| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi (2/1783) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 18 .07.2017 |
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; hepinizi ben de saygıyla selamlıyorum.
Dört gündür devam eden çalışmalarınız ve emekleriniz için de her bir arkadaşıma ayrı ayrı ben canıgönülden teşekkür ederim.
Üzülerek söylüyorum, farklı sebeplerden dolayı dört günden sonra ilk defa bugün katıldım ama Komisyonun şu mevcut hâline, birbirleriyle iletişimsizliğine, dağınıklığına, bu saatlere kadar çalışıp verimsiz sonuçlar almasına, aslında hiçbir sonuç alamamasına gerçekten üzülüyorum. Yani kısaca özetleyeyim, hadsizlik de yapmak istemiyorum ama sordum "Hiçbir değişiklik yapıldı mı bunca sürede devam eden tartışmalar, görüşmeler üzerine?" dediğimde, hiçbir değişiklik yapılmadığı yönünde bilgi aldım Genel Sekreter Yardımcımızdan. Şimdi, muhalefet konuşuyor, aslında karşı olduğu bir durum var ama ne konuşursa konuşsun karşıda bir duvar var, iletişim yok, iletişim sıfır, bilgi alışverişi, alma verme, birbirlerine bir şey katma hiçbir şey yok, ülkenin hâli gibiyiz, ülkenin de siyaseti gibiyiz, genel tablo da böyle maalesef. Hani yukarıda siyasiler genel anlamıyla tartıştığında tartışmalar boyutlandıkça bu tabana çok daha ciddi yansıyorsa buradaki hâl de ortada, hiçbir iletişim yok, hiçbir alışveriş yok, hiç birbirini dinleme yok, dinleme ihtimalî de yok zaten şu saatte yorgunluktan, bunca zaman çalışmaktan dolayı, çok sağlıksız bir ortamda sadece zaman öldürmeye çalışıyoruz. Sayın Başkan da "12'nci maddeyi bitireceğiz kaça kadar biterse." dedi. Mesela, ben şimdi konuşmayı bıraktım, arkadaşlar da konuşmalarını çektiler, hop 12'nci madde, gider eve yatarız. Bir değişiklik var mı? Yok. Sabaha kadar konuşsak, 12'nci maddeyi bitirdiğimizde birbirimizi ikna edeceğimiz, dinleyeceğimiz bir ortam var mı? Yine yok, şu anki konuşmamın karşılığında hiçbir şeyin olmadığı gibi. Ama şimdi "Bu işi hızlı gidelim diye yapıyoruz." diyorsunuz ya, Meclis hızlı çalışsın diye yapıyorsunuz, sayın Elitaş kürsüden bizzat adımı kullanarak teşekkür etti bir gece sabaha doğru. O gece 41 uluslararası sözleşmeyi geçirmiştik, gruplar arasında uzlaşma vardı, en yakın tanığı olduğum bir uzlaşma. 41 uluslararası sözleşme geçirilmişti, Meclis tarihinde rekordu. Neydi? Uzlaşma vardı çünkü. Uzlaşma olduğu zaman Meclis daha hızlı hareket edebiliyor, daha rahat sonuç alabiliyor. Ama bu tip iletişimsizlik hâlinde taraflar birbirini gerdikçe geriyor ve gerçekten havanda su dövme boyutuna geliyor şu an olduğu gibi.
Ben konuşmamı uzatmayacağım ama sadece şöyle tamamlamak isterim: Sonsuza kadar iktidar olmayacaksınız, üç yıl sonra, 2019'da ya da başka bir zaman mutlaka iktidarınız değişecek, muhalefette olacaksınız, belki de olmayacaksınız, belki biz olacağız olmayacağız ama bunun bir garantisi yok. Ama şu yapmaya çalıştığınız şey size de bir gün ihtiyaç olacak ve gerçekten başınıza vuracaksınız, kafanızı döveceksiniz "Biz nasıl böyle bir şey yaptık?" diye. Çünkü milletvekili arkadaşlarım örnekler verdi, o tecavüzcüsüyle evlendirilme yasasında çok değişik bir oylama yöntemiyle ertesi güne kaldı muhalefet sayesinde, toplumsal tepkiyi gördünüz ve o imza sahibi arkadaşlar bile utanarak beyanlarda bulunmuşlardı. Hani muhalefeti tamamen susturduğunuzda, Meclise sokmadığınızda, söz hakkı vermediğinizde ülke iyiye gitmez, bu ülke doğru yönetilmez. Ülkenin iyiye gitmesi, doğru yönetilmesi için muhalefeti de dinleyin. Yüzde 51 alan ya da 50+1'i alan her şeyi alır ise, geri kalan kısmı yok sayar ise bu ülke geri dönülmez bir psikolojik uzaklaşmaya döner, daha sonra ayrılık büyür, çatışma büyür. Biz burada birbirimize bu hâldeyken ülkenin genel siyasi tablosuna da buranın benzer olması çok normal, önce birbirimizden başlamalıyız.
Ben beşe, altıya kadar da uzatırım sordum "Sınırlama var mı?" diye, o da yok; siz de dersiniz ki: "Toparlayın lütfen." ya da "Komisyon gündemine hâkimdir." Hani böyle de tanınıyorsunuz "Kim?" dediğimizde. Ben sizi çok iyi biliyorum, komşuyuz ama "Toparlayın lütfen." dediğinizde "Hıhı." diyorlar mesela, Komisyon hep böyle yürüyor; "Toparlayın lütfen, Komisyon gündemine hâkimdir." ama gerçekten sonuç alamıyoruz, yazık diyorum bu ülkeye. Genel anlamıyla ne desek boş. Şimdiye kadar dört gündür konuşulmuş.
Teşekkür ediyorum sabrınız için, daha fazla da uzatmayacağım ama bu hâl gerçekten hâl değil.