KOMİSYON KONUŞMASI

RECAİ BERBER (Manisa) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Dışişleri Bakanlığımızın ve Avrupa Birliği Bakanlığımızın Değerli Müsteşar ve ekibi; ben de birkaç konuda birkaç soru sormak istiyorum. Bir tanesi, Kıbrıs müzakereleriyle ilgili olarak malumunuz biz zaten Annan Planı'nı kabul etmiş bir taraf olmamız dolayısıyla orada bir çıtaya gelmiş olduk yani bu müzakereler Annan Planı'ndan yani karşı taraf da kabul etseydi onun üzerinde mutabık kalınmış olacaktı. Daha ileri ya da bizim açımızdan daha farklı bir noktaya doğru mu müzakere ediliyor ki biz Annan Planı'ndan daha geri plana düşecek miyiz, onu bir kere merak ediyorum çünkü bunu Rum tarafı ve Yunanistan herhâlde çok kullanıyor. Sonuçta biz her aşamayı kabul ettiğimizde de onlar yine o noktada da tabiri caizse yan çizmek suretiyle bunu Avrupa Birliği sürecinde bir koz olarak yani biz her konuda mutabık kaldıktan sonra belki Kıbrıs konusu çözülecekmiş gibi geliyor. Yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum. Belki konjonktür olarak şu anda Suriye ve Doğu Akdeniz'deki gelişmeler acaba buna pozitif mi yoksa negatif mi katkı sağlayacak, Kıbrıs sorununa? Çünkü bir yandan da Doğu Akdeniz'de başka ülkelerin de başka çıkarları var; işte, petrol konusu, doğal gaz konusu bir çatışma ortamına götürecek, ya çatışma ya uzlaşma. Bu her kritik eşik, daha doğrusu bizim bu sorunu çözmemize ya katkı verecek ya da uzaklaştıracak diye düşünüyorum. Bu konjonktür ne kadar etkili olacak yani daha doğrusu Avrupa Birliğinin bu sorunu çözme noktasında Yunanistan'a ve Kıbrıs Rum kesimine herhangi bir baskısı veya bir şeyi olacak mı bu süreçte?

İkincisi: Gümrük birliği konusunda tarım ürünleri biliyorsunuz önemli bir konu Türkiye açısından ve bununla ilgili müzakere başlıklarından bir tanesi de tarım ürünlerinde de serbestleştirilmesi, gümrük birliği kapsamına alınması. Bu ayrı olarak mı görüşülüyor yoksa yine bu bildiğimiz gümrük birliği çerçevesinde mi ilerleyecek bir konu tarım ürünleri?

Diğer konu da tabii Avrupa Birliğinin hakikaten son Suriye gelişmelerine kadar terör örgütleriyle ilişkilerini, özellikle PKK'yla ilişkilerini zaten örtülü de olsa biliyorduk ama son Suriye gelişmeleri ve PYD hem Amerika'nın hem Avrupa'nın bu terör örgütüne karşı, PYD'ye ve PKK'ya karşı daha açık bir şekilde destek vermesi noktasına veya pervasızlaşmasına yol açtı. "Buna FETÖ eklendi." dediniz. FETÖ konusunda Avrupa Birliği henüz terör örgütü olarak kabul etti mi FETÖ'yü, onu bir de sormak istiyorum. Yani biz şimdi terör örgütü olarak onlara söylüyoruz, baskı yapıyoruz ama özellikle 15 Temmuzdan sonraki gelişmeler ışığında Avrupa'nın, özellikle Almanya'nın tavrı çok aykırı yani daha doğrusu çok değişik bir kulvarda gidiyor. Yani bir istihbarat teşkilatının başkanı bile Avrupa'da böyle bir gelenek olmamasına rağmen açıklama yapabiliyor FETÖ'yle ilgili. Yani henüz acaba Avrupa Birliğinin FETÖ'yü bir PKK gibi -PKK'yı mesela terör örgütü kabul ediyorlar ama ilişkileri ortada- burada terör örgütü kabul etme durumu var mı yok mu, onu da merak ediyorum.

Teşekkür ederim.