| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/752) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 09 .08.2016 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, öncelikle, gerek iktidar partisi milletvekillerimizin gerekse muhalefet partileri milletvekillerimizin yaptığı eleştirilere, görüş, öneri ve katkılara teşekkür ediyorum. Zaten Komisyon çalışmalarımızın da amacı, bu tasarının daha da geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve Genel Kurula bu şekilde gönderilmesi.
Tabii, burada yapılan düzenlemede temel amaç, Türkiye'de tasarruf oranlarını yukarı çekmek. Hep beraber zaman zaman bütçe görüşmelerinde de gündeme geliyor, ekonomiye ilişkin ifade ettiğimiz temel hususlardan bir tanesi, Türkiye'deki tasarruf oranlarının yetersizliği ve bunların farklı yöntem ve araçlar kullanılarak yukarıya çekilmesi. Hükûmet olarak gerek kalkınma planında gerekse yıllık programlarda, öncelikli dönüşüm programlarında yöntemlerden bir tanesi olarak da bu otomatik katılıma dayalı bireysel emeklilik sistemini daha önce zaten açıklamıştık, bu çerçevede çalışmalar yapıldığından da bahsetmiştik. Farklı ülke uygulamalarından yararlanılarak Hazine Müsteşarlığı tarafından bir tasarı hazırlandı, burada ilgili sivil toplum örgütleriyle de zaman zaman bu konuda görüş alışverişinde bulunuldu.
Bugün sizin huzurlarınıza gelen tasarıyla ilgili olarak temelde meseleye bakacak olursak on yıllık bir süreçte Türkiye'deki tasarruf oranlarına katkı yapacak bir düzenleme olduğuna inanıyoruz. Sadece ilk yılda, 2017 yılında oluşacak tasarrufun millî gelire oranının ilk bakışta düşük gözükmüş olması... Sayın Kuşoğlu'nun ifade ettiği binde 3'ü tabii ben hesaplamadım, ne kadar doğrudur onu bilmem ama burada zaten stok yıllar itibarıyla birikecek, büyüyecek. Yani, ilk yıl için binde 3 dediğimiz oran, on yıl sonra belki de yüzde 1'leri aşacak. Bugün nasıl, bakın, demin konuşmamda da ifade ettim, 2013 yılında bireysel emeklilik sisteminde toplanan fonların, tasarrufların millî gelire oranı yüzde 1,7'yken üç yıllık bir süreçte bu yüzde 2,5'e çıktı yani 0,8'lik bir tasarruf artışına neden oldu. Onun için, önemli bir yasayı görüşüyoruz, Türkiye'de tasarruf oranlarına orta ve uzun vadede katkı yapacak bir tasarı. Burada toplanacak fonlar Türkiye'deki bu mevzuat çerçevesinde uygun yerlere plase edilecek. Arkadaşlardan ve anlatımlarından benim anladığım, buradaki sigorta şirketleri âdeta bir noktada kaynakları toplayacak, sonra ilgili bu fonların değerlendirebileceği alanlarda bu fonları değerlendirecek. Yani, bir noktada fon işleticisi durumunda, buna karşılık olarak da işletim ücretini alacak. Onun için, burada toplanacak bütün kaynak, ekonomimizin orta ve uzun vadeli hedeflerine bir kaynak oluşturacak. Çok güzel ifade edildi, hani yüzde 4'lük bir tasarruf oranı yüzde 1'lik bir millî gelir artışını ifade ediyor. Çok önemli yani burada bizim hep beraber iktidarıyla muhalefetiyle tasarruf oranlarını yukarıya çekmek için gayret sarf etmemiz lazım çünkü gerçekten Türkiye'nin bugün daha yüksek büyüme oranlarına ihtiyacı var, daha yüksek büyüme oranlarını gerçekleştirmek zorundayız.
Herhangi bir şekilde burada toplanan fonların sigorta şirketleri tarafından değerlendirilmesi noktasında, sigorta şirketlerinin yerli veya yabancı şirket olmasını açıkçası çok fazla önemsememek gerektiğini düşünüyorum. Biz, global ekonomiye entegre olmuş, uluslararası ekonominin içerisinde daha fazla Türkiye'ye uluslararası doğrudan sermayeyi çekmek isteyen bir ülkeyiz. Bir ülkeye ne kadar daha fazla uluslararası doğrudan sermaye gelirse o ülkede büyüme artar, bütün uluslararası çalışmalar da bunu gösteriyor. O açıdan burada yapılan düzenlemenin... Başka düzenlemelerde de zaman zaman gündeme geliyor yani kapalı bir ekonomi değiliz artık, açık ekonomi içerisinde serbest piyasa ekonomisine dayalı bir ekonomi politikasını uygulayan bir Hükûmetiz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Moody's önemli o zaman?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Önemsiz demiyoruz ki, siz de önemlisiniz, Moody's de önemli, herkes önemli.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Kim oluyor?" falan diyorsunuz ya.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok öyle bir şey demiyoruz, herkes önemli. Hep beraber burada ülkenin büyümesi için, kalkınması için mutlaka serbest piyasa ekonomisine dayalı dışa açık ekonomik modeli daha fazla geliştirmemiz lazım, bunu özellikle belirteyim.
Onun için, burada önemli konulardan bir tanesi de zorunlu bir tasarruf aracı olarak niteliyoruz, doğru, ilk iki ayda, iki aylık süreçte katılımcı açısından bir düşünme süresi veriyoruz. Ama, iki ayın sonunda kişi isterse sistemden o iki aylık süreçteki sisteme bırakmış olduğu tasarrufun da nemasıyla beraber geri alma imkânına kavuşuyor. Yani, burada şu önerilere ve görüşlere katılırım: Hani tasarrufu tüm toplum katmanlarına yayalım, farklı gelir gruplarına mensup kişilerin farklı yöntemlerle tasarruf etmesini sağlayalım. Ama, önemli toplumsal kesimlerden bir tanesi de çalışanlar, burada tasarrufun yaygınlaştırılması noktasında çalışanlar bireysel emeklilik sistemi içerisinde gönüllülük benim bildiğim daha çok çalışanların tercih ettiği bir sistem. Onun için, burada sadece çalışanlara dönük bir sistem olarak planladık ama bireysel emeklilik sisteminin genelinde zaten tüm toplum katmanlarına açık olduğunu da ifade edeyim.
Doğrudur, bizim geçmişte maalesef zorunlu tasarruf uygulamalarına ilişkin performansımız, hafızamız iyi değil. Yani, geçmiş uygulamalarda hep kamunun kontrolü altında olan, kamu tarafından yönetilen, kamu tarafından yönlendirilen zorunlu tasarruf uygulamaları neticede gerçekten tasarruf sahiplerinin aleyhine işledi. Ancak, burada getirilen sistemin temel vasfı hiçbir şekilde burada toplanan tasarrufun yönetimi ve yönetilmesi konusunda bir kamu müdahalesi söz konusu değil. Tamamen sigorta şirketleri piyasanın öngördüğü yatırım araçlarını seçme konusunda serbestler. O açıdan, önceki hafızamızda kalan tasarruf yöntem ve araçları ile bunun farklı olduğunu da özellikle ifade etmek isterim.
Arkadaşlara demin sordum, "Nedir burada, geçmişe dönük istatistikler bize ne gösteriyor?" diye. Tasarrufu ne kadar uzun vadede sistemde tutarsanız o takdirde getiri diğer tasarruf araçlarına göre daha fazla oluyor. Yani, arkadaşlarımın on yıllık bir vadede çıkarmış oldukları istatistiği söylüyorum: On yıllık bir vadede tutulan bir tasarruf eğer mevduat olarak tutulursa bakın, mevduat olarak tutulan tasarruftan daha fazla bir getiriyi elde edebiliyor. Fakat, buna beş yıllık, üç yıllık veya yıllık olarak baktığınız zaman, bu defa diğer yatırım araçlarına göre, diğer yatırım araçlarına getiri eğrisinde olumlu veya olumsuz gerçekleşmeler meydana gelebiliyor. Şimdi, ben buna baktığım zaman ben bunu normal karşılıyorum.
Bireysel emeklilik sistemi zaten kısa vadeli bir enstrüman olarak bakılmaması gereken bir enstrüman. Aslında, bireysel emeklilik sisteminin temeli bir emeklilik rejiminin bir parçası olarak uzun vadeli bir tasarruf yöntemidir. Onun için, burada bireysel emeklilik sisteminin -arkadaşların verdiği istatistiklere dayanarak söylüyorum- kısa vadede yani her hâl ve takdirde diğer yatırım araçlarına göre getirisinin düşük olduğu şeklinde bir algı var hepimizde. Ama, ortaya konulan göstergeler, sisteme girenler eğer sistemde uzun vadede kalırlarsa ki sistemin aslında temel parametrelerinden bir tanesi bu, o takdirde sistemden elde ettikleri getiri diğer yatırım araçlarından elde ettikleri getiriden daha fazla; ilgili arkadaşlar, teknik açıklamalarda da bunu ortaya koyarlar.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, ben de bir şey sorabilir miyim yani şeyinizi bozmadan. Burada yani son derece önemli bir sistemden bahsediyoruz ama sistemin ve fonun işlerliğinin sağlanması önemli. Mesela, düzenlemede bir kere çıkışla ilgili zaten iki ay bir süre veriliyor, sonrasındaki, sağlık ve ölüm sebebinin dışında çıkışın ortadan kaldırılması ve buna rağmen çıkışlarda ise oradaki yapılan ödemelerin sistemin içerisinde, on yıllık süre içerisinde tutulması lazım ki fonda bir istikrar sağlanabilmiş olsun.
İki: Bir de bu mesela 45 yaş altıyla bunu zorunlu hâle getiriyoruz ama zaten tasarruf eğiliminin düşük olduğu bir yaş grubu 45 yaş yani bu biraz daha yukarıya çıkarılamaz mı?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sanki bana tasarruf eğiliminin yüksek olduğu bir yaş gibi geldi ama.
BAŞKAN - Değil, değil.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Öyle mi?
Şöyle: Sayın Başkanım, öncelikle, burada sistemin içerisinde iki aylık süreçten sonra gönüllü olarak sisteme devam etmek istese bile bireysel emeklilik sisteminin genel kurallarına uygun olarak istediği bir zamanda ara ödemeleri yapmayabilir, çıkabilir, dolayısıyla burada bir serbestiyet var.
BAŞKAN - Serbestiyet kaldırılabilir mi anlamında soruyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle aslında: Demin çok güzel ifade edildi hani zorlayıcı değil, teşvik edici olmalıyız diye. Biz burada sistemde zorunlu olarak sonuna kadar kalmak gibi bir zorunluluğu getirmiyoruz, tam tersine, sayın muhalefet milletvekillerimizin de işaret ettiği gibi, sistemde uzun vadede kalmayı teşvik edici yöntemlerle uzun kalmayı yönlendirmeye çalışıyoruz. Yani, sistemde uzun vadede kalırsanız ilave bir maktu tutar veriyoruz, sistemde kalıp emekli aylığı sistemine geçerseniz ilave yüzde 5 prim veriyoruz. Dolayısıyla, burada getirilen uygulamanın bizim önceden bildiğimiz klasik zorunlu tasarruf uygulamalarından çok farklı olduğunu, kişiye bir deneme süresi yani iki aylık bir deneme süresi verdiğimizi; kişi iki aylık bir deneme süresinden sonra sistemden çıkma imkânına sahip; bunlar çok önemli düzenlemelerdir.
ERHAN USTA (Samsun) - Deneme süresinden sonra...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle: Hani bu uygulamanın yapıldığı ülkelerdeki örneklere baktığımız zaman, gerçekten burada insanlar sistemde kalmayı tercih ediyorlar.
Ben bütün eleştiri, görüş ve önerilere teşekkür ediyorum. Son olarak notlarımın arasında müsteşarlığa verilen bir yetki var. Burada arkadaşlara "Teknik olarak nedir bu mesele?" diye sorduğumda, şu anda zaten BES sistemi içerisinde sistemi yürüten sigorta işletmeleri var, bunlarla ilgili olmak üzere yine aynı işletmelerle ilgili olmak üzere bu sisteme uygun şekilde altyapı yani bu sistemin gerektirdiği teknik altyapıya sahip olan sigorta şirketlerini bu şekilde sistemde belirleme yetkisi alınıyor. Hiçbir şekilde bu yetkinin hani keyfî bir şekilde belli sigorta şirketleri üzerinde kullanımı asla söz konusu değil. Ama, bu sistem biliyorsunuz bireysel hesaba dayalı bir sistem olduğu için, bu izlemeyi yapacak altyapının da sigorta şirketleri tarafından sağlanıyor olması lazım.
Sayın Başkan, sayın vekillerim; bütün görüş ve öneriler çerçevesinde inşallah maddelere geçildiğinde maddelerle ilgili de teknik açıklamaları ayrıca yaparız.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.