KOMİSYON KONUŞMASI

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, Misakça köyü, benim doğup büyüdüğüm köy, zeytin ağaçlarının bolca olduğu bir köy. Bizimkiler, dedeler Selanik'ten gelmişler, Havutça ve Misakça köylerine birlikte yerleştirmişler bizimkileri. Havutça köyü şu anda köy. Soyadı Kanunu çıktığında dedemin muhtar olduğu köy Havutça.

BAŞKAN - Selanik köyü mü bu?

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Yok, Selanik'ten geldikten sonra göçmenlerin yerleştiği yer.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Özellikle de zeytinin topraklarında büyüyen, çocukluğunda onun dibinde uyuyan ve zeytinle büyüyen, zeytinle gelişen toprakların bir milletvekili olarak, Balıkesir milletvekili olarak öncelikle Sayın Bakana sitemlerimi burada ifade etmek isterim.

Sayın Bakan, zeytin bir sanayi konusu mudur ki, zeytin millî eğitim konusu mudur ki Zeytin Yasa Tasarısı Sanayi Komisyonunda görüşülüyor? Zeytinden petrol mü çıkaracağız? Zeytinden elektrik mi üreteceğiz? Yani bizim çocukluğumuzdan beri zeytin, zeytinyağı...

Sayın Komisyon Başkanı, bizde şöyle derler: "Bir gram zeytin bütün gıcırtıları keser." Neden biliyor musunuz? Çocukların başı ağrır zeytinyağıyla yağlarlar. Kapılar gıcırdar zeytinyağını kapıya sürerler. Hasta olursunuz zeytinyağıyla yağlarlar. Yani zeytinyağı şifadır.

MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Ekonomi gıcırdıyor da onun için.

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Ekonomi gıcırdadığı zaman yine zeytinyağıyla yağlarlar.

Şimdi, şunu demek istiyorum: 24'üncü Dönemde de bu yasa tasarı aynı şekilde geldi, Sanayi Komisyonuna geldi ve altıncı kez gelmişti o zaman. Hatırlıyorum, ben de şurada, Didem Hanım'ın oturduğu yerde oturuyordum.

BAŞKAN - Hep Sanayi Komisyonuna mı geldi?

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Hep Sanayi Komisyonuna geldi.

Bakın, bizim Balıkesir'den, burada, aranızda zeytinin genetiğini, raporunu yazmış arkadaşlar var, arkamda Zeytinyağı Üreticileri Birliği Başkanı, Zeytinyağı Tanıtım Grubu Başkanı, bütün, Balıkesir, Körfez'den bize şöyle getirmişler. Ayvalık Belediye Başkanı, Burhaniye Belediye Başkanı, Edremit Belediye Başkanı, ziraat odası başkanları, bunların hepsi -Cumhuriyet Halk Partili falan da değil- o bölgedeki üreticiler. İşte Sayın Aydınlıoğlu, burada, bizim arkadaşımız, o da Havran'dan, en lezzetli zeytinyağının çıktığı topraklardan. Bizim Körfez bölgesinde yağ çıkaran zeytinyağı topraklarında en fazla 10 ağaç vardır. Neden? Yağ çıkarılan topraklarda...

BAŞKAN - Bir saniye üstat.

Henüz tatmadık, bilmiyoruz yani Ali Bey'in şeyini...

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Yok, ben düşüncelerimi ifade ediyorum.

Sayın Başkanım, ben eminim ki bakın, geçen Komisyonda aynı şekilde bu geldiğinde biz, AK PARTİ'li Balıkesir Milletvekili Arkadaşım Mehmet Cemal Öztaylan, Ali Aydınlıoğlu'yla birlikte müdahale ederek bunun çekilmesini sağladık çünkü biliyoruz ki Balıkesir bölgesi bugün partili partisiz herkesin "zeytin" dediğinde...

Az önce söyledim, bizi Balıkesir'e sokmazlar Sayın Aydınlıoğlu. "Sizi oraya gönderdik, bu zeytinyağının, zeytinin topraklarından giden milletvekilleri bunun için ne yaptınız?" diye bize hesap sorarlar, haklıdırlar da; sormaya da gelmişler zaten, arkamda dikiliyorlar ikisi de, burada.

Değerli Başkanım, tabii, şunu öncelikle ifade etmek gerekiyor: Hayret ediyorum ve izliyorum. Bu zeytinyağının olduğu topraklar, zeytinin olduğu topraklar, neden bu sanayicilerin gözü bu kadar bu topraklarda? Çok merak ediyorum, ki buraya altı defa... Bizimle dalga mı geçiyorlar bu bürokratlar, bu yasa tasarısını hazırlayanlar? Burada altı defa oy birliğiyle reddedilmiş bir yasa tasarısı neden önümüze ısrarla getirilir? Bu merak konusu. Valla, ben FETÖ'cülerden şüpheleniyorum. Yani orada altın rantını... Çünkü bizim körfez bölgesinde özellikle altın lobilerinin ne kadar çalıştığını biz oradaki şeylerden biliyoruz. Bu işin arkasında altın madenleri var arkadaşlar, uluslararası lobiler var.

Ha, bunu da şurada söyleyelim. Bizim oralarda şöyle söylerler: "Toprağın üstü altından daha değerlidir."

Bakın, ben Soma Maden Komisyonunda çalıştım, burada çalışan arkadaşlarım da var. "Efendim, biz o madeni çıkarırız, Maden Yasası emrediyor, sonra da yine böyle güllük gülistanlık orman bırakırız." Yalan. Soma madenine gidin, ne bıraktıklarını görün orada Soma'da. Yırca'da o zeytinleri katlettikten sonra ne yaptıklarını gidin görün. O Zeytin Ağacı Koruma Yasası'nı biraz esnetmeye kalktığınızda... Bakın, şu anda bizim de bulunduğumuz bölge Bandırma Şirinçavuş'a kadar olan sanayi bölgesinde izinsiz Soma Yırca'daki kadar zeytin katledildi, kesildi, biz müdahale etmeseydik hepsi gidiyordu yani izin olmamasına rağmen.

Az önce İzmir milletvekili değerli arkadaşım söyledi, bizim o bölgelerde zeytinlikler çok eski olduğu için, 10 ağaç var zaten, siz "zeytin alanında da 10 ağaca kadar olan" deyip 15 ağaçtan aşağı düşürdüğünüz takdirde, körfez bölgesinde zeytin alanı kalmaz o getirilen yasayla. O zaman ağıllar, fabrikalar her şey oraya girer.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, tabii, bu konuda az önce çok güzel analizler yapıldı, gerçekten biz de katıldık. Bu ülkede -az önce sayın vekilim ifade etti- elbette sanayileşmeliyiz, orada bir kuşku yok. Kırşehir'de niye sanayi kurmuyoruz, niye ille de Altınoluk'a göz dikiyoruz, niye ille de Kaz Dağlarına göz dikiyoruz? Kırşehir var, Nevşehir var, Aksaray var, Konya Ovası var...

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sivas boş, Ankara boş.

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - ...neden ille de sanayileşmek için Türkiye'nin gözbebeği olan, bugün tarihiyle, kültürüyle, dokusuyla, ormanıyla İsviçre Alplerinden sonra dünyanın en büyük oksijen alanı olan Kaz Dağlarına göz dikiyoruz? Burada bir mantık var mı?

Zeytin dünyanın en fazla yaşayan ağacı. Bizim bölgeden -az önce bir değerli milletvekili yine söyledi- dokuz yüz kırk beş yıllık ağaç İzmir Selçuk'tan söküldü, Antalya EXPO'da Cumhurbaşkanı tarafından oraya dikildi. Dokuz yüz kırk beş yıllık. Biz zeytinin ne kadar dirayetli olduğunu, ne kadar kutsal bir ürün olduğunu efsanelerden biliyoruz.

Ülkemizde elbette enerji yatırımlarına ihtiyaç vardır, elbette jeotermal yatırımlara ihtiyaç vardır, elbette askerî stratejik yatırımlara ihtiyaç vardır ama bunu yapacaksak bir bütün olarak bütün zeytin alanlarını potansiyel bir tehlike içerisine atmayalım. Nerede var bir jeotermal yatırım? Mersin'de. Bir bölgede yatırım yapacağız, o bölgeye özel yasa çıkarırız, bütün zeytin alanlarını biz niye sanayinin rantına açalım? Hangi düşünceyle açalım? Bunu kabul etmek mümkün değil.

İnanın, bunu siyaset üstü ve bu milletin, bu üreticinin gerçek sahibi... Balıkesir'deki zeytin üreticilerinin, Balıkesir'deki yağ üreticilerinin, Türkiye'yi besleyen insanların dün Burhaniye'de mitingleri vardı. Burhaniye'de, partili partisiz, bütün ziraat odaları, bütün ticaret odaları oradalardı ve bizden, bizi arayarak "Ne olursunuz bu sesi Türkiye büyük Millet Meclisinde ifade edin. Bu memleket meselesidir, bu hepinizin geleceği meselesidir." dediler ve bu konuda hassasiyetleri var. Çünkü biz, o bölgeye gelen, maden arayan şirketlerin bölgede ne kadar tahribat yarattıklarının bizzat tanığıyız arkadaşlarımızla. Gidiyoruz, görüyoruz. Böyle bir şeye tahammül yok. Bu şekliyle bu yasanın gelmesi demek, körfezdeki zeytin bölgelerinin idam fermanı anlamına gelir. Bu kabul edilemez.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, lütfen, bunu derhâl geri çekmeniz lazım çünkü bunun aynısı altı kez geldi, çekildi. Şunu merak ediyoruz, bu ısrar niye? Kim bunda ısrar ediyor? Bürokratlar mı? Arkasında kim var? Hani bir şey aramak istemiyoruz, kuşku duyuyoruz.

Sayın milletvekilim, az önce dediniz ki "Kötü şeyler düşünmeyelim." Doğru, düşünmeyelim. Altı kez oy birliğiyle reddedilmiş bir yasa tasarısı niye gelir buraya? Soruyorum. Bunda bir mantık yok, bunda olağan bir süreç yok. O bakımdan, ben FETÖ'ye bağlıyorum tabii ki. İnanıyorum ki buradaki arkadaşlarımız da FETÖ'yle mücadelede ne kadar samimi bir direnç gösterdiğimi bilir. O gece buraya gelen, ölümden dönen bir milletvekili arkadaşınız olarak söylüyorum. Biz de buraya geldik, canımızı zor kurtardık burada. Bize nelerin yaptırıldığını, ne bedeller ödetildiğini de biliyoruz.

O bakımdan, tabii, birçok şey var söylenecek. Bir defa 15 ağaçtan düşük olması kesinlikle kabul edilemez. Zeytinlik alanlarda hayvan otlatmanın, ağıl yapmanın bedeli üç ay hapis cezası olarak öngörülüyor. Eğer bu hapis cezasını kaldırırsak zeytin alanlarına atom bombası gibi bir tehlike gelir Sayın Başkan çünkü ağaç dallarında, ağacın sarkan dallarında hayvan otlatmasına izin verdiğimizde o da idam fermanı anlamına gelir. Tabii, burada ziraat mühendisi arkadaşlarımız var, onlar daha iyi bilirler ama ben de yaşayan bir üretici olarak bunu görüyorum.

Sayın Bakan, son söz olarak temennimiz şudur: Türkiye'nin en büyük zeytin üreticisi olan bölgenin bir milletvekili olarak, Balıkesir, Edremit, Burhaniye, Ayvalık, Havran -hemşehrimizin memleketi- bizim Edincik, Bandırma bölgesi, kesinlikle bu yasa tasarısının geri çekilmesi için, imzalarıyla işte, bize göndermişler, size takdim edeceğim. Bunu altın lobilerinin, maden lobilerinin, birtakım sanayi rant çevrelerinin bir projesi olarak görüyorlar ve bu yasa tasarısının bu bölümünün, zeytinle ilgili olan bölümünün geri çekilmesini istiyorlar.

Teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum.