| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi (2/1783)(Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .07.2017 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, ben öncelikle, dün benim konuşmamda çıkan tartışmalarda bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. Kesinlikle ne ben ne de hiçbir milletvekili arkadaşım gerek burada gerek Mecliste yapılan konuşmalarda asla iktidarı sadece eleştirme babında bir konuşma yapmıyoruz. Bizim amacımız şu: Mevcut olan sorunlara çözüm üretebilmek, mevcut olan sorunları burada dile getirebilmek ama dün, Sayın Başkan, özellikle şunu ifade etmek istiyorum, birlikte tutanakları inceledik hatırlıyorsanız. Kesinlikle hiçbir cümlemde hakaret yoktu, bunu burada özellikle ifade etmek istedim. Bizim amacımız şu...
BAŞKAN - Sayın Topal açıklamanızdan dolayı teşekkür ederim.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Anayasa'nın gerektirdiği kuralları yerine getiren bir İç Tüzük ve muhalefetin, milletvekillerinin, millî iradenin demokratik bir şekilde Mecliste temsiliyetinin zeminin hazırlayan demokratik bir İç Tüzük ama şuna baktığımızda, gerekli şeyleri de okuduğumuzda, hepimiz de çok iyi biliyoruz ki burada getirilen İç Tüzük'ün tamamen muhalefetin, millî iradenin ya da milletin sorunlarını dile getirebilecek olan milletvekillerinin sesinin tamamen kısılmak için getirilen bir İç Tüzük olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Şimdi, gerekçeye baktığımızda, burada, işte, hızlı, verimli ve etkili yasa yapma süreci dile getirildiğinde, Parlamento küresel pazarda rekabet eden bir şirket olarak görülmemeli. Parlamento küresel pazarda rekabet eden şirketin patronları ya da üyeleri olarak da görülmemeli. Bu, tamamen yanlış bir yaklaşım. Eğer böyle bir yaklaşım olursa bu sefer yine, özellikle şunu da eklemek istiyorum, yani burada Fordist üretim ilişkileriyle bir fabrika ortaya çıkar. Bu yüzden, gerekçe ile tüzük arasında getirilen ve sunulan bu teklif bir çelişki yaratıyor çünkü Parlamentoyu bir fabrika olarak görürseniz, bir iş yeri olarak görürseniz, Parlamentoyu ve özellikle milletvekillerini bir şirketin personeli olarak görürseniz bir çıkmaza girersiniz. Neden? Çünkü az önce Sayın Elitaş çok güzel bir şeyden bahsetti, biz sürekli uzlaşmadan yanayız. Uzlaşma kültürü olursa beraberinde barışı getirir, uzlaşma kültürü olursa beraberinde huzuru getirir, uzlaşma kültürü olursa beraberinde başarıyı getirir çünkü hepimizin amacı milletin huzuru, milletin refahını yükseltmek. Hepimizin amacı devletimizin başarısını yükseltmek. Eğer gerçekten bu konuda hepimiz samimiysek -Sayın Elitaş'ın bu konuda samimi olduğunu düşünüyorum- bu yüzden uzlaşma kültürüyle bu İç Tüzük'ün getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve az önce Sayın Özdemir'in dediği, TRT 3, ona değinip kapatmak istiyorum. Yani, gerçekten, neden TRT 3'te sonuna kadar izlenmiyor? Sayın Elitaş, bunu siz aslında önerebilirsiniz Bakanlar Kurulu ya da Mecliste yani tamamen bunu aslında dile getirebilirsiniz, olmaması için bir neden yok.
Ayrıca, iktidarınız boyunca yaklaşık 2.261 kanun geçti yanılmıyorsam, doğru mu? Yani, yanılıyorsam düzeltebilirsiniz, bildiğim kadarıyla 2.261.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Olabilir, bilmiyorum.
SERKAN TOPAL (Hatay) - 2.261 benim incelediğim kadarıyla.
Şimdi, burada amaç çok kanun getirmek mi, yoksa gerçekten sosyal, toplumu rahatlatabilecek, nitelikli kanun getirmek mi, hangisi önemli? Şimdi, ayrıca, bir-iki yıl içerisinde... Mesela, çok basit bir örnek vereceğim, Kamu İhale Kanunu iktidarınız döneminde kaç defa getirildi? Eğer birkaç defa getirildiyse o zaman gerekçede bahsettiğiniz "etkin, hızlı" cümlesiyle bir çelişki oluyor. Yani, şöyle bir örnek verebiliriz: Aslında bu hız bir tuzaktır. Yani, otuz dakikada bir pizza siparişi vereni düşünün, onu yetiştirmek için asgari ücretle, motosikletle o pizza siparişini almaya çalışan personeli düşünelim. Kaza ihtimali var mı? Var. Asgari ücretle mi çalışıyor? Evet. Peki, burada bir yanlış var mı? Var. Yani, önemli olan hızlılık değil, önemli olan, gerçekten, toplumun refahına, huzuruna ve ülkenin, devletin başarısına ne derece etkili olacak, önemli olan odur. Şimdi, zaten 2002 yılından beri istediğiniz zaman, istediğiniz kanunu çıkarabiliyorsunuz gece saat üçlere kadar, dörtlere kadar. Yani, bir gün 15 milletvekiliyle, 20 milletvekiliyle ya da 25 milletvekiliyle oylama yapma, açık oylama yapma, bunlar inanın bu kadar önemli değil ancak milletvekillerinin çoğunluğunun Mecliste olması gerekiyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Doğru.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Bir bakıyoruz, şimdi, istisnasız, burada ifade etmek istiyorum, saat ikide Meclis açıldığı zaman ben Meclisteyim, gece saat üçte, dörtte kapandığı zaman yine Meclisteyim. Ya, bir bakıyoruz, Mecliste kimse yok; Mecliste 10-15 kişi, 3 kişi, 4 kişi. Yoklama isteyeceğimiz zaman telefonlar çalışıyor, bir bakıyorsunuz milletvekili arkadaşlar olmuyor, Meclis kapanıyor. Aslında bu doğru değil. Milletvekilinin işi Mecliste olmak ancak şu anki İç Tüzük'te, az önce de ifade ettiğim gibi, hız, etkinlik, verimlilik, gerekçeler ile getirilen teklif arasında bir çelişki var.
Bu yüzden, sayın imza sahipleri, bunu bir kez daha düşünün, gerçekten milletin yararına, milletin sorunlarını Mecliste daha hızlı dile getirebilecek, daha verimli olabilecek bir İç Tüzük değişikliği nasıl olabilir? Az önce sizin bahsettiğiniz şekilde uzlaşma kültürüyle olur. Eğer gerçekten uzlaşma kültürünü içselleştirmişseniz -biz içselleştirmişiz ve buna inanmak istiyoruz Sayın Elitaş- gelin yarın bir araya gelelim, sayın grup başkan vekillerimizle birlikte sizler yine bir araya gelin, dört partinin de uzlaşabileceği, bütün memleket meselelerinin Mecliste çok rahat bir şekilde dile getirilebileceği bir İç Tüzük'te anlaşalım ve bunu sizden bekliyoruz, siz çok iyi bir insansınız Sayın Elitaş. Bu yüzden bu konuda...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Duy, duy, Özgür Özel, duy.
BAŞKAN - Sayın Elitaş, zabıtlara girsin diye mikrofonunuzu açtım.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Tamam, zabıtlara girsin ama burada... Ama Sayın Elitaş...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Serkan'ın "iyi" dedikleri bakanlıktan gitti yalnız!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Serkan'ın "iyi" dedikleri zaten doğru, Serkan'ın "kötü" dedikleri, bak, burada Osman Aşkın Bak kaç gündür sakin duruyordu, gitti.
BAŞKAN - Lütfen devam edin Sayın Topal, lütfen devam edin.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Şimdi, tabii, Mecliste bir kürsü boş kalacak, orada sürekli sataşıyordu bizimle, orada sandalye boş kalacak yani.
Şimdi, ama Sayın Elitaş, benim az önce kullandığım cümlenin altını doldurabilecek bir davranış sizden bekliyorum.
BAŞKAN - Sayın Topal, toparlar mısınız lütfen.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Ben sözlerimi son cümlelerle bitireyim.
Gerçekten de bir kez daha altını çizerek söylemek istiyorum: Uzlaşma kültürü milletin refahını, huzurunu yükseltir, ülkemizin, milletimizin ve devletimizin başarısını da yükseltir. Bu kavramları bir kez daha bu akşam düşüneceğinizi varsayarak ve inanarak ertesi gün yeni bir teklifle geleceğinizi umut ediyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN - Sayın Topal, teşekkür ediyorum.