YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Tabii, Başkanım, bir şey söyleyeyim izin verirseniz.

Şimdi, siz sayın milletvekillerimizi şey... Benim milletvekilleriyle ilgili herhangi bir sitemim olmadı. Çünkü buradaki her milletvekili arkadaşımızın kendi uzmanlık alanları var. Doğal olarak onlara burada bürokrasinin ya da bu konuda çalışma yapan arkadaşlarımızın vermiş olduğu bilgiler doğrultusunda yapıyor. Yani bizim öyle, arkadaşlarımızı bir zan altında bırakmak gibi öyle bir düşüncemizin de olması mümkün değil. Ama ben aynı şeyi iddia ediyorum: Sayın bürokrat arkadaşımızın söylediği unvanla ilgili değildir, ücret hakkıyla ilgili olan bir olaydır. Yani şimdi, bu ajansa siz düşük ücrette birisini transfer edebilir misiniz? Diyelim ki bir memur arkadaşımız çalışıyor ilgili bir kamu kurumunda, diyelim ki 5 bin lira maaş alıyor, siz ona 4.500 lira önerebilir misiniz? Öneremezsiniz. Yani ücreti düşük bir şekliyle gelip o da çalışmaz. Yani cazip hâle getirmeye çalışıyoruz.

BAŞKAN - Şimdi, Sayın Akkaya, buradaki hadise şu: Uğur Bey de ifade etti, Sayın Bakanımız da ifade etti, memuriyetten özel hukuk sözleşmesine geçiyor. Memurken bir unvanı var ve bunun karşılığına gelen bir ücreti var. Özel hukuk sözleşmesine geçtiği zaman bu unvanı ve ücreti bırakıyor, oradaki ücrete tabi oluyor. Sonra vazgeçiyor. Aslında burada yapılan şey çalışanın hukukunu korumak adına çalışana tamamen irade vermektir, seçim hakkı vermektir. Gitti, "Artık gittin, kusura bakma dönemezsin." demiyor, "Tekrar geri dönebilirsin." diyor.