BAŞKAN - Müsaade ederseniz...

Sayın Bakan, arkadaşlar, şu değerlendirmeyi yapayım,: Tasarı geldikten sonra tasarının burada nasıl görüşüleceğine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi tamamen Başkanlık Divanının tensipleri doğrultusunda gerçekleşmiştir.

Tabii ki torba tasarının mantığını, gelişini zaten uzun yıllardır tartışıyoruz, tartışmaya devam edebiliriz ama netice itibarıyla adına torba denilen ama farklı kanunlarda değişiklik ve düzenleme yapan bir tasarı şu an Komisyonumuzda görüşülmekte.

Görüşmelerin daha sağlıklı olabilmesi, daha anlaşılabilir olması açısından konu başlıklarına göre biz bunları tasnifledik, sınıflandırdık ve o sınıflar içerisinde bu görüşmeleri daha sağlıklı bir biçimde görüşüyoruz ve yapıyoruz. Mesela, nedir? 11 madde, diyelim ki iletişim sektörüne ilişkin olan maddeler var. Bunları bir paket hâline getirdik, 11'inin hep beraber görüşmelerini yaptık, maddelerin üzerinde görüşmeleri beraber yaptık. Böylece de bir bütünlük içerisinde bu görüşmelerin yapılmasını ve sağlanmasını temin ettik. Mesela, köy yerleşim yeri dedik, 2 madde diyelim ki sıra takip etmiyor ama beraber aldık. KDV tebliğinde birtakım düzenlemeler varsa bunları birlikte ele aldık. Yani, burada yapılan görüşme seyri doğru bir metodolojidir. Yoksa aksi takdirde...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Son dakika değişiklikleri de...

BAŞKAN - Müsaade ederseniz...

...içinden çıkılmaz bir hâle gelir.

Önerge müessesesi İç Tüzük'le Komisyon üyelerine tanınan bir haktır ama "Önergeni sen şu saatte vereceksin, bu saatte vereceksin." diye de benim bir kısıt getirme şansım...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, yapmayın... Din kardeşi değiliz belki ama...

BAŞKAN - Ama biz dostuz, dostuz yani onda sıkıntı yok.

Ve usulüne uygun bir biçimde de bu işleri götürüyoruz. Sayın Bakanın yapılmış olan değişiklikler ve yapılmış olan düzenlemeler, üzerinde değişiklik yapılmadan gelen maddelerle ilgili burada açıklamaları olmuştur ve Komisyonun etki analizleri talepleri üzerinde de çalışmalarını yapmıştır. Bugün de akşam... Ama bugün akşam belki biraz erken kapatacağız Sayın Bakan. Aşağıda da görüşmeler var. Bazı arkadaşlarımızın -Sayın Erdoğdu gibi- aşağıda da görüşmeleri var. Sizin, bütün bu etki analizleriyle ilgili açıklamalarınızı da yarınki seansın başında yapmanızı rica edeceğim. Böylece de bütün Komisyon üyelerimiz de bütün ilgili maddelere ilişkin bütün bu etki analizini net olarak anlama şansına sahip olurlar.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tamam, olur.

BAŞKAN - Bugün Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımızın da bir Başkanlık Divanı toplantıları var. Ondan dolayı bugünkü görüşmeleri çok uzun tutmadan, belli bir saatte kesip görüşmelerimizi yarın sürdürmeye devam edeceğiz.

Ben bu açıklamaları yapmama vesile oldukları için de Sayın Paylan'a ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hiç başlamasak daha iyi. Yarın biraz daha erken başlayalım çünkü Genel Kurul çalışması var.

MUSA ÇAM (İzmir) - Hiç başlamayalım, yarın devam edelim.

BAŞKAN - Şöyle, yarın, malum, erken başlama şansımız yok, yarın grup toplantılarımız var. Grup toplantılarımız olduğu için yarın 15.15 itibarıyla Komisyonu başlatacağız.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sekizde gelelim sabah.

BAŞKAN - Efendim, siz erken kalkan bir insansınız ama her arkadaşımızı o saatte kalkmaya zorlayamıyorum.

MUSA ÇAM (İzmir) - Zulmün artsın. Ne diyelim sana!

BAŞKAN - Zulmüm artsın tabii ki. Allah razı olsun. Bunu da bir dua olarak kabul ediyorum ben. Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, usul tartışmalarına siz karar veriyorsunuz tek başınıza, öyle mi, açılıp açılmamasına?

BAŞKAN - Evet, evet, tabii böyledir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - İç Tüzük'te bunun karşılığı var mıdır?

BAŞKAN - İç Tüzük'te bunun karşılığı var, evet.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yani Başkan tek başına karar veriyor.

BAŞKAN - Bakın, açıp açmama kararını ben veririm. Ondan sonra bunu açarım. Ondan sonra da hangi konuda karar vereceğime gene ben karar veririm.