| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi (2/1783) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 18 .07.2017 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
İç Tüzük değişikliğinin 8'inci maddesi hakkında söz aldım.
İç Tüzük'ün 63'üncü maddesindeki bir konuyu öne alma veya geriye bırakma önerilerinin konuşulma önceliği kaldırılıyor. Usul hakkındaki konuşmalar on dakikadan üç dakikaya indiriliyor.
Çok değerli arkadaşlar, ben milletvekili olduktan sonra en çok sıkıntı yaşadığım sorunlardan biri, biliyorum, arkadaşlarımızın çoğu da bundan rahatsız, dakikaya uymak; beş dakika, iki dakika, on dakika, yirmi dakika, bu dakikalara uymak. Çünkü bizler hepimiz Anadolu'nun farklı yörelerinden halkın temsilcileri olarak seçildik, Büyük Millet Meclisine geldik. Hepimizin bir hayali var, hepimizin bir hikâyesi var. Hepimiz Anadolu'nun farklı bölgelerinden, kimilerimiz dağlardan, kimilerimiz şehirlerden, kimilerimiz kasabalardan kalktık Büyük Millet Meclisine geldik. Niçin geldik? Milletimize hizmet etmek için. Bu hizmet çerçevesinde Büyük Millet Meclisinde de söz sahibi olmak istedik. Nedir? Bunlar işte, iki dakikada, beş dakikada bütün sözlerimizi söyleyip düşüncelerimizi aktarmak için.
Şimdi, bu yasayla birlikte muhalefet susturuluyor. Çok değerli arkadaşlar, şöyle bir etrafımıza bir bakalım. Muhalefeti olmayan hiçbir ülke başarılı olamamış ve var olamamış. En azından biz yakın komşularımıza bir bakalım. Bir Irak'a bakalım, bir Suriye'ye bakalım, bir Libya'ya bakalım. Muhalefet olmayınca, muhalefet susturulunca ülkelerin geldiği noktayı hepimiz görüyoruz.
Çok değerli arkadaşlar, dedim ya, hepimizin bir hikâyesi var. Bizler Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği ve vekâlet olarak vekâleti alıp Meclise gelen seçilmiş milletvekilleriz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir devleti var, bir de halkın seçtiği hükûmetler var.
Şöyle bir geçmişinize doğru bir bakın. Benim babam yoksul bir kişiydi, köyde yaşıyordu, altı köşeli şapkası vardı. Devletin kapısından içeri girdiği zaman o şapkayı çıkararak ve göğsüne dayayarak içeri girerdi. Bizler bazı şeyleri yaparken iyi düşünmeliyiz.
Şimdi, Başbakan açıklıyor, diyor ki: "Bu İç Tüzük'ü biz 2019'a kadar kullanacağız, onun için değiştiriyoruz." Böyle bir açıklama olamaz. Biz sorumluluk aldık, biz seçildik, bize oy verdiler. Bu devletin parasını alıyoruz, çocuklarımıza götürüp veriyoruz, buradan geçiniyoruz. Bunu hak etmeliyiz, konuşmalıyız, tartışmalıyız, ülkenin sorunlarını çatır çatır o Meclis kürsüsünde anlatmalıyız muhalefet partileri olarak, muhalefet milletvekilleri olarak. Ya, ben şimdi düşünüyorum, eğer biz konuşmazsak iktidar milletvekilleri yasanın maddesinin ne getirip ne götürdüğünü öğrenemeyecek, bilemeyecek; bırakın, bu hakkı elimizden almayın. Şu değişikliklere bakıyorsunuz, saçma sapan ya, mantık yok. Düşünün, ben buradan bir maaş alacağım, ailemi geçindireceğim, çocuklarımı geçindireceğim, borçluyum, taksitlerim var, gelirim belli, giderim belli, çocuğum üniversitede, çocuğumu okutmaya çalışıyorum, yanlış bir cümle kurdum, muhalefetim diye benim maaşım kesilecek. Yok böyle bir şey, dünyanın hiçbir yerinde yok. Böyle bir yasa da olmaz, böyle bir kanun da olmaz, böyle bir adalet de olmaz. Gelin, hep birlikte adaleti, hukuku tartışalım, şu ülkenin sorunlarını tartışalım. Her zamankinden daha çok birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var. "Bu terörü nasıl çözeriz?" Gelin, bunu tartışalım. Ekonomiyi konuşalım, işsizliği konuşalım. Asgari ücretle vatandaş geçinemiyor, emekli geçinemiyor. Turizm çökmüş. Tarım bitmiş, saman ithal ediyoruz, biz neyi konuşuyoruz burada? Muhalefeti nasıl sustururuz. Özellikle, iktidar milletvekillerine sesleniyorum: Elinizi vicdanınıza koyun, on beş yıldır bu ülkeyi yönettiniz, on beş yılda yaptığınız hizmetler nelerdir ve geldiğimiz durum nedir? Şöyle bir tarayın geriye doğru, şöyle bir gözden geçirin, bakın, geldiğimiz konuma bakın. Bir tane terör örgütü varken şimdi karşımızda 4 tane terör örgütü var. Esnaf bitmiş, çekler yazılmış, senetler protesto olmuş. Yabancı sermaye ülkeye gelmiyor. Üretim yok.
BAŞKAN - Sayın Tarhan, toparlar mısınız.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Son yıllarda bir tane büyük sanayi kuruluşu gelip Türkiye'ye yatırım yapmıyor. Bunun sorumlusu bizleriz, bunun sorumlusu yasa yapan bizleriz. Ülkenin önünü açmayan da bizleriz. Eğer biz burada hak, hukuk, adaletten bahsedeceksek, gelin, hep birlikte ihtiyacımız olan barışı konuşalım, kardeşliği konuşalım, adaleti konuşalım, üretimi konuşalım.
Bu 8'inci maddedeki on dakikanın üç dakikaya indirilmesi hiç doğru değildir, üç dakikada hiçbir madde anlatılamaz veya önerisini milletvekilleri dile getiremez, doğru olmadığını düşünüyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.