KOMİSYON KONUŞMASI

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok değerli Komisyon Başkanım, çok değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli çalışma arkadaşlarım; hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.

Benim için bugün ayrı bir mutluluk. Bir zamanlar üyesi olmaktan dolayı son derece büyük mutluluk duyduğum, gurur duyduğum Komisyonumda bugün sunum yapmış olmak, sizlerle Ekonomi Bakanlığının bir kanun tasarısını görüşüyor olmak benim için ayrı bir mutluluk. Bunu da belirtmek istedim.

Sayın Başkanımızın da altını çizerek söylediği gibi -serbest bölgelerin kurulmasıyla ilgili süreci anlattılar- 1980 yılında 24 Ocak kararlarıyla uygulanmaya başlanan, ekonomide dışa açılma, liberalleşme, uluslararası sermaye yatırımları için teşvik edici politikaların uygulandığı, daha güvenli ve istikrarlı iş ortamının tesisinin, daha az bürokrasinin hedeflendiği bir anlayışla serbest bölgeler kuruldu. O tarihten bu yana serbest bölgelerimizle ilgili uygulamalar, düzenlemeler yapıldı ve küresel ticaretteki gelişmelere uygun olarak düzenlemeler yapıldı. 2004 yılında bazı değişiklikler yapıldı, 2008 yılında bazı değişiklikler yapıldı ama genelde bizim Türkiye olarak serbest bölgelerle ilgili şöyle bir, yanlış demeyeyim de belki erken bir ana politikamız oluştu. Bu politika da şöyle: "Türkiye Avrupa Birliğine girecek, Avrupa Birliğine girecek olan Türkiye'nin... Veyahut da Avrupa Birliğinde serbest bölgeler yoktur, onun için serbest bölgelerden tedricen vazgeçelim. Böyle bir şeyden artık yavaş yavaş biz çıkalım." anlamında oluşmuş olan genel bir politika çerçevesinde hareket edildi. Hâlbuki bu süreçte dünyada serbest bölgelerle ilgili çok başka boyutlara geçildi. Dünyada ilk anlayışı olan 1'inci nesil serbest bölgelerden bugün herhâlde 4'üncü nesil, 5'inci nesil serbest bölgelere doğru gelindi. Biz bu çekinceden dolayı serbest bölgeleri biraz böyle arka plana attık. Hâlbuki dünyadaki bu serbest bölgelerle ilgili gelişmelerin yanında Avrupa Birliğine giren bazı ülkeler -bunda Portekiz ve İrlanda gibi- Avrupa Birliğine girerken serbest bölgeleri otuz yıl, kırk yıl, elli yıl geleceğe taşıyabilecek uygulamaları da dikte ettirerek, bunu da koyarak devam ettiler. Bu anlamda biz serbest bölgeleri biraz ihmal ettik diye altını çizerek burada bunu bahsetmek istiyorum.

Sayın Başkanımızın bahsettiği gibi de bu Serbest Bölgeler Kanunumuzu tek tek, madde madde, burada, sizlerle beraber Komisyonumuzun takdirlerine arz edeceğiz, tartışacağız, konuşacağız. Sizlerin bu konudaki görüşleriyle beraber en son hâlini, final hâlini vereceğiz ama bu arada, Türkiye İhracatçılar Meclisiyle ilgili de bazı ihtiyaç duyulan düzenlemeleri de yine Komisyonumuzun takdirine arz etmiş olacağız.

Bugün ele alacağımız tasarımızın 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nda değişiklik yapılacak hükümlerinde ele alacağımız maddeleri başlıklar hâlinde veyahut da konuları itibarıyla sıralayacak olursak, serbest bölge ilan edilen yerlerde yapılacak kamulaştırmalarda acele kamulaştırma usulünün kullanılabilmesi, bugün bu Türkiye'de birçok kurumun, birçok alanda hızlı hareket edebilmek anlamında, spekülasyonları engelleyebilmek kastıyla da kullanılan bir yöntem olarak uygulanıyor. Kamulaştırma bedeli ve bu esnada ortaya çıkan masrafların serbest bölgeyi kurup işletmeye talip olan işletici şirket tarafından karşılanmasını, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlarda, buralardaki bina ve tesislerden kiralama yoluyla yararlanılabilmesine yönelik mevcut uygulamanın kanuna eklenmesini, serbest bölge teşviklerinden yararlanmayan kullanıcılar ile işletici şirketin 3218 sayılı Kanun kapsamında yararlanılmayan vergi ve vergi dışı teşviklerden yararlanmalarının sağlanmasını arz edeceğiz.

Bölge içi satışlarda özel hesap ücreti tahsilatı esaslarını netleştirmek. Burada, yapılan denetimlerde, incelemelerde tereddüde yol açıyordu ve eleştirilere sebep olan bir uygulamaydı, bunu arz edeceğiz Komisyonumuza.

Bölge içi özel hesap ücreti oranlarının stratejik büyük ölçekli veya öncelikli yatırım olarak belirlenen yatırımlarda bölge sektör faaliyet alanı veya yatırım türü itibarıyla Bakanlar Kurulu kararıyla farklılaştırılabilmesi yetkisini gündeme getireceğiz. Mevcut işleticilerde sözleşme süresinin uzatılması ve yeni işletici belirlenmesinin usul ve esasa bağlanmasını, yurt dışında serbest bölgeler kurulmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi ve buralarda yatırım yapacak Türk şirketlerine verilecek devlet yardımlarının belirlenmesinde Bakanlar Kuruluna yetki verilmesini, lojistik ve benzeri hizmetlere gelir ve kurumlar vergisi istisnası sağlanmasını, Bakanlar Kurulunun serbest bölgelerde tüm imalatçıların stopaj istisnası için sağlaması gereken yüzde 85 ihracat şartının yüzde 50'ye kadar indirme yetkisini stratejik, büyük ölçekli veya öncelikli yatırımlarda bölge sektör ve faaliyet alanı itibarıyla farklılaştırılmasının ve kademelendirilerek kullanılmasının sağlanmasını da Komisyonumuzun takdirlerine arz edeceğiz.

Bu çerçevede, söz konusu tasarı sayesinde, serbest bölge işleyiş sorunlarının giderilmesini, serbest bölgelerin yatırım yeri olma statüsünün kuvvetlendirilmesini, stratejik öncelikli veya büyük ölçekli yatırımların serbest bölgelere çekilebilmesini, serbest bölgelerin ülkemizin lojistik potansiyeline katkısının artırılmasını da hedefledik. Ayrıca, kanun taslağının, 637 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik yapacak hükümlerindeyse -ki bu Ekonomi Bakanlığının kuruluş kararnamesi- ihracata yönelik devlet yardımları kapsamında DFİF'den, Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'ndan yapılan fazla veya yersiz ödemelerin, ödemeye aracılık eden kurum ve kuruluşlar yerine bizzat destekten yararlanan kişilerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un hükümlerine göre tahsil edilmesine öncelik verilmesini, Bakanlığımızın yurt dışı teşkilatına gönderilen görevlerin daha verimli ve etkin bir şekilde yerine getirilmesinin sağlanması amacıyla yurt dışı görevlendirmelere ilişkin süre kayıtlarını ve buna yönelik düzenlemeleri de Komisyonumuzun takdirlerine arz edeceğiz.

Diğer taraftan, kanun taslağının 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da değişiklik yapacak hükümlerindeyse de Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İhracatçı Birliklerinin Anayasa Mahkemesince hükmolunan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu statülerinin kuruluş kanununda tanımlanmasını da bu vesileyle sağlamış olacağız.

Anılan statünün bir sonucu olarak TİM ve Birlik organlarının üyeleri ile personellerinin görevleriyle ilgili işledikleri suçlar nedeniyle kamu görevlisi gibi cezalandırılmasını, TİM ve Birlik organlarının hangi durumlarda görevlerine son verilebileceği ve faaliyetten men edilebileceği hususlarının belirlenmesi, İhracatçı Birlikleri Genel Kuruluna, tahsili imkânsızlaşan, tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla olduğu alacaklarının takibinden vazgeçme veya ölen, ticareti terk eden veya birliğe olan borçlarını mücbir sebep nedeniyle ödeme güçlüğünde olan üyelerin borçlarının affı ve yeniden yapılandırılması yetkisinin verilmesiyle uygulamada ciddi sıkıntılara yol açan bahse konu hususun çözüme kavuşturulmasını; TİM ve Birlik denetim kurullarının TİM Birlik Genel Kurulu tarafından ibra edilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmasını; TİM ve Birlik personel giderlerine ilişkin kanunda yer alan mevcut hükümde bölgesel bazda hizmet veren birlikler için bir istisna tanınması, sektör kurulları ve sektörler konseyine ilişkin yapısal revizyon yapılması hususlarına ilişkin düzenlemeleri de Komisyonumuzun takdirlerine arz etmiş olacağız.

Sayın Başkanım, çok değerli Komisyon üyelerimiz; kanun tasarımızla, serbest bölgelerin uluslararası yatırımların çekilmesi ve diğer taraftan bazı ek düzenlemeleri de böylelikle Komisyonumuzun takdirlerine arz etmiş olacağız.

Ben tekrar bu çalışmanın hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını dileyerek sizleri saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyor ve çok teşekkür ediyorum.