| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/837) (S.Sayısı: 485) (Madde 2) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 13 .06.2017 |
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Son on beş gündür Bakanlığımızca hazırlanan ve Hükûmetimiz tarafından Meclise sevk edilmiş bulunan sanayimizin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi hakkındaki kanun tasarısıyla ilgili tartışmalara şahit olduk. Esasen tali komisyon olarak görev yapan Millî Eğitim Komisyonundaki tartışmalar sırasında da gerekirse bu maddeyi çekebileceğimizi ifade ettiğimi hatırlatmak isterim. Ancak bu on beş gün süren tartışmaları hem içerik hem de ifade ve söylem olarak çok nitelikli bulmadığımı ve üzücü bulduğumu ifade etmek isterim. Maalesef bu tartışmalara akıl ve bilim değil, ajitasyon ve hamaset hâkim oldu. Maalesef bu tartışmalar ancak gelişmekte olan, az gelişmiş ülkelerde eşine rastlanabilecek bir seviyede yürüdü.
Örneğin, kendilerini zeytincilikle ilgili uzman sivil toplum kuruluşu olarak takdim edenler ne bir çözüm önerisi ne de bilimsel bir rapor sundular. Sadece "Tasarıyı geri çekin, biz çalışalım, birkaç ay sonra gelelim, size söyleyelim." dediler. Muhalefet de benzer söylemlerde bulundu ama alternatif bir çözüm önerisi getirilmedi. Maalesef on beş gündür talan, yağma ve kıyım edebiyatı yapılıyor; siyasetçisi, gazetecisi, sanatçısı ile "Zeytinliklere kıymayın." söylemi geliştiriliyor. Bakın, mevcut yasayı, zeytinlikle ilgili yasayı ben birçoğumuzun baştan sona okumadığı inancındayım. Şayet okunmuş olsaydı söz konusu mevcut yasada "zeytinlik sahası" tanımının bulunmadığı yani nereye "zeytinlik" denileceğinin, nereye "zeytinlik" denilmeyeceğinin belirlenmediği, bunun da söz konusu yasanın en önemli eksikliklerinden birisi olduğu görülürdü.
Şimdi, ikinci konu, yine, yasayla ilgili, zeytinlik sahalarıyla ilgili karar alınmasında veya bir anlaşmazlık hâlinde çözüm getirilecek bir mekanizmanın belirlenmemiş olmasıdır. Şimdi bir saha düşünün; zeytinlik mi, şeftali bahçesi mi, bunun tespiti, bunun belirlenmesi noktasında maalesef bugün bir mekanizma mevcut değil. Oysa bizim getirdiğimiz teklif, yani çıkardığımız teklif, bu mekanizmayı "Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu" olarak tanımlıyordu ve bu kurul hâlen Türkiye'de mevcut işleyen mekanizmalara bakarak Toprak Kurulu, Mera Kuruluna benzer şekilde düzenlenmişti. Bütün bu süreci de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıyla koordine ederek birlikte yürüttük.
Bugün çevreyi koruma maksatlı teknolojilerin son derece geliştiğinden, çok modern arıtma ve filtre sistemlerinin bulunduğundan bihaber olmak mümkün olmadığına göre bu yasaya çevre duyarlılığı sebebiyle itiraz edilmesini de anlamak mümkün değil. Yapılan tenkitler Türkiye'nin hem tarımını hem de sanayisini dikkate alan bir bakış açısından yapılmalıydı, bir perspektiften yapılmalıydı. Bu yasaya sadece zeytin bahçesinden bakmak Türkiye'ye kötülük olacağı gibi, sadece sanayi perspektifinden bakmak da çok yanlış olur. Ülkemizin hem tarımına hem de sanayisine bütüncül bir perspektiften bakmalıyız. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri aynı zamanda sanayisi en gelişmiş ülkelerdir. Sanayisi en gelişmiş ülkeler aynı zamanda çevreye ve doğaya da en duyarlı ülkelerdir. Sayın milletvekilleri, coğrafi olarak en yakın olduğumuz Avrupa Birliğinin 3 büyük ülkesine, İngiltere, Fransa ve Almanya'ya baktığımızda hem sanayilerinin gelişmiş olduğunu hem de çevreye duyarlı olduklarını görebiliriz. Hiç şüphesiz, sanayimizi geliştirmeden kalkınamayız.
Hazırladığımız ve Komisyonumuza gelen tasarı başlangıçta 76 maddeydi. Bunun 2'si yürütme ve yürürlük maddesi, çıkarırsak 74 maddeden oluşuyordu ve her biri birbirinden değerli, birbirinden kıymetli hususları içeriyordu. Bizim açımızdan 2'nci maddeyle diğer maddelerin hiçbir farkı yoktur. Aynı maksatla, aynı amaçla hazırlanmıştır, gelen taleplerle hazırlanmıştır. Yani 2'nci madde çok önemli, diğerleri daha az önemli diye bir durum söz konusu değil.
Şimdi, bazı sivil toplum kuruluşları bu süreçte maalesef ilin valisine, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürüne; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanına da güvenmediklerini ifade ettiler. Bu ifadeleri doğru bulmadığımı, çok yakışıklı bulmadığımı ifade etmek isterim. Bir ülkede Tarım Bakanına, Valiye, Tarım İl Müdürüne güvenmeyeceksek kime güveneceğiz, doğrusu anlamak mümkün değil.
Diğer taraftan, on beş gündür sanayicilerimizi yağmacı, talancı olarak ifade eden bir düşünce ve söylemle de karşı karşıya kaldık. Âdeta "Durun, çalışmayın, dokunmayın." diyen bir anlayışla karşılaştık. Örneğin, aynı zamanda sanayici olan bir arkadaşımız zeytincilik kanunuyla bu piyasanın ne ilgisi var diye sürekli sordu ve bu durum gerçekten üzücü bir durum. Bunu anlamamış olmak gerçekten çok vahim bir durum.
Yine, bir diğer arkadaşımız dünkü Meclis konuşmasında "Sanayi sitelerinin taşınmasının sanayi ve üretimle ne alakası var?" diye söyledi.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - "Faydası" Sayın Bakan, "alakası" değil.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Evet, "Ne alakası, ne faydası var?" diye sordu. Şimdi, gerçekten bu da çok vahim bir durum. Yani hem sanayici arkadaşımız hem "Sanayi sitelerinin taşınmasının ne ilgisi var?" diyor. Bu da enteresan.
Ben tekrar, getirdiğimiz 2'nci maddedeki sistemde bir yanlış ve kusur bulunmadığını, bulunmadığına inandığımızı ifade etmek istiyorum. Alternatif önerilere açık olduğumuzu her defasında ifade ettik ve bu Komisyonda aşağı yukarı 5-6 madde muhalefetin önerileriyle değişti, değiştirildi. Bu konuda maalesef bir öneri gelmedi.
Sayın milletvekilleri, maalesef reddetmekle sorun çözülmüyor. Türkiye'de "zeytinlik sahası" tanımı ve zeytinlik sahalarıyla ilgili karar alacak bir mekanizmaya, bir yapılanmaya, adına ne derseniz deyin, ihtiyaç var. Bu ihtiyaç giderilmediği sürece bu yasa bundan sonra da 7 defa, 17 defa, 27 defa gelebilir. Biz dönmüyor desek de dünya dönüyor.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.