KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) - Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum.

Ben de Balıkesir Havranlıyım. Edremit, Burhaniye, o bölgede doğduk, büyüdük, oralarda hayatımız geçti.

Tabii, bu zeytinle ilgili pek çok toplantıya katıldık. Daha önce gelip de geri çekildiğinde Komisyonda da beraberdik arkadaşlarımızla. Zeytin ve Zeytinyağı Araştırma Komisyonunda görev yaptık yani zeytinle ilgili birçok bilgi sahibiyiz bizler de.

Şimdi, bu sektörün önde gelen kuruluşlarında dernekler var, birlikler var, UZZK var, zeytin, zeytinyağı dostu birlikler. Şimdi, bu konuyla ilgili arkadaşlarımız bu sahada dolu dolu, kültürel birikimi gerçekten oldukça yüksek olan kişiler. Yalnız ben şuna da üzülüyorum arkadaşlar: Şimdi, sizler zeytin, zeytinyağı dostu, biz zeytin, zeytinyağı düşmanı asla değiliz. Bu konumda ben kendimi görmekten hakikaten üzülüyorum. Benim üçüncü dönemim bu. Biz yeni milletvekili olduğumuzda inanın TARİŞ Başkanı Sayın Cahit Çetin -bizim Cahit ağabeyimizdir, Edremitli- buraya çok gelir giderdi. İnanın, 200 trilyon lira, TARİŞ Birliğin, sadece Zeytinyağı Birliğin almış olduğu DFİF kredilerini -Maliye Bakanımızdan, hazineden- sildirdik inanın.

Şimdi, bu zeytin ağaçlarımıza uçakla yıllardan beri ilaçlama yaparız. Tarım Bakanlığımız destek verirdi, son zamanlarda destek vermemeye başladı, belediyelerden destek alarak bu işi yapmaya başladık. Türkiye'de 90 milyon zeytin ağacı vardı, gerçekten 170 milyona çıktı. Dönüm başına 500, 600, 700, 1.000 lira gibi destekler vererek... Hakikaten Avrupa Birliği müzakereleri neticelendikten sonra zeytin ağacı dikimini Avrupa Birliği ülkeleri maalesef yasaklıyormuş, biz de bunu sonradan öğrendik. O zaman biz demiştik: "Sayın Bakanım, aman şu müzakereler bitmeden zeytin ağacı varlığımızı artıralım ki yarın bir gün bize 'Dikmeyin." demesinler, sıkıntıya düşmeyelim." Hatta ben bir şişe zeytinyağını alıp gidip -Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakandı- dedim ki: "Ne olur, tarım müzakereleri yapılırken aynen İspanya'nın, İtalya'nın, Yunanistan'ın yaptığı gibi... Onlar demiş ki: 'Avrupa Birliği ülkeleri zeytinyağı alacaksa eğer bizden alsın, bu Birliğe üye olmayan ülkelerden almasın.' Bize de onun için gümrük duvarlarını koymuşlar. Onlar daha ucuz veriyor, biz Avrupa ülkelerine şu anda yapamıyoruz, satamıyoruz. Ne olur müzakerelerde biz de zeytinyağını masaya pazarlık unsuru olarak koyalım ki biz de Avrupa Birliğine yağ satalım kolayca." diye bunları dile getirmiştik. Şimdi, tabii, her seferinde geri çekilirse bu kanun nereye kadar geri çekilecek?

Şimdi, geçtiğimiz hafta sonu Edremit'te, Sayın Mustafa Bey, bizim Ticaret Odamızda -Burhaniyeli Yahya Ağacık var, zeytin, zeytinyağı tanıtım, UZZK'nın Yönetim Kurulunda- UZZK Başkanımız, Edremit Meclis Borsamız, zeytinyağı dernekleri, birlikleriyle, bunlarla bir toplantı yaptık, aşağı yukarı 15-20 kişi vardı. Dedim ki: "İlle bu kanun tasarısı tamamen çekilsin yerine somut bir şeylerle gidelim arkadaşlar, ne yapabiliriz?" Hatta önerileri de ben aldım, Sayın Bakanımıza getirdim. Dedim ki: "Sayın Bakanım, özellikle sıkça zeytin ağacının çok olduğu bölgelere, aman, Allah aşkına, ağır sanayi, metal, kimyasal atıklar içeren şeyleri getirmeyin. Gerçekten verimi düşmüşse, çok seyrek ağaçları filan varsa bunlar belki zeytinlik vasfından çıkarılıp oralarda yapılabilir ama bu da her türlü atık getiren sanayi tesisleri olmasın; turizm olabilir, işte konut belki olabilir, eğitim olabilir. O konularda bir çalışma yapalım." Sayın Bakanımızın da gerçekten bu konuda çok hassas olduğunu biliyorum. Bizim oradaki görüşmemizden sonra şöyle şeye biz karar aldık: "Sayın Bakanım, mümkünse bu zeytin ağacı sayısını kaldıralım yani bir 15'le falan sınırlamayalım."

MEHMET TÜM (Balıkesir) - 15 yok ki zaten. Dekar başına 15 var mıydı? Yoktu.

ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) - Bu sayıyı ben kaldırmanızı teklif ediyorum.

Bir de mümkünse Sayın Bakanım bu kurul var ya valilikler bünyesinde kuracağımız kurul; o kuruldaki sivil toplum kuruluşlarının sayısını artıralım. Mesela borsaları, ticaret odalarını, sanayi odalarını da bu kurula dâhil edebiliriz, o da aklımıza gelen önerilerden birisiydi.

Onun dışında, zeytin arazilerinde, birinci olarak söylediğim bu ağır metal, kimyasal atık bırakacak fabrikaların kurulmasına engel olalım, ben de bunları söylemek istiyorum.

MEHMET TÜM (Balıkesir)- Bir muhalefet milletvekili gibi konuşuyorsunuz, iyi yani buna sevindik.

ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) - Şimdi, hem sanayimizin gelişmesini, bunlardan tamamen geri kalmamamızı ben öneriyorum hem de zeytin ve zeytin varlığımızı koruyacak şekilde birtakım önerilerde bulunuyorum.

Teşekkür ederim.