KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tabii, sunum için teşekkür ediyoruz.

Sunumda belirtildiğine göre de ülkemizde 109.549 dernek bulunmakta olduğunu söylediler. Benim bu konuda kendilerine sormak istediğim bazı sorular var. Bu derneklerden kaç tanesi yurt işletmeciliği yapmaktadır? Deniz Hanım da sormuştu, ben de aynı şekilde soruyorum; siz de herhâlde bir cevap verdiniz. Aynı zamanda, bu yurtlarda kaç öğrenci barınma hizmeti almaktadır? Derneklere ait bu yurtlarda ilk ve ortaokul düzeyinde kaç öğrenci bulunmaktadır?

Aynı şekilde, geçen hafta Komisyona bilgi veren Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, Komisyonda, özel yurtlarla ilgili yönetmeliğin 2004 yılında çıkarıldığını anlatırken "İçişleri Bakanlığı yetkisinde kurulan dernekler, Vakıflar Genel Müdürlüğü çerçevesinde kurulan vakıflar, isterlerse tüzel kişilik olarak 652 sayılı Yasa dayanağıyla, güvenlik sorunu yoksa özel eğitim kurumu açabiliyorlar. Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü 24 bin kurumu olan, 4 bine yakın yurdu olan, 20 bine yakın özel okul dershanesi olan büyük bir yapı. 20 binin çalışma ruhsatı da İçişleri Bakanlığına ait. Özel yurtları açma izni Bakanlıktan, çalışma ruhsatı da belediyelerden veriliyordu." diyor. Ne zamana kadar? "2016 yılına kadar bu izinleri İçişleri Bakanlığı ve ruhsatı da belediyeler veriyordu." diyor. "2016 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bütün yetkileri tek merkezden yürütme kararı aldı." diyerek konuşmasını sürdürüyor ve dolayısıyla da ben şimdi şunu sormak istiyorum: 2004 yılından 2016 yılına kadar gelinen süreçte İçişleri Bakanlığı, vakıflara veya derneklere ait kaç yurtta denetim yaptı? Sonuçları ne oldu? Bakanlıklar arasında yaşanan bu karmaşaya son vermek için neden on iki yıl boyunca beklendi? Ben derneklerden sorumlu daire başkanımızdan bu konuda cevap bekliyorum. Gerçekten, buradaki Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Sayın Kemal Şamlıoğlu'nun Komisyonda anlattıklarına göre 2016 yılına kadar bütün sorumluluk İçişleri Bakanlığındaydı, "2016'da biz Millî Eğitim olarak bu sorumluluğu üzerimize aldık, tek bir merkezde toplanarak bunların denetimini daha iyi yapalım anlamında 2016'da sorumluluğu üstlendik." diyor. Ama o zaman, İçişleri Bakanlığı 2016 yılına kadar bütün bu vakıflara ait, derneklere ait yurtlardan sorumluydu demek ki. Dolayısıyla, bu sorumluluğu gerçekten layıkıyla yerine getirdi mi İçişleri Bakanlığı? Bunların denetlemelerini gerçekten yaptı mı? Bu denetimler sırasında bu yurtlarda kalmaması gereken öğrencilerin kaldığının tespitlerini yaptı mı? Aynı zamanda, bu denetimler sırasında o derneklere veya vakıflara ait kaç tane yurtta eksiklik tespit etti? Kaç tanesinin kapatılması kararını verdi? Bu konuda sizlerden bilgi rica ediyorum.

BAŞKAN - Yılmaz Bey, cevap vermeden önce... Sizin okuduğunuz tutanaktı değil mi Sayın Yalçınkaya?

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Evet, evet.

BAŞKAN - Belki tutanakta Kemal Bey'in şeyi olmuş olabilir de orada şu var: 2004'ten 2016'ya kadar tüm yetkileri Millî Eğitim Bakanlığına geçmeden önce -yanlış hatırlamıyorsam, burada da zaten öyle yazıyor- yurtların açılması ve işletilmesi Millî Eğitim Bakanlığının iznine tabiydi, ruhsat verilmesi belediyelere tabiydi. Şu anda Millî Eğitim Bakanlığı her ikisini de kendine aldı. Belki orada bir dil sürçmesi olabilir ama resmî olarak yurtların açılması ve işletilmesi Millî Eğitim Bakanlığının iznine tabiydi. 2016 yılı Aralık ayında yapılan düzenlemeyle, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı önce belediyelerdeyken şu anda o da Millî Eğitim Bakanlığına geçti. Oradaki metinde belki Kemal Bey bir yanlış ifade kullanmış olabilir ama ben onu bir düzelteyim çünkü hepimiz o sunumda buradaydık. Bakıyoruz, doğru olan, yine, herhâlde Yılmaz Bey de aynı şeyi söyleyecektir, Millî Eğitim Bakanlığındaydı. Aslında, yurtların açılması noktasında, biz geçen haftaki sunumda Millî Eğitim Bakanlığının tam yetki alma kararı aldığını 2016 yılının Aralık ayındaki kanunla birlikte görüyoruz.

Onun dışında, yine, Millî Eğitim Bakanlığı... Bilgi olması anlamında, zaten geçen haftaki sunum tüm üyelerimize mail atılmış, o gün toplantıya katılamayan üyelerimize de şu an itibarıyla atıldı herhâlde. Bir dahaki sefere, mail ortamında her toplantı sonucundaki sunumları atalım.

Sorduğunuz sorunun cevabı var, belki Yılmaz Bey bilmiyordur diye söylüyorum: Ortaöğretim derneklerinin yurt sayısı 2.150, derneklerin yükseköğretim yurt sayısı 339 yani toplam 2.489 tane yurt, dernekler tarafından açılmış Sayın Yalçınkaya. Bu da yine, sunumun içinde var, belki rakamları Yılmaz Bey bilmiyordur diye ben size aktarıyorum. Dernekler var, şahıslar var, şirketler var; yurt açan dört kalem var, dört kalemin ayrı ayrı rakamları şöyle bir tabloyla zaten sunumda verilmiş. Onu mail ortamında da göndermiş olduk.

Sorularınızın geri kalan kısmına yine Yılmaz Bey cevap verebilir.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Yine aynı şekilde, geçen hafta Sayın Şamlıoğlu'nun değerlendirmeleri sırasında, Aladağ'daki faciayı anlatırken "Kaymakamlık denetim yaptı ve eksiklikleri tespit etti. Yönetmeliğin 45'inci maddesine göre kapatmak zorunda yani ruhsatını iptal etmek zorunda." dedi. Yani, İçişleri Bakanlığına bir sorumluluk yüklüyor. Dolayısıyla, hem "Bizde bütün yetkiler." diyor ama aynı zamanda da İçişleri Bakanlığına bir sorumluluk yüklüyor çünkü diyor ki: "Kaymakamlık denetim yaptı ve eksiklikleri tespit etti, yönetmeliğin 45'inci maddesine göre de kapatmak zorunda yani ruhsatını iptal etmek zorunda." Demek ki çocukların barındığı dernek yurdunda kaymakamlıkların da bir denetim yapma yetkisi var. Dolayısıyla, o zaman hem İçişleri Bakanlığının hem de Millî Eğitim Bakanlığının bu uygulamada ortaklaşa bir çalışma içerisinde olduğu görünüyor. Yani, ben o nedenle, İçişleri Bakanlığının da bu konuda, dernekler anlamındaki denetimlerini hangi sıklıkla yaptığını, yapılan denetimlerde ne eksiklikler görüldüğünü ve görülen eksiklikler üzerine de kaç tane yurdun kapatıldığını sormuştum. O konuda da en azından bir bilgi vermesini rica ediyorum.