KOMİSYON KONUŞMASI

RECAİ BERBER (Manisa) - Evet, teşekkür ederim.

Gerçekten çok önemli bir kanun. Yarın bu kanunla ilgili, çıktıktan sonra ve uygulamaya başladıktan sonra, bir sürü kısıtlamalar zaten gelecek, geliyor, var olanlara ilave muhtemelen şeyler gelecek. Dolayısıyla onun yansımaları çok fazla olacak.

Yine, burada arkadaşımız söylediği hakikaten çok önemli. Bu alanlar aynı zamanda Türkiye'nin, sadece Türkiye'nin koruma alanı olmaktan çıkacak, özellikle Avrupa Birliği artık müdahale eder hâle gelecek. Peki, o zaman bizim bu raporlarımız yeterli olacak mı, yoksa vatandaş gerektiğinde bu alanların koruma alanlarıyla ilgili sizin veya idarenin tasarruflarıyla ilgili yurt dışına da gidip, Avrupa Birliğine de müracaat edip işte burada koruma mevzuatının Avrupa Birliği mevzuatı açısından aykırı olduğu gibi birtakım mercilere gidebilecek mi? Yani Türkiye'nin bir uygulaması var, bir de biraz önce söylediğiniz burada bir nevi egemenlik hakkını da paylaşıyorsunuz. Dolayısıyla o zaman oraya da gidip tıpkı insan hakları vesaire düzenlemelerde olduğu gibi bu mevzuat açısından da Avrupa'ya artık gidebilir hâle gelecek demektir bu. Ben böyle anladım. Doğru mu, bilmiyorum.

İkincisi, koruma alanlarının nasıl belirleneceği, nasıl korunacağı az çok belli çünkü bir alan. Türlerin korunmasıyla ilgili düzenlemeyi siz yönetmelikle yapacaksınız. Şimdi, öyle bir şey ki bitkilerle ilgili farklı, hayvanlarla ilgili, özellikle kuşlarla ilgili. Şimdi, bu bir alanda bulunmayacak. Bu kuşların korunmasıyla ilgili bütün, işte ne bileyim, göç yollarını vesairesini hepsini kapsadığı zaman memleketin belki üçte 2'sini koruma alanı hâline getirmek gibi bir şeyle karşılaşacaksınız. Yani bir alanın dışına da taşmış olacaksınız. Sadece o türü korumak için belki o güzergâhı komple birtakım tesislere, şunlara bunlara kapatmak durumunda kalacaksınız. Buraya bir havaalanı yapılacak ya da ne bileyim herhangi bir tesis yapılacak. Dolayısıyla o güzergâhı kullanamayacaksınız demektir. Bununla ilgili yönetmelikle mi düzenlenecek, yoksa bununla ilgili Avrupa Birliği mevzuatında birtakım açıklıklar var mı?

Açıkçası yani bir süre sonra biz bir şey yapıyoruz, sonra kendimizi öyle bağlıyoruz ki bundan nasıl kurtuluruz diye başlıyoruz hep beraber çırpınmaya. Bir mevzuat yapmışız, o mevzuatı artık -tabiri caizse- ondan kurtulmak için etrafını dolaşmaya çalışıyoruz, işte birtakım yasal hilelere başvurmaya çalışıyoruz. Buna gerek yok. Eğer varsa böyle birtakım şeyler şu anda, gerçekten bizi ileride çok büyük sıkıntıya sokacak...

Şimdi, bakıyorsunuz, yani işte çevreyle ilgili en önemli toplantı, konferans, Paris Konferansı'ndan herkes birer birer çıkmaya başlıyor. Biz çok güzel, hepsine uyalım uyalım da dünyayı esas kirleten birtakım büyük sanayi ülkeleri vesairesi başta Amerika olmak üzere, şimdi "Tanımıyorum. Ben çıkıyorum." dedi. Buyurun. İyi güzel de hani bizim cürmümüz ne ki noktasına geliyoruz. Bütün Türkiye'nin kirletmesinin hepsi, orada bir tane tesisin kirletmesi kadar bile değil.

Bu açıdan baktığımızda yani kendi ayağımıza ne kadar sıkıyoruz? Ben bunu merak ediyorum.

Teşekkür ederim.

SELİNA DOĞAN (İstanbul) - Cezai yaptırımlar var.

RECAİ BERBER (Manisa) - Yaptırımlar sorun değil de...

SELİNA DOĞAN (İstanbul) - Orada cezai yaptırımlar ağır. Burada uygulanmıyor hakikaten.

RECAİ BERBER (Manisa) - Yani burada uygulanmıyor mu?

SELİNA DOĞAN (İstanbul) - Uygulanmıyor.

RECAİ BERBER (Manisa) - Ama ÇED'lere filan bağladıktan sonra zaten yapamıyorsunuz, isterseniz uygulayın yani. Yani ÇED, ekolojik rapor, vasaire istiyor, yapamadığınız zaman bitti.

Teşekkür ediyorum.