ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Şimdi, Sayın Bakanım, bu konu tartışılırken bunu 775 sayılı Yasa çerçevesinde gecekondu arazilerinin gecekondulara devri gibi algılamamak gerekiyor. Bu insanlar orada devlet eliyle yerleştirilmiş ve yüz otuz yıldır orada oturan insanlar, yüz otuz yıldır.

BAŞKAN - İşgalci değiller yani.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Gayrimenkullerde zilyetlik bile otuzuncu yıldan itibaren hak hâline dönüşüyor. Yüz otuz yıldan beri oturan insanlara "Burası Hazinenin, sana yeniden satıyorum." diyemezsiniz. O zaman, bu ülkenin tamamı Hazinenin, yeniden satmamız gerekir, bu olmaz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Dedik, dedik Sayın Bakanım, birçok yerde dedik onu, merak etmeyin, Aydın'da da dedik. Demedik mi? Bundan önce de bu Meclisten böyle yerel, lokal yerler sattık.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - İşte o nedenle bu çözülmeyen sorun. Ben dört yıl o sorunun içerisinde yaşamış bir insanım, her Allah'ın günü bu sorunlar geldi. Rahmetli Kahveci "Rumelifeneri köylüleri sana geliyor." dedi, geldiler, geldiler. Yani ne için gelirler? Böyle basit bir şey bekliyorsunuz. Geldiler, dediler ki: "Arazilerimizi istiyoruz, bütün arazilerimizin hepsi Hazine adına tescil edildi." Hadi bakayım. Yeniden aynı arazileri insanlara satmanız gerekiyor. Satışa kalktığınızda, yasaya yazdığınızda... Yasada olması gereken, bir yasanın sahip olması gereken tutarlılık ilkesi var şimdi sizin sağladığınız gibi, ona itirazımız yok, olmak zorunda yasalarda tutarlılık ama o ilkeler asla bu insanların sorununu çözmüyor. Adam evinde oturuyor, barkında oturuyor, yüz yıldan beri oturuyor, ev gitmiş elinin altından. Bu insana zorunlu olarak çok farklı bir değer takdir edip başkalarının oraya, o ihalelere girmemesini sağlayarak insanlara yeniden biz bunları sattık, bu da hukuki bir olay değil ama satmak zorundaydık ve satıldı, o şekilde çözdüler bunlar sorunu.

Şimdi, bunlar yüz otuz yıldan beri oturuyorlar, ektikleri, biçtikleri var, orada bir ayrılık yapabilirsiniz yani akdi bir yükümlülükle veya akdi bir kullanımla karşı karşıyaysanız onlarla ilgili rayiç bedel falan belirleyin. Bir sürü de satılan var onların içerisinde yani yüz yıldan beri oturanlar değil, gitmiş oradan birisi, köy tapusuyla bunu satın almış, onu kullanıyor. Zamanına da bakın, onu ayrı değerlendirin, o ayrı bir olay, onların satışı ama bunca yıldan beri devletin kendilerine verdiği, resmî olarak iskân edilmiş insanlara bunların satışıyla ilgili olarak özel bir hüküm asla hakkaniyete aykırı bir olay olmaz, asla olmaz. Yani gerçekten bilgi sahibi olmadıkları için, kimse onlara gidip de "Ya, bura da askıya çıktı, bu kadastro parsellerinin hepsi. Gidin, kendi alanlarınıza sahip çıkın." demediği için Hazine adına kaydedilenleri de böyle çözmek zorundaydık. Onun için, bu olayı çözümsüz bırakmayın, başka yerlerde parsiyel olarak bu tür çözümler falan oldu, iyi de oldu, çözülemeyen sorun çünkü bu. Bu ancak burada birazcık daha rahat davranarak ve... Bütün ayrıntısıyla tutanaklara geçiyor nasıl olsa, kim ne demiş ve niye böyle olmuş bu olay, her zaman insanlar açıp bakacaklar. Yasaya yazmak unutulsa bile özellikle Maliye Bakanlığının buradaki niyeti tutanaklarda net olarak "Biz bunu sağlamak için bunu getirdik. Buradan bunun dışında yorum yapılamaz." gibi ifadelerle geçerse o bile yeterli olur. Ama bunu son bir defa daha bu şekilde değerlendirin. Yüz otuz yıldan beri, hatta yüz kırk yıldan beri... Bakmayın, ondan önce gelip de oralarda iskân edilmeden oturanlara da oralarda iskân edilme olanakları falan tanındı. Bunların bu sorunlarını bu defa çözelim hiç değilse.

Teşekkür ederim.