BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli arkadaşlarım; İmran Bey teşekkür ederim. Hepimizin isteğine tercüman oldunuz. Gerçekten, dediği şeyler, hepimizin karşılaştığı olaylar.

Tebrik ediyorum.

İmran Bey'i seviyorum, Meclisimizin de en devamlı üyesi, en çalışkan üyelerinden bir tanesi. Gittiği zaman karşılaştığı olayların hepsi bizim de karşılaştığımız olaylar.

Değerli arkadaşlar...

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Aynı gemide yaşıyoruz ve bütün sorunlar müştereken hepimizin sorunları veya kazanımları.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Şimdi, doğuda bir fıkra vardır. Ben Karadenizliyim. Topluluk otururken "Dünyada en çok neyi seviyorsun?" diye sormuşlar bir sohbet masasında. İşte, Hamit Fendoğlu, eski Malatya Belediye Başkanı, "Soğanın cücüğünü." demiş. Yanında da Şehmuz diye birisi oturuyor. Demişler ki "Şehmuz Ağam, sen neyi seviyorsun?" "Daha ne kaldı geriye ki?" demiş.

Şimdi, İmran Bey, dediklerinize katılmamak mümkün değil, önce tebrik ediyorum, teşekkür ederim.

Evet, Sayın Başkan, bugün çok önemli bir konuyu tartışıyoruz, eğitim ve bilim. Bu ikisi ülkemizin kalkınmasında, gelişmesinde çok önemli. Çok önemli. Onun için, buradaki bütün arkadaşlarımızın fikirlerine saygı duymak lazım. Hepimizin fikirlerinden bir kuple olsun alırsak, sanırım ortaya güzel fikirler çıkar diye düşünüyorum.

Geçenlerde Sayın Bakanımızın bir sunumu vardı, bu organize sanayi bölgeleriyle ilgili, teşviklerle ilgili. Ben teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum. Ben eczacıyım ama biraz da sanayiciyim, hakikaten bu teşvikleri yerinde ve olumlu buldum, güzel buldum ama tabii, bunun yanında şöyle bir sıkıntımız var: Tabii, organize sanayi bölgesi, gerek istihdam açısından gerekse üretim açısından çok önemli ama Karadeniz Bölgesi'nde biraz yer konusunda sıkıntı olduğu için bunları pek yeterince uygulayamıyoruz, bir de takip edemiyoruz.

Sayın Bakanım, herhâlde Adapazarı'nda 7'nci, 8'inci veyahut da 9'uncu organize sanayi bölgesi var, Giresun'da daha biz bir tanesini tam hizmete geçiremedik yani orada bir sıkıntımız var. Giresun için de çok önemli bir olgu organize sanayi. Giresun, Sivas'tan sonra herhâlde İstanbul'da 2'nci veya 3'üncü sırada.

EKREM ERDEM (İstanbul) - Ordu 2'nci.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Yani ilk 5'teyiz diyelim o zaman, daha önce biz öndeydik.

Şimdi, Sayın Bakanım, bu organize sanayi bölgelerinin en önemli olgularından bir tanesi de şudur: Bildiğim, tahmin ettiğim kadarıyla -bizim seçim bildirgemizde vardı- sanayi bölgelerine gittiğiniz zaman size en çok şunu sorarlar veya size şunu arz ederler: "Bizim tek sorunumuz çırak. Çıraklık konusunda büyük sıkıntımız var, bulmak da mümkün değil."

Biz şöyle düşünmüştük: Organize sanayi bölgelerine bir okul açalım. Bu okula teknik okullardan, teknik liselerden öğrenci alalım. Bunlar gündüz orada staj yapsınlar, organize sanayi bölgesinin içinde, gece, akşamleyin de ders görsünler ve orada yatıp kalksınlar. Bu öğrencilere aynı zamanda burs da verelim veya harçlık verelim. İki yılın sonunda yetişmiş bir çırak olarak, kalfa olarak gündeme geldiğinde, organize sanayi bölgesinde toplantı yapılacak; kaç tornacıya ihtiyaç var, kaç elektrikçiye ihtiyaç var, kaç makineciye ihtiyaç var, oradan yetişmiş elemanlar bu şekilde alınacak ve bunları o sanayici aldığı zaman iki sene, üç sene bunun primini yani sigortasını da devlet ödeyecek. Böyle bizim bir anlayışımız, bir fikrimiz vardı. Bunu ben değerlendirmenizi diliyorum.

Bizim, artık, eğitimi ve bilimi bir arada çok iyi şekilde değerlendirmemiz lazım değerli arkadaşlar. Bakın, biz Kore'yle aynı anda yola çıktık, bugün Kore'nin Samsung firması bizim Türkiye'deki 500 tane şirketin değeri kadar, Samsung firması. Bizim onlardan neyimiz eksik? Biz asil bir milletiz, güzel bir milletiz.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Büyük işlerimiz vardı Hocam, çok önemli işlerimiz vardı, onlarla uğraşamadık.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Şimdi, onun için, mutlaka artık bir marka yaratmamız lazım. Şu anda, bildiğim kadarıyla genç nüfusumuz var, eğitimli nüfusumuz var.

Yalnız, bu eğitim konusunda, antrparantez, atlayarak gidiyorum, bu stajı çok önemsiyorum.

Mesela hekimlik konusunda... Sağlık çok önemli ama değerli arkadaşlar. Ben, ilk, birinci sınıfta tıptan ayrıldım, eczacılığa geçmiştim. Kadavra konusu çok önemli. Bugün Anadolu'daki üniversitelerimizin, tıp fakültelerimizin çoğunda kadavra görmeden mezun olan arkadaşlarımız, gençlerimiz var. Hiç kadavra görmeden...

MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - İthal ediyoruz artık.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Plastik kadavra üzerinde veya ona benzer bir şey üzerinde, maalesef, böyle bir ders görülüyor. Tabii, üniversite açmak güzel, iyi, hoş da bunların eğitim öğretim açısından desteklenmesi çok önemli.

Ben 1960'ta ortaokulda okurken, o zaman tabii öğretmenimiz yoktu -bulunduğum ilçede lise de yoktu- dışarıdan kaymakam, orman mühendisi, veteriner, ziraatçı derse gelirdi. Şimdi, Anadolu'da da üniversitelerimizde yeterince öğretim görevlisi olmadığını düşünüyorum, olmadığını zannediyorum, oralarda güzel eğitim vermemiz lazım.

Sayın Hocamın bir fikrine daha katılıyorum, bu tarım alanları ve doğa konusunda bizim de sıkıntımız var. Karadeniz Bölgesi'nde sayıları bini bulan HES projeleri var. Bu HES'ler, maalesef, bizim doğamızı... Ki Karadeniz, Türkiye'de ziyaret edilmesi gereken, gelecekte, belki Türkiye'nin, hepinizin oraya gelip serin bir gölge, ayağını akan suya sokabileceği bir bölge konumunda. Biz bu coğrafyayı bin yıl koruduk, inşallah bundan sonra da koruyacağız ama maalesef bu HES'lerimiz biraz bizi sıkıntıya düşürdü. Yani düşünün benim bulunduğum ilçede 60 kilometre uzunluğunda bir Aksu deremiz var, ismi de Aksu, 12 tane HES var. Yani dere ortadan kalkmış.

Çoruh'a gidip orayı gören var mı bilmiyorum. Çoruh Nehri dünyada debisi en hızlı akan, raftinge en müsait olan nehirlerimizden bir tanesiydi, Çoruh Nehri ortadan kalkmış, işte, barajlarla vesaireyle. Tabii, bunları korumak, kollamak lazım. Tarım arazileri ülkemizin geleceği için çok önemli.

Dünyada iki şeyin önemi yaşam sürdüğü müddetçe devam edecek değerli arkadaşlar; birincisi sağlık, ikincisi gıda. Bunları çok önemsiyorum.

Buradaki konuşmaların her birine saygıyla yaklaşıyorum, not alıyorum çoklarını, inşallah, bunları en iyi şekilde, ileride bize sıkıntı yaratmayacak bir şekilde... Biz de muhalefetiz, biz de Allah'ın kuluyuz, biz de vatandaşız, bizim de dilek ve taleplerimizi gündeme getirirseniz, bundan mutlu olurum. Hepimiz birlikte bu işi başarmak durumundayız, çünkü aynı gemideyiz.

Ben yolumuzun güzel olacağını, açık olacağını düşünüyorum ama eğitim konusunda bizim önerilerimizi, eleştirilerimizi de dikkate alırsanız bundan mutluluk duyarım.

Çok teşekkür ediyorum. Sağ olun.