KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şu konuda bir düzeltme yapayım da bölmüş olmayayım: Bizim geçen dönem yapılandırdığımız miktar 80 milyar lira. Şu anda, mayıs ayı içerisindeyiz; şu andaki, ocak ayında yaptıkanğımız yasal düzenlemeyle zaten bu 80 milyar liralık yapılandırmaya mayıs ayı içerisinde ödeme imkânı getirdiğimiz için bir önceki yaptığımız yeniden yapılandırma kanununda şu anda kimse sistem dışında değil zaten.

Bir şey daha söyleyeyim size: Hiçbir yeniden yapılandırma kanununda olmadığı kadar tahsilat yaptık. Vergi ve gümrükte...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hiçbirisini vermediniz Sayın Bakan sunumunda.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir ifade edeyim.

Bakın, gümrük vergisi dâhil 16 milyar lira vergi tahsilatı yaptık, Sosyal Güvenlik Kurumunda 3 milyar lira tahsilat yaptık, 19 milyar lira tahsilat da yaptık. Hani şunu diyorsunuz ya: Bir önceki yapılandırma kanunu da başarısız oldu çıktı. Yok öyle bir şey, daha gelmedik, mayıstayız, şu anda, bu ay göreceğiz onu.

İki, bizim şu anda getirdiğimiz kanun aslında temelde 1 temmuz sonrası, 31 marta kadar olan dönemi kapsıyor. Yoksa, biz önceki yeniden yapılandırma kanununu kenara atıp sıfırdan bir yeniden yapılandırma kanunu yapmıyoruz, hatta, bu kanuna özel hüküm koyduk. Bir önceki yapılandırma kanununa ait dönemlerle ilgili mayıs ayında kişi, bu taksitinin ödemesini yapmazsa haziran ayında gelip yeni yapılandırma kanunundan yararlanamaz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, bunlarla ilgili rakamları vereceksiniz, bileceğiz bunları. Ne kadar...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çok güzel. Söyleyeyim: 80 milyarı söyledim, 40 milyar lira da Sosyal Güvenlik Kurumunun var, 120 milyar liralık önceki kanunda yeniden yapılandırdık. Bugüne kadar 19 milyar lira tahsilat yaptık, şu anda yeni bir imkân getirdik, dolayısıyla önceki yapılandırma kanunuyla ilgili mayıs ayında önemli bir tahsilat daha bekliyorum; onu söyleyeyim.

İki...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kaç mükellef? Mükellef sayısı itibarıyla hem SGK hem sizin?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir önceki yapılandırmadan yaklaşık 8-9 milyon mükellef yararlandı. Trafik para cezası falan dâhil ettiğiniz zaman çok şey yapar yani vergi ve SGK 5,9 ama normalde bütün hepsini kattığınız zaman 8-9 milyon mükellef. Şu anda yeni getirdiğimiz, 1 Temmuz ile 31 Mart arası dönemi kapsayan dönemde vergi idaresinin tahsil edemediği bu dönemlere ait alacak tutarı 47 milyar, Sosyal Güvenlik Kurumunun ise bu döneme ait tahsil edemediği tutar 23 milyar lira. Dolayısıyla, ikisinin toplamı 70 milyar lira. Dolayısıyla, bir önceki dönemde 80 milyar lira yapılandırmıştık, şimdi ise 70 milyar liralık bir yapılandırma imkânı getiriyoruz. Bu yeniden yapılandırma kanununda sadece kesinleşmiş alacaklar var, ihtilaflı alacaklar yok, vergi incelemesi yok, kasa stok affı yok, sadece kesinleşmiş alacaklar.

Siz söylediniz diye söyleyeyim: Üçüncü kez bu konuyu niye getiriyoruz gündeme? Birinci kez getirdiğimizde, 2016 Ağustostu. Neydi? Darbe girişimi gecesi cuma günüydü, biz salı günü Meclise kanun tasarısını sunduk yani darbeden üç gün sonra, dört gün sonra bu kanun tasarısını o zaman getirdik çünkü gerçekten o anda mükelleflerin ödeme gücüyle ilgili önümüzdeki döneme ilişkin kaygıyı gördüğümüz için öyle bir düzenleme getirdik.

Sonra, ocak ayı geldiğinde yeni bir değerlendirme yaptık. Şimdi, şunu söyleyeyim: Biz "Ekonomide kriz vardır." demedik, bugün de "Kriz vardır." demiyoruz, sadece "Darbe girişiminin oluşturduğu ortam nedeniyle ekonomide bir yavaşlama var." diyoruz ve bunu da her zaman söyledik. Ağustos ayından itibaren de ekonomideki yavaşlamayı durdurmak ve tam tersine, tekrar büyümeyi yukarıya çekmek için Hükûmet olarak çok sayıda tedbir aldık, vergi indirimleri yaptık, vergi destekleri getirdik, KDV kolaylıkları getirdik, Kredi Garanti Fonu üzerinden, KOSGEB üzerinden destek programları açıkladık yani burada liste çok uzun. O zaman da söyledik: Evet, ekonomiyle ilgili darbe girişimi sonrası oluşan bir yavaşlama var, nakit sıkışıklığı var, talepte bir bekleme var, o belirsizlik ortamı içerisinde özellikle tüketim talebinde bir erteleme vardı. O dönem içerisinde bu düzenlemeleri yaparken ocak ayı içerisinde özellikle perakende sektörü, hatırlayın, taksit ödemelerinde, birinci taksiti kasım ayında ödediler. Yaklaşık 15 milyar lira para topladık kasım ayında, Sosyal Güvenlik Kurumu yaklaşık 1 milyar lira para topladı ama ocak ayına geldiğimizde şunu gördük: O andaki talep gerçekten ciddi anlamda bir beklemeye girmişti, firmalarımız sıkışmıştı ve iki şey yaptık o zaman. Bir taksitlendirmenin ocak taksitlerini mayısa erteleyelim, vatandaşlarımız burada sistemden çıkmasından, sistemde kalsınlar ve böylelikle nakitlerini ellerinde tutsunlar, daha ileri bir şey yaptık, dedik ki: "Sosyal Güvenlik Kurumuna normal ödenmesi gereken ocak, şubat, mart primlerini de 2017'nin Ekim, Kasım Aralık aylarına erteledik." Oradaki bütün amacımız firmaların -sizin söylediğiniz konu- nakit sıkışıklığı ve kredi imkânları konusundaki sıkışıklık nedeniyle rahatlamalarını sağlamaktı. Peki, bugün niye getirdik? Bugün, bu tasarıyı niye getirdik? Geriye dönüp baktığım zaman benim elimdeki rakamlar şunu gösteriyor: Biz o zaman yapılandırmayı haziran sonu itibarıyla yaptık ve ondan önceki yılları kapsadık. Ama vergi tahakkuk tahsilat oranlarına baktığım zaman, darbe girişimi sonrası dönemde ekonomide yaşanan sıkıntılarla birlikte vergi tahakkuk tahsilatında da -olağanüstü değil bakın- bir miktar bir yavaşlama var, azalma var. Darbe girişiminin olumsuzları birçok sahada etkilemişken yeniden yapılandırmayla ilgili bu ara dönemi de eğer yapılandırmaya sokarsak mükellefler bakımından şu içinde bulunduğumuz koşullarda bir destek olur diye bunu getirdik. Ama bunu getirirken şunu söylüyoruz şimdi, diyoruz ki: "Doğru yani dokuz ay içerisinde 3 defa düzenleme getirmişiz." 2016 Ağustosta yapmışız, 2014'te yaptık, 2011'de yaptık, 2009'da yaptık, 2004'te yaptık. Yani yeniden yapılandırma kanunlarını yapıyoruz. Biz ne zaman yeniden yapılandırma kanunu getirsek siz "Daha da kolaylaştırın." diyorsunuz. Bugün de diyorsunuz ki "Faizleri silin." Biz diyoruz ki: "Aman, vergisini süresinde ödeyen vatandaşın hakkını korumak için biraz ihtiyatlı davranalım." Bugün diyoruz ki: "Modelin üzerinde tartışabiliriz. Gelin, yeniden yapılandırma kanunu ihtiyacını ortadan kaldıracak bir sistem getirelim." Sistemin eksikleri olabilir, eleştirebilirsiniz, onları beraber konuşuruz, geliştiririz sistemi ama burada yeni bir bakış açısı var. Yani "Bir yeniden yapılandırma kanunu getirdim, ileride de tekrar getirebilirim." iddiasında değilim; tam tersine, getirmemem lazım. Bu sistem eğer geliyorsa kimse kusura bakmasın "Ben zor durumdayım." diyen vatandaşın elinden tutan bir devlet anlayışı modeli var burada. Yani kim diyorsa ki: "Ben sıkıştım, ödeyemiyorum borcumu." Gelsin, röntgene koyalım, röntgen ne gösteriyor? "İyi niyetliyim, kötü günümde de paraya sıkıştım." Alacaktan vazgeçmiyorum, affetmiyorum, kimseye özel, subjektif bir yarar sağlamıyorum. Dolayısıyla, böyle bir model arayışı içerisinde bu düzenlemeyi getirdik. Kötü etmedik, iyi ettik yani.