| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner'in, Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan'ın açıklaması sırasındaki bazı ifadelerine ve kendisinden özür dilediğine, OHAL sürecinde devletin sistematik bir işkence ve kötü muameleye izin verdiği kanaatinde olmadığına ve cezaevlerinde böyle bir duruma rastlamadığına ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .05.2017 |
MEHMET METİNER (İstanbul) - Benim tavrımın "derebeyi" tavrı olduğunu söylemeye hakkınız var ama keşke demin çapulculuk yapan, provokasyon yapanlara karşı da bir çift sözünüz olsaydı, bu eşitliği de göstermiş olsaydınız.
Benim söylemek istediğim şey şu: Komisyon üyesi olan kişi ancak muhalefet şerhi düşebilir. Tabii ki Üst Komisyon üyesi olarak gerekli mülahazalarınızı paylaşırsınız, bundan onur duyarız, mutluluk duyarız, kaydederiz, raporumuza geçiririz ama muhalefet şerhi düşemezsiniz, onu söylemeye çalıştım ben. Yani, her bir cümlemizi noter marifetiyle şerh düşerek de açıklamamıza gerek yok, akıllıya lafın tamamı denmez. "İzin vermem." derken kastettiğim şey prosedürel bir şeydir, derebeylik tavrı değildir. Ama demin bir hanım arkadaşımız konuşurken el birlik, söz birlik kestiniz, kestirdiniz ama onu yapan insanlara karşı bir tek cümle sarf etmiyorsunuz ama bana gelince "derebeyi" diye suçlayabiliyorsunuz. Ben de bunu size yakıştıramadım Şenal Hanım. Bugüne kadar hayatımın hiçbir evresinde şahsınıza yönelik hiçbir saygısızlığım olmadı, olmaz da ama lütfen siz de siyasi pozisyon alırken saygı sınırları içinde kalın.
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Hukuki pozisyon alıyorum, siyasi değil.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Şimdi, kayıtlara geçsin diye konuşma hakkı istedim çünkü Alt Komisyon Başkanı olarak bunları kayda geçirmek durumundayım.
Demin ülkemizle ilgili çok ciddi suçlamalar yapıldı. Sadece biz cevap vermek zorunda kalmayalım; bu ülke hepimizin ülkesi, Şenal Hanım'ın da ülkesi. Şimdi, aşırı güvenlikçi politikalar yüzünden cezaevlerinin korkunç boyutlarda olduğunu söyledi. Bu, cezaevlerimize büyük bir haksızlıktır. Sayın Müsteşarımız gayet özlü bir biçimde öz eleştirel de konuştular, kendisini tebrik ediyorum. Alkışlanması gereken bir konuşmaydı o ya. Devlet adına bugüne kadar bu konuşmalara hiç kimse hiçbir yerde şahit olmadı ya. Ama devleti koruma refleksi de önemlidir arkadaşlar. Devlet herkesi korusun, kollasın, eyvallah, hatta kendisini yok etmek isteyenleri de korusun, kollasın ama bir tek kendisini korumasın öyle mi? Yani, canlı bomba eylemi esnasında yakalanmış, iki kolu kopmuş, aman bir an önce salıverelim. Böyle bir şey olmaz. Bu devlet protez takıyor, her türlü imkânı sağlıyor ama lütfen devlet eleştirisi yaparken de biraz daha özenli olalım ya. Bu devlet hepimizin ya, bu devlet AK PARTİ'nin devleti değil sadece ya. Hangi amaç için, kimler için aracı olduklarını biliyoruz bazı arkadaşların. Onların milletvekili olmaları her anlamda sözlerine dokunulmazlık kazandırmaz ya. Ülke yarı açık cezaevine dönüştürülmüş. Hadi oradan ya, hadi oradan ya! Evet, yarı açık cezaevine dönüştürüldü terör örgütleri ve onların yandaşları açısından; bu böyle olmaya da devam edecek. Kim ki terör örgütü olarak faaliyet gösteriyorsa, kim ki o terör örgütlerinin siyasi, sosyal ayağını oluşturuyorsa kökünün kazınmasından rahatsızlık duymamak lazım ya. Terör örgütlerinin bundan rahatsızlık duymasını anlayabiliriz ama bu kutsal çatı altında faaliyet gösteren bir milletvekillinin bundan rahatsızlık duyması anlaşılabilir bir şey değildir. Teröristin hakkını her şeye rağmen koruyalım diye bir mantık ama devlete gelince de vurun, öldürün mantığı olmaz arkadaşlar. İnsan hakları ihlallerinin arkasına sığınarak devlete her şeyi söyleyelim, asker öldürsün, polis öldürsün eyvallah ama mahkûmdur tamam eyvallah, yemesi içmesi, barınması eyvallah. Ne yapalım yani başka ne yapalım? Bir de cezaevini onlar için cennete mi dönüştürelim yani? Bunu söylemek insan hakları ihlaliyse kusura bakmayınız insan hakları ihlalinin devam etmesi gerektiğine inananlardanım.
Bir diğer husus: FETÖ'yle mücadele ederken... FETÖ'nün kökünü kazıyacağız ya. Bu kutsal çatıyı başımıza yıkmaya çalışmış bir terör örgütünden bahsediyoruz ya. "Cezaevlerinde ziyarete gitmemek insan hakları ihlali." Evet, bu ihlali sürdürmeye devam edeceğiz kardeşim. O alçakların, o yalancıların bizim uzatacağımız mikrofonlara konuşmasına, devletimizi, iktidarımızı, Hükûmetimizi suçlamasına izin veremeyiz yani. Yani, her şeye insan hakları gözüyle bakıyoruz yani. FETÖ'yle mücadele ediyorsun, kulağından tutup içeri atıyorsun "Efendim, cezaevini niye onlar için cennete dönüştürmüyorsunuz? İnsan hakları ihlali." Bizim hakkımız ne olacak ya; devletimizin milletimizin hakkı ne olacak ya? 15 Temmuzu yaşadık ya. Yaşamadık mı yani? Kusura bakmayınız, her ülke terörle mücadele eder, hukuk içerisinde mücadele eder, bu devletin de yaptığı budur, bu Hükûmetin yaptığı da budur. FETÖ'yle mücadele ederken, PKK'yla mücadele ederken elbette hukukun dışına çıkmayacağız. Ben çıktığımız kanaatinde de değilim. Münferit olaylar olabilir, Sayın Müsteşarımız da söylediler, onlar hakkında gerekli her türlü işlem yapılıyor zaten, yapılacak ama ben bu süreçte, OHAL sürecinde devletimizin, Hükûmetimizin sistematik bir biçimde işkence ve kötü muameleye izin verdiği kanaatinde değilim, cezaevlerinde de buna rastlamadım, rastlamış olsaydım bunu yürekli bir biçimde eleştirirdim ama genel lafların arkasına sığınarak burada bazı milletvekilli arkadaşlarımızın yaptığı şey de devleti, Hükûmeti ve bu milletin mücadelesini itibarsızlaştırmaktır. Benim biraz da sitemim onaydı Şenal Hanım "Siz de lütfen her HDP'linin söylediğinin altına imza atmak zorunluluğu hissetmeyin." derken ya. Biz de konuşuyoruz, bize de biraz hak verin ya, bize de biraz hak verin. Bu, dostça bir sitemdir Şenal Hanım.
Bitiriyorum, lütfen.
Sizin değerlendirmeleriniz şahsen beni çok mutlu, eder, çok çok mutlu eder ama Komisyon üyesi olmadığınız için, böyle bir resmî şey yapamayacağınızı söyledim. Sınırımı aşmışsam her şeye rağmen bir hanımefendi olarak sizden özür diliyorum ama sizden de hassaten rica ediyorum ya, devletin ve milletin bekasının söz konusu olduğu bir dönemde canlı bombaları bile savunurken "insan hakları" diyeceğiz ama devleti yok etme operasyonu, milleti yok etme operasyonu konusunda da "Özgürlükler yok, demokrasi elden gitti..." Nereye gitti demokrasi ya? Sanki bugüne kadar bu ülkede demokrasi vardı da. Sevsinler demokrasinizi ya! Bu ülkede milyonlarca insan inancını yaşayamadı ya, başının örtüsüyle okullara gidemedi. Yani, sanki biz geldik, demokrasi elden gitti. Yok böyle bir şey.
Çok teşekkür ediyorum.
Sayın Müsteşarım, ben size de çok teşekkür ediyorum. Soylu Bakanıma da eleştiri getirdi HDP'li milletvekili. Soylu Bakanıma teşekkür ediyorum. Evet, bu ülkede STK kılıfı altına girmiş terör yardakçısı, terör destekçilerinin de kapılarına kilit vurduk, vurmaya da devam edeceğiz kardeşim. Kim bunu nasıl anlıyorsa anlasın.