KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Açıklamamı yapayım, Hasan Bey, size söz vereyim.

Şimdi, sayın milletvekilleri, tasarının tamamının görüşmelerine geçilmeden Anayasa'ya aykırılığın değerlendirilmesi de mümkün değil, önce bir tasarıyı görüşmeye geçeceğiz ki Anayasa'ya aykırılığı değerlendirelim. Tümüyle ilgili görüşmelere geçerken bu tasarı ve bu tasarıyla ilişkili olabilecek teklifleri de hep birlikte görüşeceğimize göre birleştirilmesi ve ondan sonra geneli üzerinde, tümü üzerindeki görüşmelere geçilmesi gerektiğini düşündük. İç Tüzük'e göre de böyle. Sizin Anayasa'ya aykırılık iddianızı da maddelere geçmeden önce mutlaka değerlendirmiş olacağız. Şimdi, izin verirseniz tasarının...

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Başkanım, bir şey eklemek istiyorum müsaade ederseniz.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Türkoğlu.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkanım, teklif veya tasarıların Komisyon gündemine alınması hâlinde zatıalinizin imzasıyla Komisyon üyelerine hangi tasarı ya da teklifin hangi gün, hangi saatte, nerede görüşüleceğine ilişkin bir bildirim, tebligat yapılıyor bizlere. Bizlere bu tebligat yapıldıktan sonra belli bir süre bırakılıyor ki bu tebligatı alan milletvekili, Komisyon üyesi oturup bu tasarı ve teklifin değişik açılardan değerlendirilmesine ilişkin bir çalışma yapıyor, maksat bu ve Komisyona da hazırlık yapmak suretiyle geliyor.

Şimdi, burada "Komisyonlar kendilerine havale edilen tasarı veya tekliflerin ilk önce Anayasa'nın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler." diye ifade edilen 38'inci maddenin birinci fıkrasındaki murat, maksat şudur: Milletvekilleri tarafından kendilerine gönderilen tebligat yazısı ekindeki teklif veya tasarı üzerine yapmış oldukları çalışmalardan sonra Anayasa'ya aykırı olduğunu düşündükleri hususlar varsa evvela bu hususun tartışılmasını İç Tüzük amir bir hüküm şeklinde tanzim etmiş, böyle bir irade koymuş ortaya. O sebeple tasarının geneli ya da diğer tekliflerle birleştirilmesine ilişkin çalışmalardan evvel bizim bunun Anayasa'ya aykırı olup olmadığına ilişkin -buradaki "ilk önce" ibaresinin altını çizerek söylemek istiyorum- bu işleri yapmamız gerekir. Dolayısıyla, usule ilişkin hatamızın bu olduğunda ısrar ediyorum.

Diğer taraftan, birleştirilen tekliflerle ilgili en ufak bir fikrimiz yok. Bizim, bu tasarıyla birleştirilecekse bu teklifler bunlardan önceden haberdar olmamız ve çalışmamız gerekmez mi? Belki bu komisyonda bir mutabakat sağlanacak ne alt komisyon çalışması ne de ikinci bir komisyon çalışması olmadan bugün karar verip bu tasarıyı olduğu gibi geçireceğiz ama birleştirilen tekliflerle ilgili çalışmaya bize zaman tanınmamış olmasından dolayı eksik ve yanlış işlemler yapmış olacağız.

Bir başka husus: Güvenlik ve İstihbarat adı altında bir Komisyon kuruldu bu Mecliste ve bu tasarının içerisinde istihbari dinlemelere ilişkin düzenlemeler var. Yani Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu acaba çay çorba içme Komisyonu mudur? Acaba orada dedikodu, muhabbet yapılmak için mi tesis edilmiştir? Bu komisyonların görüşü yok mudur? Bu Komisyonun görüşü alınmaya değer bulunmamış mıdır?

Diğer açıdan, İç Tüzük'ümüze göre bir komisyona havale edilen teklif ya da tasarıyla ilgili komisyon on gün içinde iradesini ortaya koymak zorundadır. Oysa, burada ne on gün dolmuştur ne de bu on gün içerisinde o komisyonların üyelerine "Bizim önümüze böyle bir tasarı geldi ya da teklif geldi. Komisyonumuzun bu tasarı ve teklifle ilgili düşüncesi nedir? Gelin, toplantı yapalım ya da bununla ilgili görüş bildirmiyoruz." diye herhangi bir tebligat, beyan, bildirim yapılmamıştır. Dolayısıyla, şu ana kadar, bu toplantıyı açtığınız saatten şu dakikaya kadar yapılan hiçbir işlem usul ve esas açısından doğru değildir. O sebeple bizim bu konudaki itirazlarımızı lütfen yerinde görünüz ve diğer birleştirmeler ya da geneli üzerindeki tartışmalara geçmeden evvel Anayasa'ya aykırılığa ilişkin iddialarımızı lütfen müzakere ediniz.