| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .10.2017 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Aslında, kafalarda bir soru işareti kalmasın diye bazı kısa açıklamalarda da ben bulunmak isterim. Sayın Bakanın konuşması üzerine bir konuşma olarak algılanmasın lütfen.
Eski bir BDDK Başkanı olarak, zaten kredi riski şu anda bütün mudiler tarafından da dâhil olmak üzere, kredi kullanan herkes tarafından, Bankalar Birliği tarafından izleniyor. Eskiden Merkez Bankasının işlevleri arasındaydı bu riski oluşturmak ve izlemek, şimdi bu yetkisi zaten oraya devredilmiş vaziyette. Doğru mu? Eğer kredi kullanılıyor ise bir ülkede, hele böyle birden fazla veya çok finansal kurum da bu işin içerisindeyse bu riskin herkes tarafından görülmesi gerekiyor, bu bir zorunluluk. Buraya kadar tamam, bunu izliyor zaten devlet ve bu konuda da hiç kimsenin bir itirazı falan yok, kredi kullanıyorsan ne kadar kredibiliten olduğunun somut olarak ortaya konulmasında herhangi bir sakınca olmaması gerekir diye düşünülüyor. Burada özellikle döviz kredisi kullananlar açısından ülkemizin karşı karşıya kaldığı riski hesaplamak bizler açısından da önemli. 230 milyar dolar özel sektörün açık pozisyonundan bahsediliyor, 230 milyar dolar. Sadece bizim aklımıza değil IMF'nin de aklına geliyor, soruyorlar "Ya, bu 230 milyar dolarlık risk nasıl bir şey oluşturuyor? Yani ödemede herhangi bir sorunla karşılaşıyor musunuz, karşılaşmıyor musunuz?" Ciddi olarak arıyorlar. Aslında onların araştırması gereken yer Türkiye değil, dışarıda bu krediyi Türkiye'ye verenler hangi verileri kullanarak bunu veriyorlar? Şimdi, eğer bizler de bunu bilirsek belki içimiz daha fazla rahat edecek. Ya, 230 milyar dolarlık bir açık pozisyonumuz gözüküyor ama bu 230 milyar doların işte 111 milyar doları direkt olarak özel sektörün, bunların da zaten teminatları kendileri tarafından gösterildiği için ülke açısından bir risk teşkil etmeyebilir. Ha, ben bunu duyduğum zaman "huuh" diye bir derin nefes veririm. Dolayısıyla, bu olayın kesin olarak bilinmesi gerekiyor. Buradan ortaya çıkan riskin ne kadarı hazinenin üstüne geliyor verilmiş garantiler nedeniyle ya da tamamen garantisiz olarak verilmiş ve gerçekten de risk oluşturabilecek, üretimi etkileyecek bir olayımız var mı? Bunların araştırılması doğru bir olaydır. O açıdan, pek şey olarak görmedik ama Merkez Bankasının yetkisinin sınırlanması konusunda yapılan olayı yani sınırlamayı, eğer kuşku duyularak yeterli bulunmuyor ise gerçekten, Sayın Bakanın da söylediği gibi, ilave bir şeylerle yeniden daha fazla güvenceli hâle getirmek mümkün olabilir. Burada açık olarak daha önceden bu sistemin içerisinde yer almış ve yönetmiş bir insan olarak bir risk görmedim, görmüyorum da ama yasa düzenlemesi açısından insanların güvenliğini sarsacak herhangi bir şey varsa görülmeyen, bu burada her zaman için tartışılabilir diyorum.
Teşekkür ediyorum.