NECATİ YILMAZ (Ankara) - Bilgim beni yanıltmış olmasın ama hafızam bu anlamda... Belki eskimiş olabilir bilgim. Benim bildiğim, çalışan bir işçinin sahip olduğu haklar üzerinden bu hesaplama yapılıyordu, ben öyle biliyorum, öyle hatırlıyorum.

BAŞKAN - Tabii canım.

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Bu anlamıyla da o arada bir toplu iş sözleşmesi yapılmış olabilir, zam almış olabilir, bunların tamamının uygulanması lazım. Dolayısıyla da burada bahsettiğimiz işçi, haksız feshe muhatap olmuş işçi, konuştuğumuz işçi bu. Burada koruyama çalışılan işveren haksız yere bir işçiyi sokağa bırakan işveren ve yargı kararıyla tescil edilmiş bir işveren. Bunun neresini koruyacağız? Bu anlamda...

BAŞKAN - Yok yok, hangi tarih diyelim?

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Şunu söylüyorum: Çalışmakta olan işçinin dört ay hesabı, dört aysa o dört aylık süresi üzerinden...

BAŞKAN - Tabii tabii. Hangi tarih, fesih mi, dava tarihi mi?

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Belki arada değişmişse bile bence o aradaki değişikliğin de dikkate alınması lazım. Çalışan bir işçinin kazancı üzerinden hesaplanması lazım.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Beş yıllık süre dava açacak. En fazla fesih artı dört ay olabilir ama dava tarihini çok getirmek haksızlık değil mi?

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkanım, bence, burada amaçlanan şey şudur, işe iade davasının muradı da budur, şunu demek istiyor: Haksız bir fesih var, o hâlde bunun iş akdinin fesih edilmemesi gerekirdi. Bu fesih iadeyi de gerektiriyor. O hâlde, normalde çalışıyor olsaydı hangi haklara kavuşacak idiyse o hakların üzerinden hesaplamasının yapılması gerekir. Bu kadar basittir, mantık budur. Asla bunu artıran... Hukuk bir kazanma aracı değildir.

BAŞKAN - Tabii canım.

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Haktan daha fazlasını hukukta temin edemezsiniz. Birincisi bu. Daha fazlası olmaz ama bu anlamda bir eksilme de olamaz. Çalışan kişinin hakları üzerinden bu hesaplamanın yapılması lazım.