KOMİSYON KONUŞMASI

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - O da çok mümkün olmuyor çünkü sorulara cevap alamıyoruz. Ben sorulara cevap alsam arka arkaya on tane soru sorarım, arkadaşlarımız da on tane cevap verirler, ben de teşekkür ederim. Ben soruyu soruyorum, arkadaşlarımız geleneksel olarak cevap vermiyorlar ya da "teknik bilgi" falan diyorlar.

Bu anlaşma da Türkiye'nin asker bulundurmasıyla alakalı bir anlaşma yani daha önce yapılmış anlaşmada bir tadilat anlaşması. Şimdi, biz, Katar'a asker gönderiyoruz, üs kuruyoruz, parasını da Katarlılar veriyor. Şimdi, biz bunu konuşmayalım mı?

Benim askerim oraya, Katarlıların parası verilerek niye gidiyor arkadaşlar? Yani bu işten Türkiye'nin ne çıkarı var, Katar'ın ne çıkarı var? Stratejik anlamını ifade edemediğiniz Katar'la Türkiye'nin ilişkilerini bir masaya yatırmamız lazım. Şimdi, bunu konuşmamız lazım. Bunu konuşmadığımız zaman, bu Komisyonun hiçbir anlamı kalmaz. Bu Komisyon, insanların gelip imza attığı, birkaç dakika konuştuğu, prosedürlerin, rutinin yerine geldiği bir komisyon hâline dönüşür yani bunun bir anlamı yok. Onun için, benim ricam, Sayın Başkanın ifadesini ben kıymetli buluyorum, derdimiz meseleyi uzatmak değil ama derdimiz meselenin gerçekten iç yüzünde ne olduğunu anlamak, Türkiye'nin bu işten ne çıkarı olduğunu anlamak. Biz, hepimiz Türkiye'nin çıkarlarını korumakla yükümlü olan insanlarız.

Sayın Başkanım, bir kere, şu Katar'ın dünya üzerindeki yeriyle alakalı sorumu ben tekrar edeyim, o soruya bir cevap alamadık, ilk maddelerde, diğer anlaşmalarla ilgili konuşurken ifade ettiğimiz şey.

İkincisi: Bu anlaşma tipik bir askerî güvenlik ve yardımlaşma anlaşması değil. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Katar'da konuşlanmasına zemin sağlıyor. Anlaşmanın giriş bölümünde "uygun bulunacak diğer görevler" diyor ve anlaşmanın içeriği, ucu tamamen açık bir hâle getiriliyor. yani "uygun bulunacak diğer görevler" ifadesi böyle bir anlaşmada, asker gönderme, üs kurma, masrafların da oradaki ev sahibi ülke tarafından karşılanması söz konusu olunca da ucu açık bir ifade ortaya çıkıyor.

Bir başkası: Katar topraklarında her türlü ayrıcalığa sahip olunacak ve her türlü masrafı Katar tarafından karşılanacak. Şimdi, şöyle sorayım: Türkiye, geçmişte başka ülkelerin üslerine ev sahipliği yaptı. Masraflarını kim karşılıyor? Örneğin, İncirlik üssü, bazen koalisyon olur, bazen Amerika Birleşik Devletleri olur. Geçmişte, başka ülkelerin de koalisyonlar şeklinde içinde bulunduğu ülkelere Türkiye üs kullandırmıştır. Masraflarını kim karşılamıştır arkadaşlar? Yani bu anlaşmadaki çerçeve şu: Katar, bölgesinde güçlü, deneyimli bir askerî gücü kendi ülkesine davet ediyor. Bunun Türkçe okuması budur. Bu "Beni koruyun." demektir. Türkiye, Katar'ı neyin karşılığında koruyor? Ya da eğer benim söylediğim gibi değilse lütfen, bunu izah edin. Yani Türkiye Katar'a bir güvenlik şemsiyesi kurmuyor ise eğer, İran'a karşı, Suudi Arabistan'la İran arasındaki çekişmeye karşı, Yemen bölgesindeki itiş kakışlara karşı, Körfez Bölgesindeki petrol arzının düzenli olarak sağlanabilmesi için bir güvenlik şemsiyesi kurmuyorsa nedir bu? Bunu bana izah edin lütfen.

Bir başkası diyor ki: "Anlaşma uzun dönemli." Gerçi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin on yıllık bir süreyle kalacağı belirtiliyor ama bu anlaşmanın uzatılabilir olması da mümkün yani uzun erimli bir şey yapılıyor, uzun erimli bir anlaşma yapılıyor, bir klasik iş birliği anlaşmasının çok çok ötesinde.

Bizim hava, deniz ve kara unsurlarının Katar'da konuşlanmasına dair metinde herhangi bir bilgi bulunmuyor ama siz bilgilendirme yaparken onlardan biraz bahsettiniz.

Anlaşma her türlü yardımı ifade ediyor yani lojistik, altyapı ve inşaat ile sınırlı olmayan her türlü yardımı ifade ediyor, tüm askerî faaliyetlere imkân veriyor.

Bir de madde 16 var, diyor ki... Şimdiye kadar bu Komisyon buna benzer bir anlaşmayı benim hatırladığım kadarıyla görüşmedi, genelde "Anlaşmazlıklar" bölümünde bir üçüncü taraf tarif edilir yani iki tarafında da dışında bir taraf tarif edilir. Bu anlaşmada şöyle bir şey deniyor:

"Madde 16. - ... herhangi bir anlaşmazlık taraflar arasında müzakereler yoluyla çözümlenir ve çözüm için herhangi bir ulusal ya da uluslararası mahkeme ya da üçüncü tarafa götürülmez." Yani şöyle: Biz anlaşamadık, biraz sakinleşeceğiz, sonra oturacağız tekrar anlaşmaya çalışacağız. Yine anlaşamadık, tekrar anlaşmaya çalışacağız yani üçüncü bir tarafa götürmeyeceğiz. Üçüncü bir ev sahipliğine, bizim dışımızda bir kuruma, vesaireye falan gitmeyecek bu konu yani "Kol kırılır yen içinde kalır."ın Türkçesi bu madde. Katar ile Türkiye arasında böyle bir maddeyi yazabilecek kadar girift ilişkilerimiz neden var arkadaşlar? Bana bunu bir izah edin.

Teşekkür ederim.