| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Bölge Adliye ve Bölge İdari Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/839) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .06.2017 |
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Bizim genel anlamda tarzımız gerçekten kucaklayıcıdır, insanları incitecek, siyasi deyimle, amiyane deyimle, bel aşağıdan vuracak anlayış bizim hiçbir şeyimizde yoktur, benim de hiç yok Sevgili Başkanım.
Şimdi, bu tartışmalar gösteriyor ki gerçekten adalet konusunda çok ciddi tartışmaya ihtiyacımız var, çok konuşmaya ihtiyacımız var ve burası da Türkiye Büyük Millet Meclisinin Adalet Komisyonu, ciddi anlamda konuşmaya ihtiyacımız var ama ben gündeme bağlı olmaya çalışacağım, konuya da bağlı olmaya çalışacağım fakat tabii, dokunmam gereken bazı şeyler var.
Öncelikle şunu söyleyeyim: Bundan önce, bizim, Yargıtay Kanunu'yla, Sayıştay Kanunu'yla ilgili görüşmelerimizde Sayın Bakan -detaya girmeyeceğim- aynen şunları söyledi: "Öyle yargıçlar, öyle hâkimler var ki Pensilvanya'dan gelecek işarete göre karar vermeyi cennetin anahtarı sayan ve bu nedenle de hukuk tanımayan, kanun tanımayan yargıçlar var." dedi ve bunu bir Adalet Bakanı olarak söyledi.
BAŞKAN - Bu, Türkiye'nin gerçeği ya.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Demek ki böyle söylenebilen hâkimler varmış, demek ki bunları söylemeyi hak eden hâkim, savcı, yargı mensubu varmış. Bakın, biz bu dili bile kullanmıyoruz. "Pensilvanya'dan gelecek işarete göre karar vermeyi, Sayın Bakanımın sözü -katkım olmaz ama eksik olabilir- kararı cennetin anahtarı sayan ve buna yönelik olarak karar veren, o nedenle de hukuk, kanun tanımayan hâkim, savcılar var." dedi. Çok ağır bir laf bir Adalet Bakanı olarak ama öyle bir noktaya gelmiş ki bunu bir Adalet Bakanı olarak, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı olarak söylemiş.
BAŞKAN - Gerçeklikle çatışıyor değil bu.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Efendim?
BAŞKAN - Gerçeklikle çatışmıyor mu?
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Gerçekte şöyle: Bizim bugün söylediklerimizi -çok da aslında benim kullanamayacağım şekilde- ahlaksızlık olarak değerlendiren, hiç hoş olmayan bir üslupla değerlendiriyor Sevgili Başkanım. O zaman, o zaman söylediği lafla ilgili Sayın Bakanın ahlak şeyini mi sorgulayacağız biz burada?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bu lafımdan geri adım atmış değilim, ben aynı şeyi gene söylüyorum.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Ama bir yargıç hakkında söylüyorsunuz bunu. Yani bunu ahlaksızlık olarak değerlendirmek mi gerekiyor?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bak o gün gene aynı sözü söyledim.
BAŞKAN - Mehmet Bey, konuya gelelim.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Bakanım, yani burada siyasi kurumları temsil ediyoruz ve burada bizim kabul edemeyeceğimiz terimleri kullanmaktan kaçının, doğru bir terim değil.
BAŞKAN - Kanun...
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Başkanım, o kadar laf konuşuldu, iki laf da ben söyleyeceğim.
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) - Muhalefet üyeleri konuştu zaten.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - İzin verin.
Arkadaşlar, gerçekten bu ülkenin adalete ihtiyacı var. Bu ülkede adaletin sağlanmasının temel koşulu da kurumsal yapılara, kurumsal kimliklere sahip olmaktan geçer. Bakın, bu tartışmaları yapıyoruz, bir şeyi daha hatırlatacağım. Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan -detaya girmeyeceğim- Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyor, Cumhurbaşkanı, devletin başı ve döndü, yerel mahkemelere de onların da tanımaması yönünde telkinde bulundu, "Çok çok, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giderler, tazminat da öderiz." dedi.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Orada bir tehdit yok, hakaret yok.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Yargıya bakış var Sevgili Bakanım, yargıya müdahale var, değil mi?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yani onlarla kıyas yapmak... Bir eleştiri var, orada net bir eleştiri var ama hakaret, tehdit yok.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Bunu söyleyen bir Cumhurbaşkanı. Bu ülkede adalete güvenin, yargıya olan güvenin yüzde 30'ların altına düştüğünü söyleyen de Yargıtay Başkanı. Şimdi, biz bu koşullarda adaletin aranma ihtiyacının olduğunu söylemeyeceğiz de ne zaman söyleyeceğiz Sevgili Bakan? Burası Adalet Komisyonu, burada konuşmamız gereken şeyler.
Bakın, değerli arkadaşlar, ben kısaca söyleyeyim, şeyin dışına çok çıkmayayım. İnsanlık tarihi iyiye, güzele, doğruya doğru sürekli yürümüştür ve en çok da adalete olan ihtiyaç nedeniyle yürümüştür. İşte demin, Sevgili Milletvekilim Cemal Okan Yüksel yüz yıl önce, bir asır önce Ebul Kelam Azad'ın söylediğini bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin Adalet Komisyonunda bir örnek olarak söylüyor. İnsanlık tarihi bunlarla doludur, bu tür savunmalarla doludur. Bu tür adalete yönelik savunmalardan yüzyıllar sonra övgüyle bahsedilir ama o gün bunu söyleme gereğini hissettiren yöneticiler tarihin karanlık sayfalarında yer alır. Bu böyle. İnsanlık hep yürümüştür, zaman zaman önüne engeller çıkmıştır, zaman zaman ayağına çelme takılmıştır, düşmüştür ama kalkıp üzerini silkeleyip iyiye, güzele, doğruya, adalete olan yürüyüşünü devam ettirmiştir. Bu yürüyüş devam edecek, bizimle bitmeyecek değerli arkadaşlar.
Tabii, bunları konuşunca konuya girmekte biraz zorluk oluyor.
BAŞKAN - Zaten, maddelerde gireceğiz Mehmetçiğim.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Evet, gireriz.
Onun için, genel olarak şöyle söyleyeyim: Sevgili Necati Yılmaz arkadaşım söyledi, bütün bunların ışığında biz elbette ki istinaf mahkemelerinin işleyişinde ortaya çıkan sıkıntıların giderilmesi konusundaki çalışmaların elbette ki olumlu yanlarına katık sunarız ancak bu bakıştan, şu tasarıdaki bakıştan şöyle bir endişemiz var, bakın bu süreç onu da şey yapıyor. Şimdi, öyle bir siyasallaşmış yargıyla karşı karşıyayız ki yapılan her yargılamada "Ya, acaba altında bir şey mi var?" sorusuyla... Aslında, gerek yok böyle bir şeye ama bu gelen süreç böyle bir şeyi getirdi. Şimdi, burada, yetkilerin kurullardan alınıp kişilerin keyfiyetine teslim edilen bir anlayışı görüyoruz Sevgili Başkanım. Bu anlayışın adalete olan güven duygusunu daha da zedeleyeceğini düşünüyoruz. Yürütmenin durdurulması kararlarıyla ilgili ciddi sıkıntılar var, onları da maddeler geldikçe söyleyeceğiz.
Teşekkür ediyorum.