KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkürler.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; ben Komisyonunuzun üyesi değilim ama İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesiyim. Bir önceki dönem de yine fırsat buldukça Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonuna devam ederdim.

Şimdi, burada değerli arkadaşlar, çalışmayla ilgili, Sayın Demir'in kaldığı yere bir cümle hemen ilave edeyim: Cezaevindeki kantinlerde, erkeklerin, ihtiyaçları olan malzemeleri satın alma fırsatı olduğu hâlde, kadınların fazla bulunamıyor arkadaşlar, çeşit anlamında bulunamıyor. Bu, gerçekten, eşitlik açısından, insan hakları açısından -raporlar yazdık, hep söyledik- burada göz ardı edilen bir husus var.

Çocuklarla ilgili, tutuklu kadınlarla ilgili, o apayrı bir olay... Kimi götürürlerse götürsünler götürdükleri tek bir cezaevi var, o da Bakırköy Kadın Cezaevi. Evet, gerçekten orası çok mükemmeldir, kreşi vesairesi; keşke hepsi öyle olabilse. Onun dışında başka da çocuklu annelerin kaldığı cezaevinde kreşli, eğitimi vesairesi olan doğru düzgün bir yer de yoktur.

Şimdi, kadın fırsat eşitliğiyle ilgili mevzuatın bir taranması lazım; neler var, neler yok? Baktığımız zaman mükemmel görünüyor olabilir fakat bunun yaptırımı açısından... Mesela örnek açısından söyleyeceğim, İş Kanunu'nun 5'inci maddesi. Her ne kadar orada "Ayrımcılık yasaktır." diyor ise de bu ayrımcılık yasağı işe devam ederken var, alımda yok 5'inci maddeyle ilgili. Bununla ilgili ben Türkiye Büyük Millet Meclisine kanun teklifi de vermiştim ama orada o bekliyor, 24'üncü Dönem verdim, 26'ncı Dönem de yeniledik sanıyorum. Yani burada, işe alımda o fırsat eşitliği yok arkadaşlar. Asıl eşitsizlik işe alımda zaten yapılıyor. İlanlarda geçmişte erkek şartı aranıyordu, onu kaldırdılar ama askerlik şartı var. Zımnen sanki "erkektir" ibaresi okunuyor. Kamu kurumu ve özel sektörlerdeki bu ilanların derhâl, bir an önce düzeltilmesi lazım. Yani askerlik şartı zaten yazıldığı zaman sanki kadın alınmıyor imajı çıkıyor, yaratılıyor...

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Zorlama bir yorum oldu.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ama yaşanıyor bunlar arkadaş.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - "Erkek adaylarda askerlik şartı aranacaktır." gibi böyle ifadeler oluyor.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Olumlu yönde anlatıyorum değerli arkadaşlar, bir sabrederseniz...

Şimdi, Ceza Kanunu'nda ayrımcılıkla ilgili yaptırım var, ceza yetersiz. Oranını biraz daha artırırsak belki onu engellemiş oluruz.

Kadınlarımızla ilgili, dolaştığınız yerlerle ilgili, mesela Kars dediniz, Iğdır dediniz... Peki, buralarda sabahtan köyden şehre gelip ihtiyacını görüp öğleden sonra köy postasıyla giden kadınlarımız, erkenden geldiği zaman bu şehirlerin hangisinde kadının oturabileceği, medeni, uygar bir yere oturabilir ya da -ihtiyacını görebileceği- tuvalet ihtiyacını nerede karşılayabilir? Hiçbirinde yok arkadaşlar. Anadolu'da dolaşan bir arkadaşınızım.

BAŞKAN - Hiç birinde mi?

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Haksızlık etmeyin.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Arkadaşlar, peki, bakın, Kars'a gittiniz... Bakın, en başta Değerli Vekilim, Hocam Kahramanmaraş Milletvekili, yani oradaki il ve ilçelerde köyden gelen kadın arkadaşımız, kardeşimiz, annemiz, bacımız o köy postasıyla geliyor, saat 08.30-9.00'a kadar mesainin başlamasını yani kamu kurumlarının açılmasını bekliyor, oturabileceği, tuvaletini yapabileceği vesaire yer yok arkadaşlar. Ne olur!

Bir başka olay... Yani siz kendinizi ölçüt almayın arkadaşlar, yani size her alan açık tabii ki; ben köy kadınından bahsediyorum yani o gariban kadınımızdan, annemizden bahsediyorum.

İki: Yaşadım, ben İstanbul birinci bölge milletvekiliyim, Sultanbeyli ilçesinden size örnek vereyim: Sultanbeyli'den Taksim'e, Mecidiyeköy'den oraya kadar belediye otobüsü bir-bir buçuk saatte geliyor. Kadın arkadaşımızın, erkek arkadaşımızın arabadan indiği zaman tuvalet ihtiyacı olursa erkeğin gidebileceği yerler var ama kadının gidebileceği yer yok. Erkek nereye gidiyor? Oradaki kahveye gidiyor, lokantaya gidiyor; kadın zorlanıyor yani kadının toplum içerisinde bu tür ihtiyaçlarını temin edebileceği alanlar sayılı, sınırlı; sıkıntılar yaşanıyor.

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Burada Mahmut Bey'e ben de katılıyorum şahsen, yaşadığım örnekler var.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani arkadaşlar, bu sorun iktidar, muhalefet sorunu değil ya, bu insani bir sorun yani çok medeni, uygar bir sorun bu. Bu anlamda bu önemli, hassas; buna dikkat çekilmesini istirham ediyorum.

Bir başka sorun kadınlarla ilgili, tarım işçisi arkadaşlar, Türkiye'deki tarım işçisinin yüzde 50'si, yüzde 60'ı kadındır. Bu kadınımız, tarlada kalıyor, çadırda kalıyor, banyosunu yapamıyor, tuvaletini tarlada gidip boş bir alana yapıyor. Şu anda okullar açık, çocuklarla birlikte tarıma gitmiş yani bunlar hakikaten bu açıdan çok önemli.

Bir başka sorun, siyasetçilerin ve diğer kamu kurumlarının kullandıkları üslup ve dil. "Sen kadın gibi insansın." diyor. Bu, kadını aşağılamadır. Bu tür, kadını aşağılayıcı kavramlarla ilgili Ceza Kanunu'na ibareler konulmalı arkadaşlar. Yani burada bunu kabul edemiyorum ben yani bu kabul edilecek bir husus değil.

Gelelim, kamu kurumlarında bakıyorsunuz -bu her dönemde olmuştur, bugün "A" partisi, yarın "B" partisi, diğer gün "C" partisi veya "D" partisi; bizim bunu özümsememiz lazım, içselleştirmemiz lazım- genel müdüründen tutun müsteşarına, hâkiminden tutun savcısına, valisinden tutun kaymakamına, şube müdürüne kadar yönetici kadın bulamıyoruz arkadaşlar, tek tük. Artma olmuş mu? Tabii, dünya değişiyor, Türkiye değişiyor; kısmen olmuştur ama bu, özlenen, istenen, yeterli seviye ve düzeyde değil arkadaşlar. Yani güya okuma seviyesi artıyor, onunla paralel olarak kadının toplum içerisindeki statüsü, seviyesi yani kamu kurumlarındaki alabileceği görev ve vazifelerin de artması gerekirken maalesef bunları göremiyoruz.

Herhâlde ben uzattım, sabrınız için teşekkür ediyorum. Saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.

BAŞKAN - Sayın Tanal'a ben de teşekkür ediyorum.

Üyelerimizden çok daha fazla bilgi ve sorun getirdiniz. Ama ben şimdi cevap vermek istiyorum biraz geç geldiğiniz için.

31 temel kanun, benden önceki dönemde, Kocaeli Milletvekilimiz Azize Sibel Gönül'ün Başkanlığındaki dönemde BM'yle yapılan bir proje kapsamında dünyada bir ilk, 31 temel kanun, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - 5'inci maddeyi yapmadılar Başkan, duruyor.

BAŞKAN - ...tarandı, 120 sayfalık -Beril Hoca'mızın başkanlığında yapıldı- bir raporumuz var. Kartepe'de -işte o darbe olmasaydı onu yapacaktık- birkaç küme görüşüldü, sonrasında bu şiddetle ilgili bir küme daha görüşüldü. Bunları hızlıca gündemimize alacağız.

Aynı hassasiyetleri taşıyoruz, o tuvaletlerle ilgili, lokasyon olarak bize bildirirseniz, ilgili yerel yönetimler de dâhil olmak üzere oradaki bölgesel başvurularımızı yaparız çünkü biliyorsunuz biz dilekçe alabiliyoruz yani ayrımcılıkla ilgili her türlü şikâyeti dilekçe üzerinden çözümlüyoruz. Mesela geçen gün Orman Genel Müdürlüğüyle ilgili bir görüşme yaptım, bir dilekçe talebimiz oldu, bir kadına hibe verilme noktasında ilgisi olmayan bir maddeye yönelik vermeme gibi bir inisiyatif kullandılar Artvin'de, biz onu bizzat Genel Müdürü arayarak çözdük. Bunun gibi bir sürü dilekçemizden bahsedebiliriz. Bize lokasyon olarak bildirin, gereken şeyi yapalım.

Kadın üzerinden aşağılamaya da zaten karşıyız. Ha, bunu cezayla çözebilir miyiz? Orada çok emin değil. Yani "Sen kadın gibi erkeksin." dediği zaman ona ceza vermek ne kadar çözüm getirir bilmiyorum. Ben biliyorum -sizler de benden daha eski siyasetçisiniz- kanun yapmak ve yönetmelik değiştirmekle toplumdaki sorunları çözemiyoruz. İşte, Komisyonumuzun en önemli özelliği ne? Proje yapmak, projelerle farkındalık oluşturmak, zihin devrimini, değişimini ve dönüşümünü yapabilmek. O yüzden, bugün anlattığım on tane etkinliğin önemi bu yüzden çok önemli. Biz kanun yapıyoruz ama toplumsal olarak bu içselleştirilmediği zaman hayata geçmiyor ne yazık ki. İşte, bu yaptığımız etkinliklerle bu zihinsel dönüşümü kastediyoruz. İşte, o farkındalık ödülleri o yüzden çok önemli. Yaptığımız her etkinlikte öne çıkardığımız bazı unsurlar çok önemli ki bu zihniyetleri değiştirelim. Ben buradan altını çiziyorum: Kanunla, ceza artırımıyla bazı şeyleri engelleyemeyiz; beraberinde, birlikte yürütmemiz gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Suriyeliler konusu, benim en çok hassas olduğum, milletvekili olmadan önce de çalıştığım bir alan, tecrübeli olduğum bir alan; bu konuyu bugün de tekrar, isterseniz hemen konuşuruz, ne yapabiliriz ama benim zihnimde tasarladığım bir çalışma var yani dünyadaki bütün parlamentolarda var olan bizim muadil komisyonlarımızı buraya getirelim, Suriyeli kadınlarla ilgili Türkiye'nin yaptıklarını anlatalım ve dünyanın neler yapması gerektiğiyle ilgili bir inisiyatif oluşturalım. Buyurun gelin, bugün planlayalım, buradayız hepimiz birçok eksiğimiz olmasına rağmen. Ben size teklif ediyorum, hemen planlamasını yapalım, bu çalışmada kimler varsa buyursun, hemen ismini söylesin, yapalım. Bu, acil yapılması gereken bir şeydir. Çok doğru, haklısınız. Oradaki kız çocuklarının, kadınların ve çocuklarının eğitimleri ve her türlü sağlık koşullarıyla ilgili çalışmayı hayata geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Benim zihnimde böyle bir çalışma zaten vardı, bugün bunu dile getirmeme sebep olduğunuz için teşekkür ederim.