KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Teşekkür ediyorum.

Tabii, çok müdahil olmak istemedim ama bir noktada da görüşlerimi paylaşmayı da gerekli gördüm.

Muhalefet, iktidar hep birlikte konuşuyoruz, özel sektörün yurt dışı yükümlülükleri, borçları, bunların ülke üzerinde oluşturduğu riskleri konuşuyoruz ve bu risklerin arttığını ifade ederek bunu da kendi siyasi söylemlerimizde kullanıyoruz.

Hükûmet olarak burada ülkenin ekonomik ve finansal istikrarını etkileyebilecek önemli bir konuda ilgili kurumlarımız, Finansal İstikrar Komitemiz var. Bu konuda bu, hepinizin ifade ettiği, sizlerin de ifade ettiği ve haklı olarak dikkate getirdiği bu konularla ilgili "Bu sistemik riski nasıl yönetebiliriz, bunu nasıl kontrol altına alabiliriz?" diye çok kapsamlı çalışmalar yapılıyor. Dolayısıyla, burada kimsenin yemek parası dolarla mı ödenmiş, bunlarla uğraşacak hâlimiz yok herhâlde, böyle gayriciddi işlerle uğraşacak, bu şekilde Merkez Bankası bir madde getirmiş değil. Burada, gerçekten, döviz yükümlülüğü yüksek olduğu için, ülkenin ekonomik ve finansal istikrarını izleyecek borçlanmaları, hiçbir firmayı ne denetlemek, ne "Ne yapıyorsun?" hesap sormak gibi bir anlayış yok. Sadece bu bilgiler derlenecek, bu bilgiler sistematik bir bilgi hâline dönüştürülecek ve "Bu riskin yönetilmesi için alınması gereken idari tedbirler neler olabilir, yasal tedbirler neler olabilir, sınırlamalar neler olabilir, bu riski nasıl yönetebiliriz?" diye bir sonraki aşamada da belki bu elde edilecek bilgilerden hareketle politikalar geliştirilecek. Dolayısıyla, burada Merkez Bankasının kimsenin hesabının peşinde olacak hâli yok, kimsenin borcunun, varlığının peşinde olacak hâli yok. Gerçekten önemli bir konuyu görüşüyoruz yani finansal istikrarın sürdürülebilirliği ve bu sürdürülebilirlik üzerine etki edecek varlık ve yükümlülüklerin izlenmesi, bakın izlenmesi... Yoksa, Merkez Bankası gidip de kimsenin bilançosunun içine karışıp da "Sen niye bunu böyle yapıyorsun?" demeyecek. İbrahim Bey de ifade etti, yani, bir doğru fotoğraf, doğru bilgi olursa onun üzerine doğru politikalar inşa edilebilir. Onun için istatistik üretmek anlamında bile burada bunun gerekli olduğu gözüküyor.

Bir de yani burada anladığım kadarıyla zaten riski oluşturan firma sayısı az ve aslında bunlar zaten büyük ölçekli şirketler. Aslında bu şirketler de büyük ölçüde bu riski yönetmeye dönük birtakım tedbirler de alan şirketler. Merkez Bankası, Finansal İstikrar Komitesinde bu sistemi yönetmek için gerekli olan bir eylemi, bir unsuru realize etmek üzere bir bilgi isteme yetkisi talep etti ve çok haklı olarak sizlerin talebi "Ya, bu bilgi isteme yetkisinde siz belki sözle bunu ifade ediyorsunuz ama eğer amacınız sadece döviz yükümlülüklerinin izlenmesiyse bunu bununla sınırlayın." dendi. Bizce çok doğru, haklı bir talepti. Biz de bu talebe uygun olarak, haklı bir talep olduğu için önerge verdik, değiştirdik. Şu anda Merkez Bankası sadece ve sadece bu fotoğrafın çekilmesi, istatistiklerin üretilmesi ve politika kararlarına dönük bir teknik bilgi üretiminin ötesinde hiçbir firmanın bir işiyle uğraşmayacak. Tabii ki burada, bütün mevzuatta...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Gerçek ve tüzel kişi...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok şöyle, ben şunu anlıyorum yani: Merkez Bankası burada bu firmalar dışındaki diğer bütün dataları izleyerek riskin yoğunlukla oluştuğu firmalar üzerinde bu çalışmaları yapacak. Yoksa, sahadaki yani "10 bin liralık bir mal almış döviz cinsinden, ben gideyim de bunun..." Onun peşine düşecek hâli yok. Burada gerçekten, yani, 80'e 20 kuralı, az sayıda ama riski yüksek olan firmaların... Aslında, burada da yapılmak istenen şey, firmaların bu risklerine yani bu borçlanmalarına bir sınır getirmek değil, sadece bunların yönetilmesine dönük enstrümanların geliştirilmesi ve bu enstrümanlara kanalize edilmesi. Yoksa, her firma kendi hesabını kendisi yapacak, borçlanmalarına aynen devam edecek ama bir toplam fotoğrafı görmek lazım. Hepimiz ifade etmiyor muyuz yani Türkiye'de kamu sektörü son yıllarda dış borç anlamında gerçekten büyük bir başarı yakaladı ve kamunun döviz yükümlülükleri veya genel anlamda önemli ölçüde aşağı geldi ama özel sektörün yükümlülükleri, özellikle 2011 sonrası dönemde hızla arttı ve bu da sistem üzerinde risk oluşturuyor. Dolayısıyla, bu haklı talepleri karşılamak üzere Finansal İstikrar Komitesi bir çalışma yapmış durumda, onu getiriyoruz.

Bu maddede de... Vergi kanunlarında da böyledir. Bir bilgi isteme yetkisi verilmişse bu sistemin çalışmasını sağlamak üzere bir idari yaptırım öngörülür. Buradaki yaptırımın tutarı üzerinde farklı bir yöntem de söylenebilir ama bana göre ciroya dayalı bir yöntem işi iyice büyütebilir. Yani, burada belki bin gün, iki bin fazlaysa belki de biraz daha aşağı çekmek mümkün, bunu da yapalım yani sorun değil ama işin özü budur yani burada yapılmak istenen şey, hepimizin ifade ettiği, bu riskin yönetilmesi konusunda bilgi üretilmesini sağlamaktır. Yoksa, başka kimsenin yemek parasında derdimiz yok.