MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Şimdi, Sayın Yenidünya, ben de sunumunuzu dikkatle dinledim. Tabii, yasa 2012'de yayımlanmış. Bu Aladağ'la ilgili, bir önceki itfaiye sorumlusu Bekir Metin Demir ve kimya mühendisi -Turgut Cılgaoğlu'ydu ismi yanılmıyorsam- bir sunum yaptı bize. İnceleme fırsatınız oldu mu o sunumu?

İŞ TEFTİŞ KURULU BAŞKAN YARDIMCISI SEMİH ÖZÇAKIR - Yok, incelemedim.

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Galiba incelemediniz. Yani haddim değil tabii size şunu yapın veya yapmayın demek ama biz çok hüzünlenerek dinledik bunu. Bir defa yani siz inceleseniz sanıyorum, o iş yerinde güvenliksiz ne var değil de güvenli ne var diye bakardınız ve bulamazdınız. Şimdi, bu bağlamda, tabii ki yasanın çıkması güzel, derslerin verilmesi de güzel ama ders verenden çok, ders alan olması daha önemli.

Sizin yasanıza göre, bir binada bir maddenin, bina malzemesinin, duvarın en az altmış dakika yangına dayanması gerekiyor ama bu yangın on dakika içinde bütün binayı sarmış. Yine, sizler "az tehlikeli yer" dediniz ama yine orada uzmanın söylediği "Orada çıkan madde o kadar ağır bir zehir ki ikinci nefesten sonra ölünür." diyor yani pencereye yakın oldukları hâlde. Hani, hakikaten böylesi çok vahimdir.

İŞ TEFTİŞ KURULU BAŞKAN YARDIMCISI SEMİH ÖZÇAKIR - Yerler halı, duvarlar lambri, hep kimyasal yani bir tutuştuğu zaman...

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Yani bu gerçek karşısında, bütün bu anlatımlar... Tabii ki yasa çıkacak ama öncelikle ben sizin o raporları ve önceki değerlendirmeleri alarak buraya gelmiş olduğunuzu düşünmüştüm yani onun üzerinde ne yapılabiliri... Gelmedinizse bile bundan sonra düşünüyor musunuz? Aladağ raporuna kendi gözünüzle bakıp "Bir iş yeri nasıl güvenli olur?"un en kötü örneği diye bir örnek en azından, hani bir şekilde bir yansıtma düşünüyor musunuz?

Bir de tabii ki her yeri denetlemeniz mümkün değil ama binalarımız işçi güvenliği, iş güvenliği, iş sağlığı açısından ne ölçüde sağlıklı konusunda bize verebileceğiniz genel bir istatistik, bir değerlendirme var mı?

İŞ TEFTİŞ KURULU BAŞKAN YARDIMCISI SEMİH ÖZÇAKIR - Efendim, son gittiğimizde tüm binaların...

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Bu tür... Yani biz tabii konuyu çok dağıtmayalım. Yurtlarımız yani öğrencilerimizin kaldığı bu tür yurtlarla ilgili, bu binaların güvenliğiyle ilgili, sağlığıyla ilgili bir değerlendirme, bir istatistik sunabilir misiniz bize? Örneğin İstanbul İtfaiye Müdürü dedi ki: "Binaların yüzde 56'sında koşulların çok büyük bir bölümü yerine gelmemiş." Yurt binalarının böyle bir istatistiğini vermişti biz. Hani, sizin bize bu konuda sunabileceğiniz bir gerçek var mı?

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI SEDAT YENİDÜNYA - Benim bildiğim, bizde böyle bir kayıt, veri yok binalar hakkında.

İŞ TEFTİŞ KURULU BAŞKAN YARDIMCISI SEMİH ÖZÇAKIR - Ama bunu verecek olan da Millî Eğitim Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumu yani...

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Ama siz iş sağlığının direkt adresisiniz yani.

İŞ TEFTİŞ KURULU BAŞKAN YARDIMCISI SEMİH ÖZÇAKIR - İşte, az tehlikeli olduğu için yani bizim... Hani, siz öteki iş yerlerini düşünseniz ve ölen çalışanlarımızı ve kaza geçiren, iş göremezlikle sonuçlanan... Onları bırakıp biz bu tarafı, bunu incelemeye kalktığımız zaman kaynaklarımızı... Çünkü bunu gerçekten yapacak kurumlar var, olması gereken. Kredi ve Yurtlar Kurumu düzenleyecek bunu, Millî Eğitim Bakanlığı düzenleyecek ve yerel yönetimler bu binalar yapılırken, ruhsatı verilirken iş yeri açma ruhsatı... Hatta üniversitelerin içindeki yurtlara da rektörlükler bakıyor. Onu da organize sanayi bölgeleri gibi... Organize sanayi bölgelerinde iş yeri açma ruhsatını da organize sanayi bölgeleri verir. Burada da rektörlüğün denetiminde ve de rektörlüğün buna genel olarak rehber çıkartacak; Millî Eğitim Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumu.... Yurtların nasıl olması gerektiği; tabanından tavanına, penceresinden her türlü özelliğine göre o özellikleri taşıyacak yapıda olması gerekir.

Belki siz de Sayın Milletvekilim, yurtta kalmışsınızdır, ben de yurtta kaldım. Bizim kaldığımız o tarihlerde Kredi ve Yurtlar Kurumunun yurdunda yanacak hiçbir şey olmazdı. Yerler mozaik beton, duvarı, penceresi, yatağımız, demir dolabımız yani isteseniz de yangın çıkartamazsınız orada. Bir şeyler lüksleştikçe, kimyasallar içine girdikçe o kadar çabuk tutuşabilir malzemeler var ki... Elektrik zaten sınırlı sayıda kullanılıyordu. Çıkan kaynaklar da belli. Tabii ki bunu biraz düzenlememiz, bunu da yapacak kurumlarımız, bunu denetleyecek... Tabii ki biz elimizden geldiği desteği veririz, bu kurumlarımızla çalışırız. Öyle bir yönetmelik hazırlanır, yönetmelikleri veya diğer rehberi hazırlanır yurtlarla ilgili -Millî Eğitim Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumu- biz kurum olarak destek veririz, yardımcı oluruz. Biz çalışan sağlığından doğru, bu tarafa yani bu konuları daha detaylı bildiğimiz için... Yani Millî Eğitim Bakanlığında tabii ki çok mühendis yok, orada öğretmenler var. Onlar hazırlıyordur, bir mevzuat hazırlama birimleri vardır. Yeterince konuya vâkıf olmayınca detaylandıramayabilirler. Biz de kurum olarak elimizden gelen desteği veririz böyle bir şey hazırlandığı zaman.

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Ama örneğin burada güvenlik, sağlıkla ilgili bir standart yok mu: "Şu malzeme kullanılır, bu kullanılmaz." Yani bu tür... Mesela siz Aladağ'a gitseydiniz, denetleseydiniz ne yapardınız, nasıl bir...

İŞ TEFTİŞ KURULU BAŞKAN YARDIMCISI SEMİH ÖZÇAKIR - Oradaki denetimimiz, sorumlulukları nedir işverenin, sadece çalışan sayısı açısından ve onlara bakmaktı yani kalanların elbette ki... Yani elektriğin periyodik kontrolünü isterdik, diğer mevzuatla ilgili acil durum planını istedik, onları isterdik ama bu beş kişi için isterdik yani orada barınan çocuklar için istemezdik yani.

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Yani onlar için bile burada zaten her şeyin faul olduğu görünüyor.