KOMİSYON KONUŞMASI

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Türkiye'nin ilk uçak gemisiyle ilgili anlaşmayı konuşuyoruz. Yani mesele yerli yerine otursun diye söylüyorum. Bunun üç dakikalık bir bilgilendirmeyle ya da bu kadar yüzeysel bir şeyle geçiştirilmesi mümkün değil. Ortada bu şeyle ilgili, bu işin, bu uçak gemisinin ihale aşamasından tutun da Türkiye'nin neden uçak gemisine ihtiyaç duyduğuna kadar konuşulması gereken birçok şey var.

Bir uçak gemisinin uluslararası literatürdeki karşılığı şudur: Denizaşırı operasyonlarda kullanılır. Birinci sorum: Türkiye neden uçak gemisine ihtiyaç duyuyor?

Denizaşırı operasyonlara girişme niyeti mi var? Türk dış politikasının şimdiye kadar geleneksel çizgisinde böyle bir şey yoktur, olmamıştır; bundan sonra bir hat değişikliği mi söz konusu?

Bu uçak gemisine inmesi muhtemel uçaklar F35'ler bildiğim kadarıyla, Türkiye Cumhuriyeti ordusunun envanterinde F35 var mı?

Diğeri: İnsani yardımdan bahsediliyor, anlaşmada da var; uçak gemilerinin ne tür bir insani yardım işlevi gördüğünü bir sorgulamak lazım yani bunu açıkçası merak ediyoruz.

Bir başkası: Bu işin ihale sürecinde... Yani biz şu anda anlaşmayı imzalıyoruz ama aslında bu projeyi kimin yapacağı belli, uçak gemisinin adı belli, her şey belli, ihale sürecinin ne kadar tartışmalı olduğu belli. Bunu Türkiye'de alan firma ile İspanyol ortağının ekonomik durum açısından ne kadar sıkıntılı oldukları belli.

Bir diğeri, özellikle Hükûmetiniz döneminde mesele Millî Savunma Bakanlığının silah alımları ya da projeleriyle alakalı döner dolaşır şuraya gelir:

1)

Ortak üretim yapmayı tercih ederiz.

2)

Teknoloji transferi yapmayı tercih ederiz.

3)

Ekonomik açıdan ya Türkiye'de bir yatırım olanağı sağlanmasını tercih ederiz ya da Türkiye'de ciddi bir ekonomik gelişmişlik yaratmasını yani o projenin ekonomik bir fayda yaratmasını tercih ederiz.

En son S400 füzeleriyle ilgili ciddi bir tartışma var ortada, Türkiye ile Rusya arasında ciddi müzakereler yapılıyor. Bunlarla ilgili dahi, bu konuyla ilgili dahi Sayın Millî Savunma Bakanının ağzından bu 3 kriter hiçbir zaman eksik olmaz. Bu 3 kriteri bu proje sağlıyor mu?

İhale sırasında 3 tane firma teklif vermişti. Bu firmalardan bir tanesi yüzde 100 yerli dizayn sahibiydi, bir diğeri Çin'le iş birliği içinde teklif vermişti, bir diğeri -şu anda olduğu gibi- İspanya'yla iş birliği içinde teklif vermişti. Yüzde 100 yerli olanı değil de -hani siz yerli ve millîsiniz ya- İspanya'yla iş birliği içinde olanı niye tercih ettik?

Daha devam edeceğim bunlara bir cevap alırsam.