KOMİSYON KONUŞMASI

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Yurt dışında 160 merkezde ticaret müşavirlikleri olarak görev yapıyoruz. 160 merkezin 133 merkezi dolu ama 160 merkezde 250 kadromuz var. 250 kadronun 139'u dolu, 111'i boş. Yani, merkezlerde o kadar boşluğumuz yok, sadece 25 tane merkezde fiilen boşluğumuz var ama boş olan ülke hemen hemen yok. Amerika'da 5 yerde varsa 3 tanesinde doluyuz, 2'sinde boşuz. Almanya'da 6 yerde varsak 4 tanesinde doluyuz, 2 tanesinde boşuz gibi; yani, ülke anlamında boşluk yok.

Tabii, burada, ticaret müşavirlerimizin performansını nasıl ölçüyoruz? Bunlar zaten büyükelçilik emrine gönderiliyor, büyükelçiliğin amirliğinde orada çalışıyor. Büyükelçilerimizden bununla ilgili devam olarak rapor alıyoruz zaten. Artı, oraya giden bütün iş adamlarımızın, oraya giden, orada yaşayan Türk iş adamlarının performansları, onları zaten... Zaten devamlı olarak yardımcı olmakla görevli onlar, onlardan da devamlı olarak bilgi alıyoruz ve onları aynı zamanda Bakanlığımızın denetim mekanizmalarıyla da rutin bir şekilde denetliyoruz, faaliyetlerini denetliyoruz.

Şimdi, burada, Ekonomi Bakanlığına giren her personel zaten bir yabancı dili en üst düzeyde bilmiş olmalı, zaten öyle bir sıkıntımız yok. Kaldı ki biz şu anda yurt dışı programlarıyla, master programlarıyla özellikle 2'nci ve 3'üncü dilleri teşvik ediyoruz, onları o dilleri öğrenmesi için teşvik ediyoruz. Artı, fiilen de, mesela Çin'de, Hindistan'a veyahut da Arap dili konuşulan bir yerlere veya Rusya'ya veya Japonya'ya veya İtalya'ya giden bir ticaret müşavirimiz varsa, orada dört yıl boyunca kaldığında gelirken onun o dili öğrenmiş olmasının onun kendisi için ne kadar faydalı olacağını da tavsiye ediyoruz tabii. Böyle bir zorunluluğumuz yok ama o anlamda arkadaşlarımız son derece yetenekli.

Şimdi, gönül istiyor ki dünyanın her noktasında çok daha fazla kadroyla olalım, buna da çalışıyoruz. Bunlar bizim resmî memurlarımız ama bunun dışında, bundan daha fazla o ülkede yerel personelimiz var yani oradaki ticaret müşavirimizin başkanlığında, onun yanında çalışan, çok büyük bir ihtimalle de oradaki yerleşik Türklerin veya Türklerin yetişmiş çocuklarından. Bunda Avrupa'da hiç zorluk çekmiyoruz, diğer birçok ülkede de çok zorluk çekmiyoruz. Onlardan almış olduğumuz personellerimiz de var. Bunlarla beraber zaten sayımız 300'ün, 350'nin üzerinde. Bilmiyorum, rakam olarak arkadaşlarımız da... 193 de yerel personel şu anda çalışıyor, onlar buraya dâhil değil tabii ki.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Bu konuda...

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Burada, tabii ki, Sayın Başkanım, niye bu boşluklar yaşanıyor ve niye böyle bir şey talep ediyoruz? Bizim ticaret müşavirlerimiz Ekonomi Bakanlığının önerisiyle beraber Dışişleri Bakanlığıyla birlikte bir süreçle, üçlü kararnameyle atanıyor; yani Ekonomi Bakanı Başbakan ve Cumhurbaşkanının kararnamesiyle atanıyor, bu atama sırasında istediğimiz hızda çalışamıyoruz yani istediğimiz şeyde çalışamıyoruz. Bunu engellemek için de oradaki kalan personelimizin -yani orayı boşaltmamak için- süresi bittiğinde kanunen onun devamını sağlamak için geçici atamalar, görevlendirmeler yapıyoruz, bu görevlendirmeler de bize çok pahalıya patlıyor. Geçici görevlendirmeyle gönderdiğimiz zaman da doğrudan bizim kendi Bakanlığımızın çok kısıtlı olan bütçesini, bu işler için ayrılmış olan bütçesini çok hızlı bir şekilde tüketiyoruz. Onun için, Bakanlığa bir yetki veriyoruz burada. Muhtemelen yenisi atanana kadar o, iki yıllık, yani yüzde 50'ye kadar artırma hakkını orada kullanıyor. Yenisi atandığı zaman da birlikte de şöyle bir ay, iki ay çalışsınlar ki o devir işlemi gerçekleşsin.

Diğer taraftan, söylediğiniz konu şu: Bazı popüler yerler var ki herkes oralara gitmek istiyor, bazı yerler var ki oralara insan bulmakta zorlanıyoruz. Buralarda, özellikle popüler yerlerle ilgili asla süre uzatımına gitmiyoruz çünkü zaten orasının oturmuş bir sistemi var. Genellikle orada 2 3 ticaret müşavirimiz var, oradaki değişiklikte herhangi bir sorun yaşamıyoruz ama bir tek olan yerde bunu bazı yerlerde yaşıyoruz. Orada hakikaten çok iyi oturmuş bir arkadaşımız var, iyi yerleşmiş orada; oranın yerel dilini öğrenmiş, oradaki bütün ekonomik aktörlerle de çok iyi ilişkiler kurmuş. Bu arkadaşımızın devamı yönünde karar almak istiyoruz, diyoruz ki: "Bu, buradan sadece dört senede dönmesin, biraz uzatalım, gerekiyorsa onu bir kere daha oraya atayabilelim." Onun için, böyle, Bakanlığa bir yetki alıyoruz.

Burada, tabii, şunu, siyaseten artık bizim bu komplike şeylerden kurtulmamız, yani böyle endişelerden kurtulmamız lazım: "Acaba burada suistimal olur mu?" Bir bakan bu konuda -siyasi görüşü en olursa olsun- asla böyle bir şeyi suistimal etmesine müsaade etmez, yani adam kayırmak gibi, birilerine bu anlamda torpil geçmek gibi bir şeye asla müsaade etmez, o konuda emin olabilirsiniz.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.