KOMİSYON KONUŞMASI

EKMELEDDİN MEHMET İHSANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, şimdi burada tartışma çok önemli ve bu tabii bizim sıkıntılarımızı, kusurlarımızı da açığa çıkarıyor. Türkçe bilim diliydi, sonra bilim dili olmaktan çıkarıldı. Maalesef bu, son yirmi otuz sene içerisindeki yöneticilerimizin hatasıdır ve belli bir ekolün yüksek eğitime hâkim olmasıdır. Yoksa Türkçe mükemmeldi, 1920'lerde, 1930'larda Darülfünun'un kitapları, bütün İslam dünyasında bilim Türkçe olarak kullanılmaktaydı ama geçelim orasını biz şimdi Türk Japon Üniversitesini konuşuyoruz.

Bu üniversite doğru mudur? Doğrudur. İhtiyacımız var mı? Vardır. Bu üniversitede eğitim dili İngilizcenin dışında bir dilde olabilir mi? Olamaz. Bu da bir realite, o zaman ne olacak? İngilizce olacak. Çünkü, Türkler var, yabancılar var, Japonlar var, şu bu falan. Japonca yapamazsınız bizim öğrencilerimiz Japonca bilmiyor; Türkçe yapamazsınız karşı taraf bilmiyor, vesaire. O zaman mecbursunuz İngilizce yapmaya. Ama her gün siz bir Türk Japon Üniversitesi kurmuyorsunuz. Belki bu tarihî bir idealdi. Bizim Japon hayranlığımız Rus-Japon savaşından itibaren başlamıştır, yüz on senelik bir Japon hayranlığımız vardır, hem Osmanlı zamanında hem Cumhuriyet devrinde. Onun için burada yapılması gereken husus, bütün bu realiteleri göz önünde bulundurarak Japonca eğitiminin teşvik edilmesi yani buradaki anlaşmayla hem Türkler için Japonca eğitimin teşvik edilmesi veyahut da ona ait bir hüküm koyulması, hem de öbür yabancılar için onların da Türkçe öğrenmesi. Böyle bir şey olursa, o zaman hakikaten bu üniversite hedefi en güzel şekilde gerçekleşir. Onun için bunu biraz teemmül edelim, tartışalım, acele etmeyelim ve YÖK'ümüzden böyle bir madde, bir paragraf, bir fıkra yani bir tedbir ifade eden bir fıkranın ilave edilmesini de teklif ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.