KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Değerli milletvekilleri, bu önümüzdeki sorun büyük bir olasılıkla -arkadaşlarınızın vermiş olduğu teklifi okuduysanız da zaten hâkim olmuşsunuzdur olaya- yüz kırk yıldan beri süren ve 40 kere çözülüp hâlâ çözümsüz olan bir sorundur, olay bu. Düşünün yani yüzlerce defa, yüzlerce defa sorun olarak gelmiş buraya, her defasında kendisine göre bir çözüm oluşmuş, bir türlü de bu olay çözülememiş. Bu olayın çözülememe nedenleri Türkiye'nin tamamen gelişimiyle ilgili bir olaydır. Bu topraklar 93 Harbi'nden sonra Türkiye'ye sığınan, Türkiye'ye gelen yurttaşlarımıza, bir de Tunceli yöresinden bu tarafa göç ettirilen yurttaşlarımıza dağıtılan, dağıtıldığı andan itibaren artık kendi mülkleri olarak gördükleri ve bir defa daha idari olarak belgelendirme gayretine girmeyen insanların tamamen devlete olan güvenlerinden kaynaklanan bir sorundur, "Bu bizim." diyorlar. Bu olay sadece bu teklifteki olaylarla sınırlı değil. Şu anda Türkiye'nin kalbi sayılan İstanbul'un Büyükdere Caddesi'nin özellikle kuzeye doğru giderken sol tarafındaki alanların hepsi Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu çerçevesinde insanlara sadece tarım yaptıkları sürece mülklerinde olacakları kaydıyla verilmiş araziler. Düşünebiliyor musunuz gökdelenlerini, şunlarını, bunlarını vesairesini?

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Balkonda yapıyorlardır Sayın Bakanım, balkonda tarım yapıyorlardır.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Buraların çözülmesi yıllarca ve yıllarca İstanbul mahkemelerinin en temel sorunlarından birisi olmuş, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu. Bu olay da Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu çerçevesinde çözülmeye çalışılıyor ama çözülmüyor, bir türlü çözülmüyor ama azala, azala, azala artık binlerle ifade edilen bir sayıya kadar bu olay indirilmiş vaziyette.

Şimdi, Komisyonun burada bir sorumluluğu belirtiliyor yani 40 derken birazcık abarttım tabii ki -bu kaçıncı ise- ama 11 falan civarında, bu 12'nci çözümümüzün bir 13'üncü çözüm daha gerektirmeyecek şekilde çözülmesi gerekiyor. Sanıyorum, bu çözüm konusunda hiç kimsenin herhangi bir itirazı yok.

BAŞKAN - Farklılaşmıyor mu Sayın Bakanım? Yani her bir "case" kendi içerisinde bir farklı özellik arz etmiyor mu?

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - İşte sorun buradan kaynaklanıyor zaten. Bunu genelleyerek tek bir hükümle çözemiyorsunuz olayı, genelleyemiyorsunuz. Yani birisinin durumu... Örneğin buraya 5 bin metrekare denmiş. Dün Milli Emlaktaki değerli arkadaşlarımızdan bazı bilgileri yeniden teyit ettim, 5.080 metrekare. 5.080 metrekare olduğu takdirde bu 80 metrekarenin ifrazı gerekiyor. "Bu 80 metrekare bir parsel oluşturmuyor, çok küçük bir alandır." denilebilir ama bazı yerlerde "100 metrekarelik alanlar veya 180 metrekarelik alanlar bir ev yeridir, bir parsel olabilir." deniyor, değerlenmiştir çünkü oralar. Dolayısıyla, öncelikle bu 5 bin metrekare olayının üzerinde durmak gerekiyor. Devlet bunları, parselleri, parsel oluşturmayacak kadar küçük miktarları yine eski maliklerine rayiç bedel üzerinden satabiliyor ama bu, tamamen idarenin takdirine kalan bir olay oluyor, bu yasayla bu çözülmüyor. O zaman, bunun listesi çıkartıldığı zaman -binlerle ifade ediliyor, zaten dökümü de vardır, büyük bir ihtimalle gelmiştir- şunlara bir bakılıverir, eğer 5 bin metrekarenin üzerinde böyle birkaç tanenin ötesinde bir şey yok ise bu 5 bin metrekare olgusu kaldırılıverir. Bir kere, en büyük sorun ifraz ederek yeniden tasfiye etme olayını ortadan kaldırırsınız. Şu anda bu 5 bin metrekare öyle gözüküyor çünkü gerçek anlamıyla yeniden eski orman kadastrolarından sonra tapu kadastrosuna dönüldüğünde fazlalıklar mutlaka çıkacaktır.

BAŞKAN - Aslında bu 2 dönümdü galiba, 2 bin metrekareydi de sonradan herhalde 5 bine mi taşındı hazırlıklarda?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir açıklama yapalım teknik olarak.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - İkinci konu: Bu, tamamen başka yasalarda yapılan değişikliklerden kaynaklanan sorunlar yaratmış. Daha önceden "Silivri ilçesi, Çatalca ilçesi vesairenin işte şu köylerinin sınırları içerisinde..." denirken birdenbire Bütünşehir Yasası çıkmış, buraların tamamı bütünşehir içerisine girmiş, bu köyler bu niteliklerini kaybettikleri için işlem yapılamamış. Burasını anlamanın en zor olan kısmı da bu, en zor olan kısmı bu.

Üçüncü sorun: Buralardan kadastro geçmiş daha sonraki zamanlarda. Bu insanlar yüz yıllardan beri ekip biçtikleri, kendilerinin olan tarlaları yeniden gidip de kadastroya kendi adlarına kaydettirmemişler. Öyle olunca da devlet bunların tamamını kendi adına kaydettirmiş. Alın size sorun. Buraların, şu yasanın içerisinde olan konuların iki temel özelliğinden bir tanesi bir vakfa ait orman arazisinin içerisinde bulunmaları. Vakıf ormanı olduğu için bunlara 2/B de uygulanamamış, belediye sınırları içerisinde kalmış. Sorun dolayısıyla şu yasayla tam olarak çözülebilir diyebileceğimiz bir durumda mıdır, pek emin değilim. Bu konu biraz önce arkadaşlarımızın söylediği şunu kapsıyor mu, örneğin ismi değişmiş olan bir ilçenin köylerinin tamamını kapsıyor mu diye eğer oradaki insanlar hâlâ tereddüt ediyorlarsa tapudaki kayıtlara rağmen, demek ki bu sorun daha önceden yaşanmış anlamına geliyor, gene yaşanacak. Bunu çözmenin çok pratik bir yolunu bulmak gerekiyor. Bu konuda deneyimi olan arkadaşlarımız var içimizde. Yani buna bir yarım saat daha fazla zaman ayırıp "Bu her şeyiyle beraber çözüldü, artık bu olayda sorun kalmadı, bir defa daha bu Meclisin önüne bu sorunu çözmek için bir şey gelmeyecek." denecek. Arazinin tamamını toplasanız sattığınız bir parselin değeri kadar bile etmiyor burada.

Burada bana göre en ideal çözüm, burası aslında her ne kadar şu anda orman falan değilse, vakıf ormanıysa da buralar ormandan çıkan yerler yani 2/B, 2/B kapsamında değerlendirilmemiş 2/B arazisi. 2/B'yle ilgili olarak bu Meclisin yaptığı çözüm şu anda işliyor aslında, işliyor, gayet de iyi işliyor. Yapılacak olay "Bütün bunların hepsi 2/B kapsamındadır. Kullanıcılarına -o tarihler falan da var orada, biliyorsunuz- şu tarihten beri kullananlara verilir bedeli karşılığı. 2/B kapsamında yapılan düzenleme kapsamında satılır." derseniz üzerinde çok fazla uğraşmanıza falan gerek kalmaz, yok 80 metrekare fazlaydı, 10 metrekare azdı, şöyleydi, böyleydi dertlerinden kurtulabilirsiniz. Bunu bir tartışmak gerekiyor burada. 2/B'yle sorunu nasıl çözdüyseniz, "Buralar da 2/B kapsamındadır." deyip aynı şekilde çözebilirsiniz sorunu.

BAŞKAN - İyi ki oylatmamışım ben efendim.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Bu çözülebilir yani bu sorun buradan çözülerek gitsin, bir sorun daha gelmesin. Herkes gerçekten endişe hâlinde, buraları faks yağmuruna falan tutuyorlar. Böyle bir sorunla buradan çıkılabilir, böyle bir sorunu tam olarak çözerek buradan çıkmak mümkün.