| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş'ın, Mardin Milletvekili Mithat Sancar'ın (2/1783) esas numaralı İç Tüzük Teklifi'nin tümü üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .07.2017 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Teklif sahibi olarak 14, 15 ve 16'ncı maddelerdeki düzenlemelerin faşist bir düzenleme olduğunu Sayın Sancar üzerine basa basa, altını çize çize ifade etti. Bakın, 14'üncü maddedeki yapılan değişiklik: "Türkiye Büyük Millet Meclisi bina, tesis, eklenti ve arazisine silahlı olarak girmek..." Sayın Sancar anlaşılan silahlı olarak girmek istiyor. "Genel Kurulun çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri materyalleri getirmek ve kullanmak." Bakın, bu, 2014 yılında yapılan İç Tüzük Uzlaşma Komisyonundaki metnin aynısı. Zaten bu girişi yaparken de söyledim, bu dönemde milletvekilleri araçlarının cihazdan geçerek ve milletvekiliyle beraber gelen kişilerin güvenlik kontrolünden geçmesi... "Gelenlerin canlı bomba olmadığını nereden bileceğim." diye altını çize çize o komisyon tutanaklarında var olan bir şey var.
Bakın, 16'ncı madde. Bizim 14 ve 15'inci maddedeki saydığımız, hâlâ Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde bulunan milletvekillerine küfretmeyi cezalandırmanın neresi faşizmdir, milletvekillerine saldırmayı cezalandırmanın neresi faşizmdir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna silahla girmenin engellenmesin neresi faşizmdir? Türk milletinin ortak tarihine küfretmeyi yasaklamanın neresi faşizmdir? Türk milletini oluşturan değerlerin -burada Kürtler de var, herkes var- bin yıldır kardeşlikle ilgili meseleleri söylemek, bunlara yapılan bir hakareti engellemeye çalışmanın, onu cezalandırmanın neresi faşizmdir? Anayasa'nın 2'nci maddesinde çerçevesi çizilen diye demokratik hukuk devletiyle ilgili konuyu gündeme getirirken yine Anayasa'nın ilk 3 maddesinde üniter yapıyı tarif eden bir sisteme aykırı durumda Türkiye'yi bölmeye kalkmak için söylenen sözlerin yasaklanmasının nesi faşizmdir? Her zaman söylüyoruz, 80 milyon Türk vatandaşı bu ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin gerçek sahibidir. Etnik yapısına bakmıyoruz. "Bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlanmış olan herkes Türk vatandaşıdır." diyoruz. Geçmiş ortak tarihimiz diye ifade ettiğimiz konu budur. Geçmiş ortak tarihimizin unsurunu oluşturan kim varsa; Süryani'si, Ermeni'si, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, kim varsa onlara hakaret etmek, onu engellemek faşizm kesinlikle değildir.
Verdiğiniz örneklere bakıyorum, Allah aşkına, verdiğiniz örnekleri eğer bilinçli bir şekilde söylüyorsanız siz bunu hiç anlamadan okumuşsunuz. Neymiş efendim, kalkınma ajanslarına göre, 26 ajans var, 26'ya 2 ekledim, ilavesinde şunu yaptım. Ne alakası var bununla bu işin? Siz bunu böyle ajite ederek, böyle farklı bir yöntemde yapınarak savunmanızı farklı bir şekilde ifade etmeye çalışmak değildir. Bakın, "Kürt halkını, Kürt diye söylemek, Kürt diye tanımlamak suç." diyor. Nerede burada Kürt diye tanımlamanın suç olduğunu ifade ediyorsunuz? Şu anda Anayasa'nın 163'üncü maddesindeki milletvekiline sövmek faşizm midir? Milletvekiline saldırmak faşizm midir?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet faşizmdir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Saldıran faşisttir, doğru söylüyor orada Sayın Altay. Oradan Sayın Altay doğru söylüyor, milletvekiline saldırmak faşizmdir ama milletvekiline saldıranı engellemek faşizm değildir, faşisti bertaraf etmektir. Açıkçası, bu teklifte imzası olan birisi olarak bu ithamların hepsini reddediyorum.
Bakın, Sayın Başkan, orada bu arkadaşımızın olsaydı, şu olsaydı... Şu İç Tüzük metni Türkiye Büyük Millet Meclisinin internet sitesine girmiştir. Orada 22 madde üzerinde anlaşamadığımız, geriye kalan 166 madde üzerinde anlaştığımız, bulunan milletvekilleri tarafından imza altına alınmıştır. 188 maddelik İç Tüzük'te 166 maddede anlaştığımız, 22 maddede anlaşamadığımız, sonradan 56'ncı maddeyle ilgili anlaşıp Türkiye Büyük Millet Meclisinde kılık kıyafetle ilgili konunun Genel Kurulda geçmesiyle birlikte 21 madde kalan kısımda anlaştığımız imza altına alınmıştır ve siyasi parti genel başkanları da bunu kürsülerde grup önerilerinde "O anlaşılan İç Tüzük'ü çıkaralım." diye beyanda bulunmuştur. 24'üncü Dönem de dâhil olmak üzere siyasi parti grup başkan vekilleri "Gelin, bu anlaşılan İç Tüzük'ü çıkaralım." diye Genel Kurulda konuşmalar yapmıştır.
Bakın, söylenen sözler içerisinde 19'uncu Dönem 105 grup önerisi verilmiş, bunun 89'u kabul edilmiş. 20'nci Dönemde 77 grup önerisi verilmiş, 55'i kabul edilmiş, 22'si reddedilmiş. 21'inci Dönemde 81 grup önerisi verilmiş, 69'u kabul, 12'si reddedilmiş. 22'nci Dönemde 17 grup önerisi verilmiş.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Grup önerisi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Grup önerisi diyorum, 22'nci Dönem, 17 grup önerisi verilmiş, 12'si kabul, 15'i ret. O güne kadar grup önerileriyle ilgili kısıtlanma hiç düşünülmemiş ama gelmişiz 23'üncü Döneme 240 grup önerisi verilmiş. bu 240 grup önerisinin 52'si demek ki iktidar partisi tarafından, 188'i muhalefet partisi tarafından. 23'üncü Dönemde artık istismar başlayınca 24'üncü Dönemin başında, 2011 tarihinde grup önerilerine bir disiplin getirme ihtiyacı hasıl olmuş. O disiplin getirme ihtiyacı sonucunda bu ortaya çıkmış. 24'üncü Dönemde 273 grup önerisi verilmiş. 26'ncı Dönemde, on yedi aylık dönemde 321 grup önerisi getirilmiş. Bu 26'ncı Dönem, 25'inci Dönem...
AHMET YILDIRIM (Muş) - 27'nci Dönem yok Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 26'ncı Dönem diyorum, 25'i sordular.
26'ncı Dönemde 321 grup önerisi getirilmiş.
Bakın, yine o tutanaktan okuyorum, Uzlaşma Komisyonu tutanağından: 19'uncu maddeyle ilgili AK PARTİ "Aynen kalsın 63'üncü maddeyle sorun halledilebilir." Yani, 63'üncü maddedeki usul tartışmalarıyla ilgili kısım ya Başkanlık Divanında bir karar alınsın ya da üçer dakikayla bu devam etsin; usul tartışması. Cumhuriyet Halk Partisi, bunu Meclis tutanaklarından söylüyorum, yayınlanan tutanaktan: "Grup önerisi getiren grup beş dakika konuşsun ancak bu öneri Meclis TV'nin sürekli yayın yapması kaydıyla kabul edilebilir." MHP ve BDP: "Madde aynen kalsın -parantez- 'Danışma Kurulu kararıyla gelen öneriler görüşmesiz işaret oyuyla karara bağlanır.' ibaresinin eklenmesi konusunda uzlaşma sağlanmıştır." Tekrar bunun ortak metin olarak uzlaşmadan AK PARTİ'nin beş dakika, Cumhuriyet Halk Partisinin şarta bağlı olarak beş dakika, MHP'yle, HDP'nin "Bu olabilir." dediği konu beş/on dakika ile karara bağlanmış, netleşmiş, tutanağa bağlanmış hükümdür.
Onun için, Sayın Başkan, ya burada o milletvekili arkadaşları yok sayacaksınız, "Buna biz imza atmadık." diyeceksiniz, her partiden 2 milletvekili imza atmıştır ya da yepyeni bir İç Tüzük'le bu meseleyi getireceksiniz. Biz bunun "2011'deki İç Tüzük'ümüzün metnine bağlı kalarak ve 2014 yılındaki çalışmaları da esas alarak, 2013 yılındaki görüşleri de dikkate alarak ve geçmiş parlamentolardaki düzenlemeleri de Türkiye'ye nasıl uygulayabilir."in çalışmalarını yaparak 2 siyasi parti bir İç Tüzük değişikliği teklifini getirdik. Bu teklif, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarını hızlandıracak, etkin, verimli hâle getirecek, etkin, verimli hâle getirilirken de huzurlu bir çalışma ortamını sağlayacak.
Bakın, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili arkadaşımız bir kitap yazmış. İlk 50 sayfası kendi görüşleri, arkasından kendi İç Tüzük teklifi, sonra bizim İç Tüzük teklifimiz ve başkalarını yapmış. Orada da grup önerileriyle ilgili konuyu grup önerisi veren siyasi parti beş dakika ve diğer parti de beş dakika konuşsun diye teklif etmiş. Niye? Grup önerilerini istismar edildiğini bildiği için.
63'üncü maddeye göre biliyorsunuz, usul tartışması sırayla verilmez, ilk kim söz isterse ona verilir. Buradaki teklifte ne diyor biliyor musunuz? "Ya, 63'ü uyguluyoruz ama hiç değilse grup önerisi veren siyasi parti kendi adına konuşma yapabilsin, ondan sonra onu yapsın." diyorlar. Hani başta söyledim ya, en uyumlu geçtiğiniz anda bile Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün ancak yüzde 20'si uygulanıyor. Şu anda verilen 321 grup önerisinin tamamı İç Tüzük 49'a aykırıdır. Arkadaşlarımız okusun İç Tüzük 49'un ne olduğunu.
Onun için, Sayın Başkan, tekrar ifade ediyorum: Faşizanla, faşistlikle ifade edilen şeyleri şiddetle reddediyorum, böyle bir ne niyet vardır ne de bu metin üzerinde, lafzında da, ruhunda faşizanın "f" harfi dahi yoktur.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Elitaş, teşekkür ediyorum.