AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, Sayın Bakan; bugün anlaşılıyor ki eğer siyaset kurumu bir çözüm arıyorsa memleket ve devlet noktasında çözümü isterse bulabiliyor. Bunun güzel bir örneğini verdik diye düşünüyorum. Bu uzlaşının oluşmasında Sayın Başkan sizin çok büyük katkılarınız oldu. Tabii bu arada Sayın Bakanın da uzlaşıya açık olması açıkçası bir mesafe almamızı temin etmiş oldu. Ancak, burada, tabii Sayın Bakan konuşurken çok enteresan sözler de söyledi, bir polemik olmasın ancak şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Şimdi "Muhalefet çözüm getirmedi." diyorsunuz Sayın Bakan ama sizin getirdiğiniz taslak üzerinden ve daha sonra tasarı hâline getiren bu metin üzerinden bir çözüm getirme şansı yoktu. O çözüm ancak bir başka komisyonun ve bir başka bakanlığın görev alanı içerisinde olabilecekti. Çünkü zaten sizin getirdiğiniz metnin 20'nci maddesinde de siz bu görevi bir başka bakanlığa gönüllü olarak devretmiş durumdaydınız. Yani siz zaten kendi Bakanlığınızda olarak bu çözümü getirmediniz, bir başka bakanlığa bu çözüm yolunu açtınız.

"Zeytinliklere kıymayın." deniliyor diyorsunuz. Evet, gerçekten "Zeytinliklere kıymayın efendiler." sözünü ben de burada bir kez daha tutanaklara geçirmek isterim değerli Başkanım.

Genel Kurulda da herhangi bir sürpriz önergenin olmamasını -Sayın Başkanım özellikle size hitaben söylüyorum bunu- böyle bir uzlaşıdan sonra farklı bir önergenin de gelmemesini diliyorum. Çünkü siyaset kurumu Türkiye'de çok narin bir şekilde oluşturuluyor, ince bir çiçek gibi şu anda. Hele son günlerde, son zamanlarda oluşturulan farklı siyaset tarzlarından dolayı da çok dumura uğruyor. Eğer, açıkçası, böyle bir şey Genel Kurulda gelirse bugüne kadar yapılan bütün uzlaşıların da bir anlamı kalmaz diye söylüyorum.

Ben tekrar bu uzlaşıyı hep birlikte aradığımız ve bulduğumuz için başta siz olmak üzere Sayın Bakana, Komisyon üyelerimize teşekkürlerimi, saygılarımı iletiyorum.

Sağ olun.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tanrıkulu.