSAT örneğini verirsek yanlış olur, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızda, Savunma Sanayi Müsteşarlığında bu anlamda ciddi bir bilgi birikimi var ve onların tecrübelerinden de yararlanacağız.

Yine "5 milyar dolar hedef nasıl ortaya konuldu?" dendi. Birçok bileşeni var kamu-özel sektör olarak ve hedefi çok uçuk değil ama koşturmamızı gerektiren bir hedef ortaya koyuyoruz, 2023 de böyle, buradaki 5 milyar dolar da böyle. Küçük bir hedef koyduğunuz zaman çok çabuk yakalıyorsunuz ve ondan sonra da rehavet başlıyor. Bizim amacımız, gerçekten, rehavete kapılmadan bu alanda mesafe almak. TÜRKSAT 6A için ayırdığımız kaynak 550 milyon lira. Bugün için yapılan hesaplamalarda 1 kilogram uydunun değeri 1 kilogram altına eşit. Dolayısıyla, biz bu alanda istediğimiz birlikteliği, kurumlarla koordinasyonu ve ajansın da amacını hedefleyecek şekilde bir yapılanmayı kurduğumuzda sadece bu rakamın, 5 milyar dolarlık rakamın bu pazarda büyük bir rakam olmadığı, aslında karşılanabilecek bir rakam olduğu ortaya konuluyor.

Sayın Engin aslında çok güzel şeyler söylediler, başka atladığım bir şey var mı diye bakıyorum.

Sadece uzay kurulu değil, başka kurullar da var, gördünüz, 3-4 tane birim var. Özellikle üniversitelerin ve bu konuda alanında temayüz etmiş uzmanların görevlendirilebileceği başka yapılar da var. Çünkü, üst kurul, sonuçta yürütme organı olarak onun başka bakanlıklarda yapılması gereken kısımlara ilişkin de talimatlarını verebilmesi adına kurulmuş bir kurum. Maliye ve kamu yönetimi kısmı da bunun için gerekli.

Tabii, özellikle eğitim politikaları konusu doğru bir tespit. Sadece uzay araştırmalarında, bilim ve teknoloji alanında eğitim vermek değil, tarımda da, turizmde de her ne yapmak istiyorsak bunun, anaokulundan başlayarak gençlerimize bir taraftan verilmesi, bir kültür hâline gelmesi önemli ve o aşamada verirseniz onların içinden seçici olma şansınız, bu konuda ehil insanları seçme şansınız çok daha fazla. Aksi takdirde, belli bir yaşa geldikten sonra onu bu yönde özellikle yönlendirmeye çalışmanız belki de kabiliyetli olan gençlerimizi başka alanlara kaptırmak anlamına da gelir. Bu tespitiniz de güzeldi. Bunu da zaten Millî Eğitim Bakanlığımızla biz konuşuyoruz. Bunun da inşallah gereğini yapacağız.

Sayın Nebati'nin bir tespiti vardı, uzay ve teknolojileri bakanlığı... Elbette ki, umar ve beklerim ki gelecekte bu kaçınılmaz olacaktır. Yani, bugün bir enstitüden genel müdürlüğe, genel müdürlükten eğer ajansa geçişi konuşuyorsak ve geç kaldık diyorsak, umarım, ajans dediğimiz şekilde verimli olacak ve inşallah günün sonunda da bakanlığa gidecektir çünkü sektörlerin hepsi artık direkt ya da dolaylı buna bağımlı hâle geliyor.

Bu konuda kendi fırlatma kabiliyetimizi söylediniz, söylemiştim, bu önemli.

Özel ihtisas sahibi kişilerin değerlendirilmesi, bu da çok doğru bir tespit. Onun için, o ücrete yönelik kısmını da o yüzden söyledim.

Tabii ki bölgenizde lider olmaya çalışıyorsanız sadece birkaç alanda değil, bütün alanlarda olursanız bunlar birbirinin tamamlayıcısı oluyor. Tam da hedeflediğimiz konulardan biri bu. Yine Sayın Dilipak söyledi, elbette ki uygulamada dört başı mamur bir şey yapıyoruz dersek doğru söylemeyiz. Yani, birçok ülkenin ajanslarla ilgili mevcut durumları ne, eksikleri ne, fazlaları ne, ne tür sıkıntılar yaşamışlar, onların hepsini dikkate alarak bu düzenlemeyi yaptık getirdik. Elbette ki Komisyonumuzun da değerli katkıları olacaktır ama süreç içerisinde ihtiyaçlar olacaksa "Yanlış yaptık ne yapalım, bu yanlışla devam edelim." demeyeceğiz, ona hiç şüphe olmasın. Değerli Komisyonun huzuruna geleceğiz ve desteğini her zaman isteyeceğiz diyeyim.

İnşallah maddelerde de konuşulacaktır. Daha fazla da vaktinizi almamak adına çok teşekkür ediyorum, sağ olunuz.

Pardon, bir şeyi atladım Değerli Başkanım, şunu söylemedim herhâlde: Sayın Akkaya'nın çalışacak bilim insanlarımızla ilgili... Ajansla ilgili düzenlemeler bilimsel ve teknik gerekler esas alınarak 5'inci ve 10'uncu maddede özellikle düzenlendi. Bilim ve teknoloji yönlendirme kurulu var yani yüksek kurulun dışında yönlendirme kurulu çok önemli çünkü asıl burada ihtisas sahibi insanlar fikir üretecekler, ortaya bir veri koyacaklar. O veri çerçevesinde de bunlar bize rehber olarak üst kurulda nihai hâle gelecek. Onu da arz etmiş olayım.

Teşekkür ederim.