MEHMET METİNER (İstanbul) - Yani sanıyorum, yöntemde anlaşamayacağız. Ben de genel çerçeve itibarıyla birkaç şey söyleyeyim münhasıran bu ziyarette bulunduğumuz cezaevleriyle ilgili.

Bütün içtenliğimle şunu söylüyorum: Ziyarette bulunduğum cezaevleriyle ilgili bir tek darp, tehdit, cebir, işkence iddiasına rastlamadık, bunu ifade eden bir tek tutuklu ve hükümlüye de. Buna PKK'lı tutuklu ve hükümlüler de dâhil, başka suçlardan içeride yatan tutuklu ve hükümlüler de dâhil.

Şimdi, dünyanın ne dediğinin elbette ki bir önemi var ama niçin dediğinin de önemi var, bu ayrı bir tartışma konusu. Ben Komisyon Başkanı olarak herhangi bir şeyin üstünün örtülmesine izin vermem. Orada işkence varsa, hele sistematik bir işkence varsa, kim ki bunun karşısında sessiz kalırsa dünyanın en lanetli insanı olsun ama kim ki incelediğimiz bu cezaevlerinde -başka cezaevlerini bilmiyorum, oralarda olabilir, gidip görmediğimiz için- buralarda işkence olduğunu söylüyorsa bence çok büyük bir yalan ve iftira bu, doğru değil bu.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Öyle bir şey söylemedim Sayın Metiner zaten.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Ben size cevap olsun diye değil...

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Ama sizin şu anda üslubunuz sanki ben böyle bir şey söylemişim gibi. Biz dedik ki arkadaşımız olmadığı için ben somut bir şey söyleyemiyorum.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Ayşe Hanım, arkadaşınız konusunda da konuşuruz, sizin arkadaşınız bizim arkadaşımız.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Tamam işte, olmadığı için çok net söyledim zaten.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Ama şu an incelediğimiz bu cezaevleriyle ilgili olarak konuşuyoruz. Bu cezaevleriyle ilgili bir tek işkence iddiasına rastlıyor olsaydık gereğini yapardık. Ha, bizden sonra yapılmışsa onu bilemiyorum, tekrar gideriz. Ama cezaevlerimizde sistematik bir işkence olduğu iddiası asla doğru değildir.

SAİT YÜCE (Isparta) - Siz "Söylemedik." diyorsunuz ama bu yazılı beyanda var, burada, bakın, kötü muamele yapıldığı ve hak ihlalleri...

MEHMET METİNER (İstanbul) - Bir diğer husus Başkanım: Kırk gün referandum çalışmasında bulunduk. Meclisin gündemini hepimiz biliyoruz. Çoğu zaman cezaevlerine gittiğimizde...

BAŞKAN - Kırk gün, yetmiş beş gün...

MEHMET METİNER (İstanbul) - Hepimiz sahadaydık yani, Meclis toplanmamıştı. Takdir edersiniz ki referandum çalışmalarını bırakıp da cezaevlerini dolaşamayız yani. Meclis çalışmıyorken de dolaşamayız. Aynı zamanda milletvekiliyiz, seçmenlere karşı sorumluluğumuz var. Onun için, toplanamamamızın sebebi bizden kaynaklanmıyor, Meclisin çalışma düzeninden, referandum sürecinden kaynaklanıyor.

İçtenlikle şunu da söyleyeyim: Bize iletilen her bir konu, tarafımdan bizzat telefonla aranarak incelenmektedir. Gelen dilekçelerin her birisi, ya cezaevi savcısını ya ilin başsavcısını ya bizzat cezaevi müdürünü arayarak. Bu iddialar tek tek tarafımızdan araştırılıyor, soruşturuluyor, gerekli gördüğümüz cezaevlerine de gideriz. Burada Komisyonumuzdan kaynaklı herhangi bir ihmal, herhangi bir kasıt, herhangi bir siyasi operasyon söz konusu değildir. Bu raporlarla ilgili olarak -bir kez daha altını çizerek söylüyorum- yani Burcu Hanım'ın böyle bir şerh düşmesi doğrusu beni üzdü çünkü kendisi de beraber görüştüğümüz... Bütün tutuklu ve hükümlülerle ilgili kendisi iki kulağıyla duydu, hiçbirisi, yirmi küsur seneden beri içeride yatan, en bilinçli PKK'lı tutuklu ve hükümlüler bile asla "Bize işkence yapılıyor." demediler.

Teşekkür ediyorum.